AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Gözlerini aç Türkiye!

Türkiye'nin yapması gereken en önemli ve acil zihniyet değişimi, bulunduğu coğrafyada "Batı'nın öncü gücü" görüntüsünden sıyrılmaktır. Türkiye'nin bu görüntüsü, İslam coğrafyasında paylaşım ve talanın yoğunlaşmasıyla çok daha çirkin ve telafisi zor zararlara yol açar hale geldi. 1990'lardan sonra ise "Batı'nın öncü gücü" görüntüsü "Amerika-İngiltere-İsrail cephesi"nin öncü gücüne dönüştü. Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası ilişkiler vizyonu bu ülkeler tarafından "rehin" alındı. Bu durum, Türkiye'nin dış politika bağımsızlığını kaybetmesiyle eşdeğer trajik sonuçlar ortaya çıkarıyor, endişe verici bir boyut kazanıyor. On yıldır Kafkaslar'da, Orta Asya'da, Balkanlar'da ve Ortadoğu'da "ABD-İngiliz-İsrail" çıkarları için cepheden cepheye koşturulan Türkiye, aynı güçlerin sınırına dayanan düzenlemelere başlamasıyla izlediği politikanın vahim sonuçları ile yüzleşmek zorunda bırakıldı. Irak bunalımı Türkiye'yi, bu zaafının ağır faturasını ödemekle yüzyüze bırakacak. Türkiye Irak'a bakışında da aynı çizgiyi takip etmesi durumunda tarihinin en büyük felaketleriyle karşı karşıya kalacak.

Washington'dan değil Ankara'dan bakın!

Türkiye bir an önce gözlerini açmalı, kendine, bölgeye ve dünyaya Washington'dan değil Ankara'dan bakmaya başlamalı, Irak'taki gelişmeleri "kendi gözleriyle" izlemeli, Washington ve Londra'yı aradan çıkararak Irak halkıyla ilişki kurmalı. Bu, ertelenemez ve ihmal edilemez bir zorunluluktur ve bölgenin geleceği ile çok yakından ilgilidir. Irak'ta çıkmaza giren ABD'nin en önemli çözüm planı Türkiye. Ankara, "geleneksel rol"ünü tekrar oynar ve ABD-İngiliz çıkarları doğrultusunda onbinlerce askerini Irak'a yığarsa hem işgalcileri rahatlatacak hem de başka Müslüman ülkelerin destek vermesine zemin hazırlayacak. Bunun için ABD Ankara'ya baskılarını tekrar başlattı. Baskının özü şu: "Ne yaparsak yapalım ama Türkiye'yi mutlaka ikna edelim." Savunma Bakan Yardımcısı Poul Wolfowitz, Genelkurmay Başkanı Richar Myers, Irak'taki Amerikan kuvvetlerinin komutanı General John Abizaid, Senato Diş İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Richard Lugar aynı hedefe yönelik girişimlerde bulunuyor.

Etnik ve mezhep savaşı başlamak üzere!

Oysa Irak'ın gerçekleri Washington'ın Ankara'ya empoze ettiğinden çok farklı. Sadece dünkü gelişmeler bile Türkiye'nin aklını başına alması için yeter. Irak'ta incelemelerde bulunan AK Parti Milletvekili Turan Çömez, "Irak'ın Beyrut'a dönüşmekte" olduğunu söylüyor. Irak'taki Şiiler ve Sünniler Ankara'ya, "Amerika'ya destek için gelmeyin" uyarıları yapıyor. Kerkük her an patlamaya ve kanlı olaylara sahne olmaya doğru gidiyor. Şiiler içinde şiddetli iktidar mücadelesi başladı. Araplar ve Türkmenler'le Kürtler arasında düşmanlık tehlikeli bir boyut kazanıyor. İşgal Irak'ı yavaş yavaş parçalıyor.

Yanı başımızda hem etnik hem de mezhep eksenli bir iç savaş başlamak üzere. Orta Irak'taki direniş artık sadece Amerikan askerlerini değil, Polonya ve Bulgaristan gibi Irak'a gelen tüm yabancıları hedef alıyor. Şiiler'in bir bölümü direnişe katılmak üzere. İran'ın Şiiler üzerindeki denetimine karşı olan, işgalcilerle işbirliğini reddeden Muktada Sadr gibi liderler güç kazanıyor.

Daha önce da saldırıya uğrayan Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi lideri Muhammed Bagır El Hekim'in ve onlarca kişinin Necef'teki bombalı saldırıda ölmesi, dün Kerkük'te okunan Cuma hutbesinde Kürt idaresine karşı kullanılan sert ifadeler, ABD ile işbirliği yapan Kürt gruplara yönelik öfke, Irak'ta kanlı bir geleceğe işaret ediyor. ABD ve İngiltere'nin Şiiler üzerindeki tehlikeli oyunları, Şii Türkmenler ile Şii Araplar arasındaki birliktelik dikkatle izlenmeli. İşgal devam ettikçe ve bu işgale destek olundukça Irak'ta istikrar değil kaos ve yıkım olacak. Zaten istikrar isteyen de yok. Irak bütün Ortadoğu'yu sarsacak gelişmelere sahne olacak. Etnik ve mezhep kökenli kavga bütün bölgeye yayılabilir. O zaman bunu kimse durduramaz. ABD ve İngiltere'nin varlığı bu tehlikenin tek sebebi.

Türkiye kendi Irak gerçeğini bulmalı. Sünniler'le, Şiiler'le, Araplar'la, Türkmenler'le ve Kürtler'le bağlarını güçlendirmeli. Amerika ve İngiltere'yi aradan çıkarmak zorunda. Asker göndermek çözüm değil. Siyasi, ekonomik, kültürel alanda uzun vadeli ilişkiler kurulmalı. İşgalin başından bu yana Türkiye ile bölge halkları arasında düşmanlık tohumları ekiliyor. Amerika ve İngiltere, bir taraftan Türkiye'den asker isterken diğer taraftan Irak'ta Türkiye düşmanlığı için yoğun çaba sarfediyor. Türkiye, Irak'a ABD'den bakmaya devam ederse yangın bu topraklara da uzanacak, kendini Arap dünyasıyla savaşla yüz yüze bulacak. Bu işin Irak'ta istikrarla bir ilgisi yok. Irak'ta istikrar değil özgürlük ve egemenlik sorunu var. Bu ülkenin işgali, yağmalanması, esir alınması, köleleştirilmesi ve yok edilmesi var.

Türkiye kamuoyu harekete geçmeli

Türkiye kamuoyu, Amerika ve İngiltere'nin tarihsel emperyal amaçları doğrultusunda Ortadoğu'nun kalbindeki bu işgali sona erdirmek için harekete geçmeli. Zaten bin parçaya ayrılmış Ortadoğu'da tehlikeli etnik ve mezhep kavgalarına hazırlık yapılıyor. Yağma ve parçalamaya yönelik bu işgal, Irak'la sınırlı kalmayacak. Türkler, Araplar, Kürtler arasında on yıllarca sürecek kin tohumları ekiliyor. Herkes Irak'ta işgalin sona ermesi yönünde mücadele etmeli. 11 Eylül sonrası dünya Müslümanları Osmanlı'nın çökertildiği 1. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük felaketle yüz yüze. İşgale karşı bağımsızlık mücadelesi veren Irak'ta bir iç savaş başlayabilir. Dünya Müslümanları'nı derinden sarsacak böyle bir savaş engellenmeli, direniş güçlendirilmeli. Amerika ve İngiltere bu topraklardan defolup gidinceye kadar bölgede yaşayan herkes bu yağmacılığa karşı mücadele etmeli. Türkiye'nin Irak halkını ezmek için Amerika ve İngiltere safında savaşa girmesi kesinlikle engellenmeli. Bu tarihsel bir sorumluluktur.

Bu sadece Irak'ın savaşı değil. Bu bütün bölgenin, bütün Müslümanlar'ın savaşı. Bu işgal 1. Dünya Savaşı'nın devamı, İslam dünyasını toptan köleleştirme savaşı. ABD ve İngiltere'yi haklı çıkaracak sözün ve eylemlerin hiç bir anlamı yok. Bizler, bu topraklarda yüzyıllarca yaşamış insanların torunları olarak, hiçbir şekilde ve hiç bir gerekçeyle işgali meşrulaştıramayız, Amerika ve İngiltere'nin çıkarlarını onaylayamayız, Irak'a onların safında giremeyiz, Irak'ı "Hristiyan/Yahudi Siyonistler'in oluşturduğu "yağma çetesi"nin ellerine teslim edemeyiz.


30 Ağustos 2003
Cumartesi
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED