AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
7 Ekim 1 Mart'ın rövanşı değil, çünkü...
BİŞKEK

Şunu kabul ve itiraf edelim ki Türkiye, eşine az rastlanır bir dış politika fırsatları zemini üzerinde oturuyor. Amerika'dan Hindistan'a, Finlandiya'dan Japonya'ya kadar hemen hemen her ülkeyle ciddi bir ilişki kurmayı gerektirecek tarihi, kültürel, dini, siyasi ya da ekonomik bir gerekçemiz mutlaka bulunuyor. Kimse bir Türk başbakanına, bakanına ya da diplomatına "burada ne işin var?" diye soramaz. Türkiye'nin dış politika hinterlantı o kadar geniş ki neresi olursa olsun Türkiye'nin orada mutlaka bir işi vardır. Birkaç hafta önce Roma'daydık, Başbakan Erdoğan geçen haftayı Belçika, İspanya ve Bosna-Hersek üçgeninde geçirdi, Dün ise 4 gün sürece küçük bir Orta Asya turu için Kırgızistan'a geldik. Küçük bir tur çünkü, önümüzde her dakikası dolu bir program bulunuyor ve sadece Kırgızistan ile Tacikistan ziyaret edilebilecek. Yine de dünyamızın sadece ABD ve AB'den ibaret olmadığını göstermek için yeterli bir süre...

Bu zengin trafik, o meşhur "Türkiye'nin önemi ancak dışarıdan anlaşılabilir" sözünü akla getiriyor. AB üyeliğine aday, Orta Asya siyasetinin ihmal edilemez bir parçası, ABD müttefiki ve NATO üyesi bir İslam ülkesi kimliğinin ne anlama geldiği uzaktan daha net görünüyor.

Türkiye'nin dış politikada zaman zaman başının ağırmasına da belki bu pozisyon zenginliği neden oluyor. Irak'ta mesela... Ankara'dan beklentiler bazen Washington'un iktidar alanını zorlama sınırına kadar ulaşabiliyor.

Bişkek'e uçmak için havaalanına geldiğimizde bu konu konuşuluyordu, uçakta da devam etti. Hükümetin elinde şimdi, 7 Ekim'de Meclis tarafından verilen ve Irak'a asker gönderme imkanı barındıran bir tezkere bulunuyor. Yalnız tezkerenin niteliği konusunda dikkatlerden kaçan bir husus var. Bu, yeni bir tezkere değildir. Daha açık söyleyelim. 7 Ekim tezkeresi 1 Mart'ın rövanşı hiç değildir.

Neden?

Çünkü, reddedilen 1 Mart tezkeresinin ardından Meclis ABD uçaklarına Türkiye hava sahasını açan tezkereyi onaylarken aynı zamanda gerek görüldüğünde Türk askerine de Kuzey Irak'a girebilme yetkisi vermişti. 6 ay süreyle verilen bu yetkinin süresi Ekim'de zaten bitiyordu. Yani her halükarda, muhtemel bir güvenlik problemi ihtimaline karşı hükümetin elinde Kuzey Irak'a ya da Irak'a asker gönderebilmek için zaten bir tezkere bulunması gerekiyordu.

İşte şimdi masadaki 1 yıllık süreli tezkere aynı zamanda bu tezkeredir. Ankara'nın elinde gerektiğinde kullanılmak üzere tek taraflı bir müdahale imkanı olarak durmaktadır.

Görünen o ki bu gereklilik ABD tarafından kolay kolay belirlenemeyecek. Yani, Washington Irak'ta Türk askerine karşı oluşan direnci kırmakta zorlanacak.

"Bişkek yolundaki Ankara"nın nabzının tutunca bütün bu faktörlerin ışığında ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: "Irak'a asker gönderemezsek bile, elimizde tezkere varken kimse orada bizim aleyhimize birşey yapamaz."

Hükümet tezkereyi çıkartarak Amerika tarafından gelen presi üzerinden kaldırdı. Stres bitti ve top şimdi Washington'da. Eğer Türk askerine ihtiyaç duyulmazsa da problem değil, gitmeyiz.

Zaten, ABD Kürtlerin ve Şiilerin direncini kırıp askerimizin Irak'a gelmesi için zemin sağlarsa da hemen o sabah gidilmeyecek. Türkiye'nin başlangıçtaki yaklaşımı, başta ortaya koyduğu perspektif gözetilecek.

Orta Asya'da Türkiye'ye övgüyü sık sık duymak mümkün... Ama, övgü Türkiye'nin alışık olmadığı başyka coğrafyalardan gelince daha anlamlı oluyor. Madem bütün yollar Irak sorununa çıkıyor övgü faslı da oradan olsun.

Bir Arap ülkesinin çok deneyimli Dışişleri Bakanı İKÖ zirvesinde Türk heyetine dönüp şu sözleri söylüyor: "Irak politikanızı hayranlıkla izliyoruz. Açıkçası şapka çıkartıyoruz!!"

Övgü almak güzel ama bu kez de ona layık olamaya devam etmek gibi bir sorumluluk yüklüyor.

Övgüye değer olanın Irak'ı aktif bir şekilde gözlemek olduğunu, Amerika'nın talebiyle oraya asker göndermek olmadığını unutmamak gerekiyor.


22 Ekim 2003
Çarşamba
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED