AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Yetkileri sınırlamak çözüm değil

Cumhurbaşkanı'nın hükümet icraatlarına sıcak bakmadığı gayet net bir şekilde görülüyor. Artık sokaktaki vatandaş bile Cumhurbaşkanı'nın hükümeti engellemeye çalıştığını söyleyebiliyor.

Yoksul öğrencilerin özel okullarda okutulması yasasını ve 2B değişikliğini veto etmesiyle bu tavır gizliliğini kaybetmiş bulunuyor.

Anayasa Mahkemesi'ne CHP üyesi birini atamasından sonra halk üzerinde Sayın Cumhurbaşkanı'nın siyasi davrandığı kanaati de oluşmuş vaziyette.

Yetkilerinin fazla olduğunu önceleri Sayın Cumhurbaşkanı bizzat kendisi söylerdi.

Dünkü gazetelerin biri Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin sınırlandırılması hususunda çalışmalar yapılmaya başlandığını manşete taşımıştı.

Ben zannadiyorum Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda önceden söylediklerinin aksine bir tutum sergilemez ve buna itiraz etmez.

Ancak ben yetkilerin sınırlandırılmasının çözüm olacağı düşüncesinde değilim.

Bence yönetimde istikrar ve sürat için, kuvvetler ayrılığının gerçekleşmesi için başkanlık sistemine geçmek gerekir.

Yetkileri ne kadar sınırlanırsa sınırlansın bizdeki işleyiş şekliyle Cumhurbaşkanlığı devletteki bürokrasiyi artırmaktan öteye bir fayda sağlamıyor.

Hele de bugün olduğu gibi Cumhurbaşkanı'nın frekansı Başbakan'ınkini tutmuyorsa bu durum Türkiye'ye zaman kaybettirmekten başka bir fayda sağlamıyor.

Düşünün bir kere, 31.12.1981 tarihinden önce ilim ve fennin artık orman olma vasfını yitirmiştir diye karar verdiği devletin bu tarihten önce tespitini yaptığı bu araziler işgal edilmiş. Bu araziler üzerinde şehirler kurulmuş. 5 yıldızlı oteller inşa edilmiş, villalar yapılmış, devlet alt yapı hizmetlerinin tamamını buralara götürmüş. Elektriği, suyu, kanalizasyonu, telefonu ve bütün hizletleri tamamlanmış. Ama kimsenin tapusu yok. Hepsi işgalci. Buraları yıkmaya kalkışsan daha büyük bir ekonomik yük getirecek. Orman olma ihtimali de kalmamış. Hükümet bari üzerindeki işgalcileri daha fazla mükafaatlandırmayalım, bedellerini alarak tapularını verelim diye Anayasa değişikliği yapıyor. Ekonomiye büyük katkı sağlayacak bir düzenleme yapıyor. 25 milyar dolarlık bir gelir bekliyor. Ki bu gelirin tamamı değil yarısı bile gelse Türkiye'nin rahat nefes alacağından kuşku yok. Ama Sayın Cumhurbaşkanı bunu onaylamıyor. Yani işgal devam etsin demeye getiriyor. İşgalciyi ödüllendiriyor ve türk ekonomisine gelecek katkıyı engelliyor. Neden?

Yetkileri ne kadar kısılırsa kısılsın bir Cumhurbaşkanı hükümeti engellemek isterse yapacağı çok şey bulunur.

Benim bugünkü Sayın Cumhurbaşkanı'nın tavırlarına söyleyecek sözüm yok. Böyle yapacağı zaten belliydi ve ben kendisi seçilirken bunları açık açık yazmıştım. Yaptıklarını doğru bulmuyorum ama kınamıyorum da. Aksine takdir ediyorum. Çünkü kendi düşüncesi istikametinde hareket ediyor.

Önemli olan Cumhurbaşkanı'nın Başbakan'la uyumlu olup olmaması da değil. Önemli olan sistemin işlerliğidir. bu sistem işlemiyor. Geçen dönemde krizin birden bire tırmanması da bu iki makamın uyuşmazlığından kaynaklanmadı mı? Hükümet ne kadar başarısız olursa olsun Cumhurbaşkanı elindeki kitabı Başbakan'a fırlatmasaydı kriz bu kadar büyümezdi. Burada da kitap fırlatma olayını kınamak için yazmıyorum, sistemin aksaklığına temas etmek için yazıyorum.

Evet bizdeki Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlıktan biri fazla görünüyor. Bu fazlalığın sıkıntıları hep çektik hâlâ da çekiyoruz.

Lafı evirip çevirmeye de gerek yok. Çözüm başkanlık sistemindedir. Bir an önce Anayasa'da gerekli değişiklik yapılmalı ve milletin sadece devlet başkanını doğrudan seçeceği sisteme geçilmelidir.

Devlet başkanını halk doğrudan seçmeli, 5 yıl boyunca başkan ülkeyi idare etmeli, vatandaş beğenirse ikinci seçimde devam demeli beğenmezse yerine başkası gelmelidir. tıpkı belediye başkanlarının seçimi gibi.

Devlet başkanı ayrıca Meclis'in gensorusu gibi tehdidinden de azade olmalıdır. Hukuki meseleler dışında, hükümet siyasi hesabı seçimden seçime sadece halka vermelidir.

Meclis de hükümetle uğraşmayı bırakmalı sadece yasama ile ilgilenmelidir. Ben bugünkü sistemin hizmet etmek isteyenlerin önünde engel olduğunu düşünüyorum. Meclis ayrı bir engel Cumhurbaşkanlığı ayrı bir engeldir.

Dolayısıyla ben ülkedeki istikrarı başkanlık sistemine geçilmesinde buluyorum. Diğer uğraşların zaman kaybı olduğunu düşünüyorum..


30 Ağustos 2003
Cumartesi
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED