Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde Cumhurbaşkanı Sezer tarafından verilecek resepsiyon için milletvekillerine gönderilen davetiyelerin farklı farklı olması problem doğurdu.

Ak Parti milletvekillerinin eşleri çoğunlukla başörtülü olduğundan 'tek' çağrılmışlar.

Eşinin başı açık olduğu tespit edilenler ve CHP'liler ise eşleriyle birlikte çağrılmış.

Görülen o ki Sezer araştırma yaptırmış; kimin eşi açık, kiminki kapalı...

Bu duruma Ak Parti'nin "eşsiz" davet edilen milletvekillerinden bazıları tepki gösteriyor.

Köşk tarafından yapılan araştırmanın yetersiz olduğu da ortaya çıktı bu arada.

Eşi kapalı olan CHP milletvekili gözden kaçmış mesela.

Esas gözden kaçan mesele ise, Cumhuriyet'in sadece başı açıklar tarafından kutlanamayacağıdır.

Başını kapatmak ya da açmak, tamamen kişisel bir mesele olduğuna ve buna herkes kendisi karar vereceğine göre, hanımlar nasıl giyineceklerine dair başkalarının vereceği talimatı kabul edemezler.

Kendi düşüncelerine göre başlarını örter veya örtmezler.

Bunun zamanına da kendileri karar verir doğal olarak.

Mesela bir milletvekili eşi, bugüne kadar başı açık iken, uzun zamandır kapatmayı düşünüyor olabilir.

Zihnindeki fikrin olgunlaşma süreci dün tamamlanmışsa ve kararını bugün uygulamaya niyetlenmişse...

Ya da bir başkası için aynı süreç tersten işlemişse...

Biri eşli davet edilmiş, diğeri eşsiz.

Fakat aksilik bu ya, davetiyeler önceki duruma göre gönderilmiş.

Ne olacak?

Cumhuriyet'in sekseninci yılında geldiğimiz noktaya bakın!

İleride bir gün, şu yaşadıklarımıza bakıp neremizle güleceğimize karar vermekte zorlanacağız belki.

Gelecek nesillere bugünleri anlatmakta da zorluk çekeceğiz muhtemelen.

Öyle ya, tarih kaydediyor bu komedyayı.

Bugünkü tablo karşısında gülmek abes kaçabilir ama o gün muhakkak güleceğiz.

Özgürlüğün ve laikliğin gerçek anlamıyla yaşandığı bir günde, gençlere "Biz ne günler yaşadık" diyebilmenin keyfini bir düşünün!..

Olmayacak bir düş gördüğümü zannedenlere, Topkapı'da bir anıt mezarı delil olarak sunabilirim.

Başbakan Menderes'in anıt mezarını.

ALOE VERA

Yeni bir bitkiden söz ediliyor son zamanlarda. Aloe veradan. Adını duyunca, bu bir telefon bitkisi galiba demiştim. Ya da ilk olarak Graham Usta'nın bahçesinde görülen bir bitki. Değilmiş.

İkiyüzden fazla çeşidi bulunan kaktüsümsü bitki Aloe vera Afrika'da yetişmekteymiş.

Mucize bitki olarak bilinen Aloe Vera, yara ve yanıkları iyileştiriyor, ağrıları dindirip bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Antioksidan özelliği sayesinde cildin genç kalmasını sağlıyor.

Aloe Vera, sivilce, migren, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, prostat, sedef, mantar, kolesterol, şişmanlık, astım, bronşit, ülser, gut, kemik erimesi, açık yaralar, kanamalar, yanma, allerji, anemi, romatizma, hemeroid, sinüzit, kolit, vitiligo, zona gibi çeşitli hastalık ve cilt sorunlarında kullanılan bir bitki.

GÜNÜN SORUSU

Sezer'in yaptığı ayrımcılık, vatandaşlar arasında da uygulanmaya kalkılırsa, Cumhuriyet Bayramı'nda başı örtülü olanlar kutlamalara alınmazsa, bu ciddi bir rahatsızlık doğurmaz mı?

İYİ Kİ SÖYLEMEMİŞ

Lord Selisbari, şöyle demiş: "Doktorlara inanırsan hiçbir şey sağlıklı değildir. Teologlara inanırsan hiçbir şey zararsız değildir. Askerlere inanırsan hiçbir şey güvenli değildir."

Askerî doktorlar hakkında bir şey söylememiş.

MEHMET ŞEKER

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu