AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Hindi eti, sığır eti ya da yılbaşı

Yeni bir miladî yılbaşına yaklaşılırken bazı gazetelerde yılbaşı alışverişlerinin nasıl olması gerektiği, kime, ne tür bir hediyenin yakışacağı yolunda tavsiyeler, tavsiyeden de çok yönlendirici yazılar yer almaya başladı. İnsanların, paralarını tasarrufa riayet ederek nasıl harcayacaklarına dair, sureti-i haktan görünerek yapılan öğütlerle karşılaşıyoruz.

Meselâ yeni yıl armağanı hazırlamayı yılın son haftasına bırakmamaya, çünkü o tarihlerde etiketlerde fiyatların yükselmiş olabileceğine dair uyarılar yapılmakta. Bütün bunları, gazeteleri şöyle bir karıştıran herkes görüyor, okuyor.

Şimdi, bazılarının aklına gelebilecek soru şudur: N'olmuş yani? İnsanların, herhangi bir münasebetle çocuklara oyuncak alıp onları sevindirmesinde gocunacak ne var? Bir aile büyüğünü bir hediye ile hatırlayıp onu sevindirmekten niçin gocunalım? Bir armağanla birsini mutlu edeceksek bundan niçin kaçınalım?

Aynı soru, Hindistan'da, farklı bir konuda fakat aynı bağlamda dile getirilmiştir. Hindistan'da, bazı Müslümanlar, inek kurban etmekten vazgeçerlerse bundan kıyamet kopmaz diye düşünebilmektedirler. İneği tabu kabul Hinduları göz önünde bulunduran bu Müslümanlar, inek kurban etmekten vazgeçilirse bundan doğacak faydanın zarardan daha çok olabileceği mülâhazasında bulunmaktadırlar. Üstelik, diyorlar, komşu bir milletle birliğin söz konusu olduğu böyle bir ortamda neden aşağıdan alınmasın ki?

Bu mülâhazalara Pakistanlı âlim merhum Mevdûdî şu cevabı veriyor: "Bana göre Müslümanların Hindistan'da Hinduları razı etmek için inek kurban etmeyi terk etmesiyle –her ne kadar kuran-ı Kerim'de zikri geçen tüm dünyayı kapsayan kıyamet kopmasa da- Hindistan ölçeğinde İslâm üzerine gerçek kıyamet mutlaka kopacaktır. Bu meselede önemli olan nokta Hindularla Müslümanlar arasındaki ihtilâf ve çekişmelerin ne şekilde ortadan kaldırılacağı değildir. Asıl önemli olan husus tevhit akidesini seçmiş olanların, şirkin muhtemel tehlikesinden kurtarılması meselesidir. İneğin tanrı olmadığı, mabutlardan sayılmadığı ve kutsallığına inancın var olmadığı bir ülkede ineği kurban etmek veya etmemek önemli değildir. Kurban edilmemesinde herhangi bir sakınca yoktur. Ama ineğin mabut addedildiği ve kutsal bir mevkie sahip olduğu bir yerde, Müslümanlar maslahat icabı inek kurban etmeyi bırakırlar ve inek eti de yemezlerse, ileride Hindu milletinin inekperest inançlarından etkilenirler ve ineği kutsallaştırırlar. Dolayısıyla inekperestlerle birlikte yaşaya yaşaya 'buzağı sevgisinin kalplerine sindiği' (Bakara suresinin 93. ayetine atıfta bulunuluyor, R.Ö.) Mısır'daki İsrailoğulları'nın düştükleri duruma düşmeleri tehlikesi doğar. Bu yüzden ben Hindistan'da inek kurban etmeyi vacip olarak görüyor ve bununla birlikte yeni Müslüman olan herhangi bir Hindu'nun Müslümanlığını, en azından bir kere inek eti yemedikçe muteber saymıyorum. (İtikadî Meselelere Fetvalar 1, Mevdûdî, Nehir Y. İst. 1992, s. 216). Mevdûdî, bu görüşünü hadis-i şerifle de desteklemektedir.

Burada, Hinduların bir şey yapmaktan içtinap etmesini Müslümanların taklit etmesi, yani onların da o şeyi yapmaktan sakınması suretiyle gayrimüslimlere benzeyebileceği tehlikesinden bahsedilmektedir.

Aynı tehlike, gayrimüslimlerin yaptıklarını yapmak suretiyle onlara benzemekte daha çok varittir. Yılbaşını gayrimüslimler gibi kutlamaya özenmek, tahsisen o günleri hedefleyerek ve o günlerin adına hediyeleşmek veya o güne mahsus olarak hindi eti yemek, gayrimüslimleri taklit mesabesindedir.

Allah'ın Resulü (sav), gayrimüslimlere benzememek hususunda fevkalade titizdi. Giyim kuşamda olsun, ibadet biçimlerinde olsun, kutsal sayılan günlerin belirlenmesinde olsun, hayatın, gündelik hayatın hiçbir noktasında gayrimüslimlerle Müslümanların ortak bir davranış ve tutum üzerinde bulunmaması hususunda dikkat gösterirdi. Hadis: "Benî İsrail arasında bozgunculuk şöyle başladı: bunlardan birisi, günah işleyen diğer birisine rastlar, 'Be adam, Allah'tan kork, yapmakta olduğun işi bırak, zira o iş sana helal değildir' der. Ertesi gün yine aynı adama aynı halde rastlar. Böyle olduğu halde, o adamla yiyip içmekten ve onunla düşüp kalkmaktan çekinmezdi. Onlar böyle yapınca Allahü Teala bunların kalplerini birbirine benzetti." (Riyâzü's-sâlihîn ve Tercemesi, DİB. Y. Cilt I, Ank. 1970, s. 237).

Müslümanlar arasında hediyeleşmek, insanların birbirlerinin gönlünü hoş edecek davranışlarda bulunmak teşvik edilmiştir. Hindi eti yemek de yasaklanmamıştır. Ama bütün bunların kâfirlere benzemek için ve hassaten bunun için yapılması, Müslümanları gayrimüslimlere benzeteceğinden, sonunda onların kalpleri de birbiriyle benzeşecektir. Burada, helali haram veya haramı helal kılma türünden bir davranış değil, fakat kâfirlerle benzeşme mahiyetindeki tutum ve davranış söz konusudur. Dikkatin yoğunlaşacağı nokta da buradaki inceliktir.


28 Aralık 2003
Pazar
 
RASİM ÖZDENÖREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED