AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Ne olduğunu bir anlayabilsem...

Herhalde sizin de dikkatinizi çekiyordur; son zamanlarda ne idüğü tam anlaşılmayan bir dizi olayla karşılaşılıyor: New York ve çevresinde yaşayan 50 milyon insanı saatlerce enerjisiz (dolayısıyla temel hizmetlerden mahrum) bırakan elektirik kesintisi sözgelimi... Ya da, Bağdat'ta Birleşmiş Milletler'in kullandığı Canal Otel'i bombalama eylemi... Veya, yine Bağdat'taki Ürdün Büyükelçiliği'nin bombalanması... Bunlara, Kuzey Irak'ta 11 Türk subayının başına çuval geçirilmesini, Türkmenlere dönük saldırıları da ekleyebiliriz...

Birbirinden bağımsız bu olayların ortak bir özelliği var: Hepsinin 'neden' meydana geldiği veya 'kimler' tarafından planlanıp uygulamaya konulduğu bütün açıklığıyla bilinmiyor. Bu sebeple de, etrafta senaryolardan ve spakülasyonlardan geçilmiyor. Ürdün büyükelçiliğini, BM binasını kim bombaladı? Türk subayları neden derdest edildi? ABD'deki elektrik kesintisinden kim sorumlu? Bu soruları etrafınıza yöneltin, her kafadan bir ses, her sesten bir senaryo çıktığını göreceksiniz...

Olacak şey değil... ABD'nin Irak'ta 150 bin kadar askeri var. İngilizleri ve diğer müttefik askerlerini eklerseniz karşısınıza bayağı bir askerî güç çıkıyor. FBI, CIA, MI5 ve MI6 orada cirit atıyor. Mossad da bölgede faal. Ancak, dünyanın en güçlü istihbarat örgütleri bile, çok sayıda insanın canını alan ve işgal yönetimine meydan okuyan eylemleri önceden haber alamıyor, önleyemiyor...

Tam öyle de değil. Bağdat'taki bazı önemli hedeflere yönelik eylem hazırlığından önceden haberdar olanlar var... Irak kökenli ve işgal güçlerine yakın iki kişi, eylem sonrasında ortaya atılarak, "Biz bu tür eylemlerin yapılacağından haberdardık" dediler. Bu kişilerden biri, Amerikalılar tarafından oluşturulmuş 25 kişilik Irak geçici yönetiminin üyesi; diğeri de aynı yönetimin üyelerine danışmanlık yapan bir işadamı...

Ahmad Chalabi'yi artık hepimiz tanıyoruz. 1958 darbesi sonrası Irak'ı terk eden bir ailenin ferdi Chalabi. Büyükelçiliği bombalanan Ürdün'de bankacılık yapmıştı; müşterilerin parasını zimmetine geçirdiği yolundaki iddialar üzerine yargılanıp mahkum edilince ABD'ye yolunu düşürmüştü. Şimdi, Şii kontenjanından yönetimde; Chalabi, çok sayıda insanın canını alan, daha fazlasının yaralanmasına sebep olan bombalama eyleminden 'önceden' haberi olduğunu açıkladı...

New York emniyet müdürlüğünden emekli Bernard Kerik bir süredir Bağdat'ta, Iraklı polisleri yetiştirme görevini üstlenmiş görünüyor. Kerik, BM temsilcisi Brezilyalı Vieira de Mello'nun örgütün üst düzeyiyle toplantı yaptığı sırada patlayan bombanın o mahalle getirilişini garip buluyor. AP ajansına, "Binayı korumakla görevli olanları, ya da içeride çalışanları sorgulamalı" kuşkusunu açıklamış Kerik. Ona göre, bu eylem, içeriden birilerinin dahli bulunmadan hayata geçirilemez...

Irak geçici yönetimi üyesi Irak Ulusal Kongresi örgütü başkanı Chalabi'nin "Ben haberdardım" demesi bu bakımdan önemli. 14 Ağustos'ta ulaşmış istihbarat Chalabi'ye. "Yumuşak bir hedefe karşı geniş çaplı bir eylem" olacağı bildirilmiş. 'Yumuşak hedef' ile kast edilenin Irak'taki siyasi partiler veya BM gibi olayın tarafları olduğu bilgisiyle birlikte... Eylemin, bir kamyonla gerçekleştirileceğini de biliyormuş Ahmad Chalabi... Eylemden beş gün önce hem de...

Benzer bir bilgi, ajansların kendisinden 'Irak kökenli Amerikalı işadamı' diye söz ettikleri Rubar Sandi'de de varmış... Ona da uyarı eylemden yine beş gün önce, 14 Ağustos'ta ulaşmış. İhbar mektubunda saldırı hedefleri belirtiliyormuş. BM'nin karargâhı Canal Otel'in adı geçmiyormuş, ama bütün büyük oteller tek tek anılıyormuş...

Amerikalılara yakın iki Iraklı'nın bildiği eylemleri, işgal güçlerinin, 'müthiş bir sürpriz' olarak karşılamaları gerçekten şaşırtıcı. Ahmad Chalabi ve Rubar Sandi kendilerine ulaşan bilgiyi işgal yönetimine iletmemişler mi? İlettikleri halde kendilerine kulak mı verilmemiş? Yoksa aldırılmamış mı? Biri BM temsilcisi olmak üzere 23 kişinin eylemde hayatını kaybettiği hatırlanılırsa, bunların herbiri vahim ihtimaller...

Aradan neredeyse iki hafta geçtiği halde, BM karargâhına eylemi kimin düzenlediği tam bir muamma. Amerikan istihbarat yetkilileri iki adres gösteriyorlar: Biri, artık hepimizin ezbere bildiği el-Kaide örgütü. Diğeri de, Irak'ın kuzeyinde faaliyet gösterdiği halde savaşın ilk günlerinde Bicara kasabasındaki kampı yerle bir edilen Ansar el-İslam adlı Kürt örgütü...

Üç liderinden biri öldürülmüş El-Kaide örgütü, bir internet sitesi aracılığıyla, "Eylemi biz yaptık" deyiverdi. Bu tür açıklamaların inandırıcılık kazanması için sadece eylemcilerle olayı araştıranların bilebileceği hassasiyette bir bilgi sunulmuyor sitede; sadece eylem üstleniliyor... Ansar el-İslam örgütü ise, açık bir dille, "Bu bizim eylemimiz değil" dedi ve eylemi üstlenmedi...

İstihbaratçı ve muhbir kaynayan bir ortamda, beş gün önceden haberi verilmiş bir eylemin BM'ye karşı yapılmasını akıl almıyor. Ama, New York'taki elektrik kesintisini de, Kuzey Irak'ta subaylarımızın başına çuval geçirilmesini de almayan aklıma artık güvenemez oldum...

Bu akıl almaz eylemleri kimler yapıyorsa, ülkemize de bulaştırmazlar umarım...


27 Ağustos 2003
Çarşamba
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED