|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Olmuyor Deniz Baykal, olmuyor... CHP lideri Deniz Baykal, kendisi ve partisinin bütün siyasî gücünü, son günlerde, Başbakanlık müsteşarı Prof. Ömer Dinçer üzerinde yoğunlaştırmakta. Her ağzını açışta eleştirilerinin şiddetini biraz daha artırıyor. En son dediği şu: "Bu adam gitsin..." Ömer Dinçer gibi birinin bürokrasinin bir numaralı koltuğunda oturuyor olması Cumhuriyet'in temel niteliklerinin tehdit altında bulunması anlamına gelirmiş... Deniz Baykal hukuk eğitimi almış bir siyasal bilimcidir; bu durumu, ona, bilimsel bir sempozyuma sunulmuş olan tebliğin mâhiyetini partisindeki klasik politikacılardan daha iyi değerlendirme özelliği sağlar, sağlamalıdır... Eğer tebliğin bütününü okuma zahmetine katlanırsa, dün burada yapılan değerlendirmeye hak vereceğine hiç kuşku yok: "Dokuz yıl önce ifade ettiği görüşler Prof. Dinçer'i 'siyasal İslâmcı' yapmaz, tam tersine, o görüşlerin sahibini 'siyasal İslâmcı' kamptan uzaklaştırır." 'Siyasal İslâmcı', tanımı gereği, Cumhuriyet ve lâiklik gibi makbul olmayan dünyevî kavramların hiçbir biçimde bensimsenmesini kabul etmez çünkü... Sorunun Prof. Dinçer'de olmadığı da, CHP'nin muhalefette uygun bir dil/söylem bulamamasından kaynaklandığı da belli. 1999 seçimlerine gidilirken Deniz Baykal liderliğindeki CHP '28 Şubatçı' bir söylemle karşılarına çıktığı kitlelerden yüz bulamadığı için Meclis'te uzun bir süre temsil edilememişti; aradan geçen sürede dilini yenilediği izlenimi veren Deniz Baykal, biraz da o yeni dil sâyesinde, diğer muhalefet partileri dökülürken CHP'yi 3 Kasım'da Meclis'e taşıyabildi. Yeniden eski üsluba dönüş tam bir talihsizlik Deniz Baykal için; CHP'li belediye başkanlarına da 28 Mart'ta hezimetin kapısını aralıyor o üslüp... Eski dilin dönüşü, ilk kez, Başbakan Tayyip Erdoğan için kullandığı üslupla başlamıştı. Prof. Dinçer'den önce, Erdoğan'ın Gülbeddin Hikmetyar ile çekilmiş fotoğrafını diline dolamıştı CHP lideri. Etkili olabilmek için 'zaman kaydırması' yapmaktan da çekinmeyerek... Daha sonra Afgan hükümetlerinde başbakanlık koltuğunda oturacak Hikmetyar'la, Afganistan'da Sovyetler Birliği'ne karşı mücadelede ön safı işgal ettiği sırada kurulmuş bir fotoğraflık ilişkiyi bugüne taşımıştı Deniz Baykal... "Başbakan teröristin dizi dibinde" sözleri ağızları açık bırakacak bir siyasal çarpıtma örneğidir. 1979-1990 arasını anlatan neredeyse bütün kitaplarda, eğer döneme ait fotoğraflara da yer veriliyorsa, bolca rastlanan bir yüzdür Hikmetyar: Beyaz Saray'da kabul töreninde, Kabil'de yabancı devlet adamlarıyla görüşürken, uluslararası toplantılarda ülkesini temsil ederken... O fotoğraflarda yanında gülümseyen yabancı devlet adamlarını da 'terörist' olmak veya 'teröristin yanında poz vermek' ile suçlayabilir mi CHP lideri? Tayyip Erdoğan üzerinde denenen 'zaman kaydırması' yöntemi bu açık gerçek yüzünden başarılı olamadı... Prof. Ömer Dinçer'in dokuz yıl önceki sözlerine de benzer bir yöntemle sarıldı Deniz Baykal; hem tebliğin sunulduğu dönemin şartlarını göz önünde bulundurmayarak 'zaman kaydırması' yapıyor, hem de metinden cımbızla çekilmiş cümleleri kastının tam aksi anlamlara esnetiyor... Bir şeyden emin olabilir Sn. Baykal: Prof. Dinçer'in o tespitleri, eğer kulaklarına gitmişse, 'siyasal İslâmcı' çevrelerce hiç hoş karşılanmamıştır... 'Siyasal İslâm' jargonunda 'rejim yanlısı' tespitlerdir onlar... Devlet bürokrasisinin en tepe noktasında bugüne kadar değişik eğilimden insanlar oturdu. Kimi koltuğu ve kendisini biraz daha küçülterek kalktı oradan; kimi ise daha zenginleşmiş olarak... Uzun zamandır ilk kez, düşünen ve düşündüklerini her fırsatta ifade eden, söylediklerinin sorumluluğunu taşımaktan da çekinmeyen bir bürokrat oturuyor o koltukta. Bu da itiraz edilecek değil, teşvike değer bir yeni durum... CHP ve lideri, başbakanlık müsteşarının kendi eğilimlerinde biri olmasını tercih edebilirlerdi, o makamın eski sahiplerine bakıp bu arzularını anlayışla karşılayabiliriz; ancak, ilkesiz tavırlarını sürdürdükleri taktirde, bu ihtimal bundan böyle daha da imkânsız hale gelecek... Bağnazlığın alıcısı giderek azalıyor çünkü... Muhalefet ülkemiz için en az iktidar kadar önemli; Deniz Baykal'dan kitlelere sevimli gelecek bir politik dil bulmasını beklemek herhalde hakkımız...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |