AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

H A Y A T
Bebek aşkı sanatı aştı

Organik formlu üç boyutlu eserler üreten heykeltraş Günnur Özsoy şimdilerde bebek bekleyen bir anne adayı. Çalıştığı plastik malzemelerin karnındaki bebeğe zarar vermesinden korktuğu için geçici bir süre işinden ayrı kalan sanatçı, bu dönemi sanatsal anlamda da 'kuluçka'ya benzetiyor.

  • HALE KAPLAN ÖZ
    Alüminyum, bronz, pirinç, taş, plastik... Günnur Özsoy'un bugüne dek ortaya koyduğu eserlerin ana maddeleri. O organik formlu üç boyutlu eserler üreten bir heykeltraş. Şimdilerde ise yeni bir heyecanın içinde. Onun üretim süreci, zaman içinde hem biyolojik olarak hem de ruhsal olarak kadının ihtiyaç duyduğu en kutsal isteklerden biri için etkileniyor. Bu zamana kadar kendini anne olabilme konusunda ikna edemediğini söyleyen sanatçı şimdi ise vermiş olduğu karardan çok memnun.

    İşimden ayrıyım ama onun bana kattıkları apayrı

    Çalıştığı malzemelerin bebeğine olan zaralarından dolayı işine ara veren Günnur Özsoy, hamileliğin işinden sadece amelelik olarak ayrı kaldığını ve bu durumun yarattığı sonuçların sanatsal bir doğuşa da zemin hazırladığını söylüyor. "Zararlı olan birçok şeyi kesiyorsun, herşeyden bir mahrumiyet söz konusu. Benim çalıştığım malzemeler çok da harika şeyler değil. Polyester başlıbaşına kanserojen bir madde ve ben onun üzerinde çalışırken reaksiyon halinde oluyor bu da çok sakıncalı. Heykeli yaparken ağırlık kaldırmanız gerekebiliyor, yorucu, bedenen efor sarfediyorsunuz. Masa başında bir iş yapıyor olsaydım devam ettirebilirdim ama benim öyle bir şansım yoktu. Şimdi bebeğe zarar vermesin diye işimin amelelik kısmını devam ettiremiyorum. Ama beynimde sürekli yeni projeler, tasarılar yer alıyor. Sıkıntıları olmakla birlikte çok da keyifli bir süreç. Yani işimden ayrı olmak bana bir üzüntü yaratmıyor çünkü hamileliğin kısa da olsa işimden ayrı kalmamdan kaynaklarından çok daha fazla kazançları oldu benim için."

    Çocuk çalışan kadınlar için engel değil

    Günnur Özsoy'a göre çalışan annenin çocuğuna ayırdığı vakit az da olsa aktif olduğu için daha sağlıklı. Özsoy, "Ben Türkiye'deki birçok kadından şanslıyım çünkü çalışma saatlerimi kendim ayarlıyorum. Zaten, zaman dar olduğunda onu en ideal şekilde değerlendirebiliyor, daha iyi organize oluyorsunuz. Bir- çok çalışan anne, çocuğuna çok daha sağlıklı vakit ayırabilir. Günün her dakikası dipdibe oturan anne-çocuk ilişkisinden daha iyi bir model bu. Her bebeğin kendini yönlendirecek aktif bir anneye ihtiyacı var. Bence çalışan kadınlar işlerini çok fazla düşünmesinler. Annelik hem eğlenceli ve zevkli birşey hem de yaşattığı duygular çok farklı. Bu kadınlara tanınan bir ayrıcalıktır da aynı zamanda. Bu özel deneyimin yaşanması çok olağan ama bir o kadar da mucizevi" diyor.

    Hamilelik bir evrim

    Hamilelik döneminde beyin ve vücudun büyük bir değişim geçirdiğini söyleyen Özsoy yaşadığı değişimin işine olumlu getirilerinin olduğunu düşünüyor ve ileride bu dönemini anlatan bir çalışma yapmak istiyor. Özsoy,"Şimdi en esas noktam bebek.Yeni projem de onunla ilgili. Bu dönem benim için bir define. Bana hissettirdiklerini kendi malzemelerimle, fotoğraflarla ve değişik metaryallerle anlatmak istiyorum. Bu düşünce şu an çok cazip ve heyecanlı ama sergide bir iddia ile ortaya koyulduğu için o zaman ne düşünürüm bilemiyorum" şeklinde duygularını ifade ediyor.

  •  
    Dünya modacıları kadınımızı şık buldu
    Türk kadınınının modayı yakından takip ettiğini söyleyen moda tasarımcılarımızıdan Özlem Süer, "Dünya modacıları Türk kadınının giyim kuşamını beğeniyor" diyor.
    Kadına dikkat!
    İnsanlık tarihi kadını anlamaya çalışan erkeklerle dolu.
    Ayakkabınız sizi yormasın
    Her nekadar piyasada çok çeşitli ve rengarenk ayakkabılar olsa da ayakkabı alırken ilk önce rahatınızı düşünmelisiniz. Rahatsız eden ayakkabılar zaman zaman yürürken tökezlemelere ve düşmelere neden olur. Aynı olaylar aşırı yüksek topuklu ayakkabı kullanımlarında da meydana gelir. Bu tür ayakkabılar duruşunuzu, ayaklarınızı ve kendinize olan güveninizi de sarsar. Oysa orta yükseklikteki topuklu ayakkabılar hem daha modern ve şık hem de sizi biraz daha uzun gösterir.
    Doğru saça doğru ŞAMPUAN
    Şampuan, saç bakımının ilk adımıdır. Bu yüzden şampuanınızı seçerken, saçınızın yapısına ve gereksinimlerine uygun olanları tercih edin. Şampuandan önce, saçınızı mutlaka fırçalayın. Böylece saçınız birikmiş olan tozlardan arınacak ve şampuanın etkisi artacaktır. Şampuanı saçınıza uygulamadan önce avucunuza dökün ve parmak uçlarınızla saç derinize hafif masajlar yaparak saçınızı yıkayın. Ilık suyla bolca duruladıktan sonra, parlaklık kazandırmak için diplerden uçlara soğuk su tutun.
    Yavaş ye! Kilo alma!
    Eğer fazla kilolarınızdan şikayetiniz varsa ve bu kilolardan kurtulmak istiyorsanız yemek yerken biraz daha dikkatli olmanız gerekir. Sıcaklarıı fırsat bilerek sağlıklı bir şekilde kilo vermeyi düşünüyorsanız, kesinlikle ayaküstü birşeylar atıştırmayın, yemek öğünlerini atlamayın. Alışverişe karnınız aç olarak gitmeyin ve mutlaka alışveriş listesi yapın. Yemek pişirirken yağ yerine baharat kullanın. Sofrada ise yavaş yeyin ve tuzdan mümkün olduğu kadar uzak durun.
    24 Ağustos 2003
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED