Kerkük'te Şii gruplarının çağrısı üzerine, çok sayıda Şii dün Cuma namazında bir araya geldi. Şii liderlerin önceki gün yaptığı çağrı üzerine Necef, Bağdat, Tuzhurmatı ve diğer yerleşim birimlerinden çok sayıda Şii Kerkük'e geldi. Şiilerin el ele tutuşarak oluşturduğu kordonun yanı sıra Kerkük polisi ve Amerikan askerleri de çevrede yoğun güvenlik önlemi aldı.

'Saddam zulmü gitti, Kürt zulmü geldi'

Cuma hutbesinde imam, Kürt gruplarını uyararak, vatandaşlar arasında Arap, Türkmen ve Kürt ayrımı yapılmaması gerektiğini söyledi. Kürt alimlerin vaazlar vererek doğru yolu Kürtlere anlatmasını isteyen imam, hutbesinde şöyle dedi:

"Bizim istediğimiz, İslami kurallarla yönetilen devlettir. Bu devlet Irak'ındır. Yabancı hiç kimsenin burada yaşamasını istemiyoruz. Kerkük valisi, polis müdürü ve yargıçların hepsi Kürttür. Arap ve Türkmen nüfusunun daha fazla olmasına rağmen, ABD niye bu yetkiyi onlara verdi? Yapılan tüm yardımların hepsi Kürtlere veriliyor. Herkesin birleşmesini istiyoruz. Saddam zulmü gitti, Kürt zulmü geldi. 'Kerkük Kürdistan'dır' diyorlar. Kerkük Kürdistan değil, Irak'tır. Kerkük ve Tuzhurmatı'daki olayların faillerinin yakalanarak yargı önüne çıkarılmasını ve ölenlerin ailelerine yardım yapılmasını istiyoruz. Süleymaniye ve diğer bölgelerden gelen polislerin geri gönderilmesini istiyoruz. Bunların yapılmaması durumunda, bu işin içine Necef de girer. Kürtlere diyorum ki, kendi mezarınızı kazmayın. Tuzhurmatı alnınızda bir utanç olarak kalacaktır."

'Süleymaniye diktatörlüğü'

Kerkük'ün Türkmenler'in, Araplar'ın ve Kürtler'in olduğu belirtilen hutbede, "Kerkük sadece Kürtler'in değildir. Bunu kafalarına koysunlar. Kerkük, Irak'ın şehridir, başka kimsenin değildir" görüşlerine yer verildi. Hutbede, "Kürtleştirme politikasının ve Süleymaniye'deki diktatörlüğün buraya gelmesini istemiyoruz. Kürtler, eğer daha aşırıya giderse istenmeyen sonuçlar çıkacaktır. Kürtler, İslam'a karşı çıkıyorlar. Kürtler'in yaptıkları alınlarına kara bir leke olarak yazılacaktır" ifadeleri kullanıldı. Hutbe sırasında "Mehdi ordusu ölmeye hazır'' sloganları atılırken, çevreden birkaç el silah sesi duyuldu. İmamın "Yürüyüş yapmayın'' uyarısı üzerine Şiiler, cemaat sessizce dağıldı.