AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

H A Y A T
GECEKONDUNUN
umutsuz kadınları

Gecekonduda yaşayan kadınlarla ilgili yapılan bir araştırmadan "umutsuzluk" çıktı. Sözkonusu kadınların en büyük etkinliği televizyon seyretmek.

Gecekondu bölgelerinde oturan bir grup kadınla yapılan araştırma, geleceğe umutla bakmadıklarını ortaya koydu. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu öğretim üyesi Doç. Dr. Veli Duyan ve araştırma görevlisi Elif Gökçearslan danışmanlığında 4 öğrenci, Mamak'taki Natoyolu Toplum Merkezi'nden hizmet alan 63 kadınla bir araştırma yaptı.

Buraya gelen ve gecekonduda oturan kadınların sosyo-demografik özellikleri ve beklentilerinin belirlendiği araştırmaya göre, katılımcılar sosyal faaliyetten uzak yaşıyor.

TV karşısında geçen ömür

Kadınların boş zaman faaliyetleri misafirliğe gitme ve televizyon izleme gibi etkinliklerle sınırlı kalıyor. Kadınların beklentilerine ilişkin sonuçlar incelendiğinde ise geleceğe umutla bakmadıkları ve gelecekle ilgili belirsizlikler yaşadıkları tespit edildi. Araştırma sonuçlarını değerlendiren Doç. Dr. Veli Duyan, gecekondu bölgelerinde bu tür toplum merkezlerinin yaygınlaştırılmasının, hizmetlerin nicelik ve nitelik yönünden artırılmasının, buralarda yaşayanların kısa sürede kentle bütünleşmesi açısından yararlı olacağını söyledi. Doç. Dr. Duyan, "Kalkınma planlarında ve yerel yönetimlerin hazırladığı programlarda, gecekondu bölgelerine öncelikli sırada yer verilmesi gerekmektedir. Böylece kent imkanları gecekondu bölgelerine de taşınmalı ve altyapı sorunları çözülmelidir'' diye konuştu.

Konukevinin şiddet mağdurları

Doğu ve Güneydoğu illerinde aile içi ve dışı şiddete maruz kalan ve töre cinayetinden kaçan kadınlar polis gözetiminde Samsun Kadın Konukevi'nde psikolojik destek alıyorlar. 10 kadın ve 7 çocuğun misafir edildiği konukevinde mağdurlar tanınmamak için yüzlerini eşarpla gizlediler. Mağdurların ilk olarak psikiyatrlar eşliğinde aileleriyle barıştırma yoluna gidiliyor. Olumlu hava yakalanırsa kadınlar ailelerine teslim ediliyor. Bu arada, şiddet uygulanıp Türkiye'deki değişik kadın kuruluşlarından yardım isteyen kadınların yaşları 15-60 arasında değişiyor. Bu kadınların yüzde 63'ü evli, yüzde 47'si ilköğretim, yüzde 22'si lise ve yüzde 4'ü üniversite mezunu. Yüzde 71'ine kocası ya da birlikte yaşadığı erkek tarafından şiddet uygulanmış. Yine yüzde 55'i şiddet türlerinin tümüne maruz kalmış.

 
'Tarz'ın ikinci hali
Avrupa'dan gelen ikinci el giysi mağazaları, farklı olmak isteyen ve bugünün modasını reddeden gençlerin alışveriş mekanı.
Arıdan faydalanamıyoruz
Bal ve polen gibi ürünleriyle tanınan arıdan elde edilen "propolis", "apilarnil", "süt" ve "zehir"in de, birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığı bildirildi.
Ağızlarda siyah bomba!
Diş çürükleri ve tedavilerinden sonra yapılan civa içerikli gümüş renkli dolgular karaciğer ve böbreklerde tahribat yapıyor, beyinde kronik zehirlenmelere neden oluyor. AB ülkelerinde ve Amerika'da civa içerikli dolgu malzemelerini kullanmamaları konusunda diş hekimlerinin Sağlık Bakanlığı tarafından uyarıldığına dikkat çeken Dentistanbul Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Ali Özer, "Metal dolguların içeriğindeki civa ve diğer metallerin gerek dolgu yapımından hemen sonra gerekse kullanıldığı tüm zamanlar boyunca her çiğnemede aşınması ve civa salgılaması insan sağlığında olumsuz zararlar verebiliyor" diyor.
27 Ağustos 2003
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED