AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R

Ya Mondragon olmasaydı

Hani karnını doyurunca rehavet basan ve esnemeye başlayan insanlara rastlarız ya zaman zaman... Kimse sözümüze alınmasın. Teşbihte hata olmaz. Dünkü Galatasaray 9. dakikada tok kalktığı Şampiyonlar Ligi sofrasında tam 80 dakika rehavet içinde oynadı.

Galatasaray kazandı çok iyi oldu. Şeytanın bacağı Olimpiakos maçında kırıldı. Kırıldı kırılmasına ama yüreklerimizde 32 yerinden çatladı. Nasıl bir maçtı bu? Cihan'ın attığı golden sonra Olimpiakos'u farklı yeneceğimizi düşündük... Ne kadar da yanılmışız doğrusu.

Galatasaray, dün Olimpiakos karşısında yaşadığı o müthiş baskıyı Juventus deplasmanında görmemişti. Hani Hakan Şükür'ün kaçırdığı o 2 gol pozisyonu da olmasa, son 80 dakikayı Şampiyonlar Ligi'nin "kahır zamanı" olarak yorumlayabiliriz.

Galibiyete sözümüz yok. Kazanılan 3 puan Galatasaray'ı belki de grubunda yeniden iddialı duruma getirecektir. Ancak atılan gol ve sonrası Fatih Terim'e ve onun Galatasaray'ına hiç yakışmadı. Olimpiakos'un takım kaptanı Djordjevic, yine sözümüze kimse alınmasın ve darılmasın ki, sahada 3-4 Galatasaraylının yaptığı işi tek başına yaptı. Galatasaray'da akıllara durgunluk veren bir anlayış vardı ki, şaştık kaldık. Ağır pres yapan 3 yada 4 futbolcuyla dar alanda baskı kuran Olimpiakos karşısında kısa paslar ve çalımlarla oyun kurulmaya çalışıldı ve hal böyle olunca da o baskı kırılamadı. Her top kaptırıldı ve kaptırılan her top da yeni bir atak olarak Galatasaray kalesine döndü. Eğer bu taktik ise eğer bu futbol anlayışı ise söyleyecek sözümüz yok. Ancak bu maçın ayarını atılan tek gol değil, bokstaki gibi atılan yumruklar belirleseydi Cim-Bom bu maçı çok uzak ara kaybederdi.

Galatasaray'ın karşısındaki bu düşüncelerimizi hemen belirtelim ki, oynadığı ve yenildiği ilk 2 maçtan sonra düşünmemiştik. Yine işin başına dönüp Cihan'ın 9. dakikada attığı gole gelelim. O gol oyundaki Galatasaray'ı kelimenin tam anlamı ile dizginledi. Dizginlenen Galatasaray, Olimpiakos'un baskısı altında ezildi durdu. İşte Mondragon bu Galatasaray'ı Olimpiakos'un elinden çekti aldı. Mondragon olmasaydı, Cim-Bom da Şampiyonlar Ligi'nde olmazdı.

İki not ile sözümüzü tamamlayalım.

İlki kaptan Bülent, Galatasaray'a hiç yakışmıyor.

İkincisi ise, Hakan'a... Kaçırdığı o golleri stat önündeki kokoreççiler bile atar.


22 Ekim 2003
Çarşamba
 
TURGUT KOLOĞLUGİL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED