AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
TYB'nin Avrupa çıkarması

Türkiye Yazarlar Birliği tarafından organize edilen "Türkçe'nin Uluslararası Şiir Şöleni" adlı faaliyet dizisinin 5.si, bu yıl 16-18 Ekim tarihinde Fransa'nın Strasbourg şehrinde gerçekleştirildi. Böylece, TYB'nin 25. yıl kutlamalarının en önemli ayağı hayata geçmiş oldu.

Bilindiği gibi Strasbourg, aynı zamanda Avrupa Birliği'nin başkenti kabul ediliyor. Avrupa Birliği üyeliği için hummalı bir çalışmanın (5 Kasım raporu bekleniyor, örneğin) sürdüğü son zamanlarda, bu tür bir organizasyon dikkat çekici bir işlev taşıdı hiç kuşkusuz. Kültürel bir misyonu haizdi ve Avrupa'nın kuruyan damarı olan şiiri, yeniden, hem de AB'nin merkezinde gündeme getiriyordu..

Ancak, Ankara'daki Fransa Büyükelçiliği'nin inatla ve ısrarla vize konusunda güçlük çıkarması, bunun için tabir caizse bin dereden su getirmesi, başta TYB yöneticileri olmak üzere hepimizin canını sıktı. Vizeler son anda alınabildi.. Türkiye'nin AB sürecine dahil olmasına karşı çıkan çevrelerin engelleme örneklerinin yeni bir versiyonuydu belki de yaşanan..

Gerek Türkiye'de, gerekse dünyanın başka yerlerinde yaşayan ve Türkçe yazan yüz kadar şairin çağrılı olduğu faaliyetin, genel olarak verimli geçtiğini söyleyebilirim. Kimi aksaklıklar dışında, organizasyon başarılıydı. Ee, kim ne dere desin, yüz kişiyi çekip çevirmek kolay olmasa gerek!

Strasbourg gürültüsüz, sakin, pırıl pırıl bir şehir kimliğinde. Temel meselelerini halletmiş.. Alt yapısı, ulaşım sistemi mükemmel.. Kültürel kimliğine ve geleneksel birikimine sahip çıkıyor. Şehre hakim olan mimarî özelliğini koruyor. Taa 1300'lü yıllardan kalma binaları orijinal hâlleriyle görünce, insanın şaşkınlığı ister istemez daha da artıyor. İnsanları çok nazik, birbirine saygılı.. Asayiş berkemâl.. Caddelerde polis görmek neredeyse imkânsız! Doğrusu hepimiz hayran kaldık Strasbourg'a..

Strasbourg Kongre Salonu'nun çeşitli ünitelerinde gerçekleştirilen şiir ağırlıklı seanslar esnasında, izleyici ilgisi (Türk dünyası müzik topluluğu'nun halk konseri dışında) vasat düzeydeydi. Doğrusu daha geniş bir katılım bekliyordum ben. Demek ki, şiirin kaderi bu bağlamda hiç değişmeyecek!

Konuşmalar yapıldı, bildiriler sunuldu, paneller tertiplendi, şiirler okundu, ilk gün şairlere üç dakika ayrıldı, şehir gezilerine çıkıldı, tanışıldı, görüşüldü…

Esasen, Stasbourg toplantısının en orijinal ve yararlı yanı, "Şiir atelyesi" adlı, poetik bakış çalışmasıydı. Beş ayrı grup hâlinde, şiirin temel meselelerinin görüşmeye açıldığı bu proğram, ne yazık ki vakit darlığı yüzünden tam bir tartışma/değerlendirme ortamı elde edilemeden neticelendi. Türk şiirinin poetik meselelerini oralarda konuşmak ilginçti tabii..

Bütün bunların dışında, Fransa'da, bir Müslüman olarak şahsen beni tedirgin eden ve doğrusu yoğun bir mânevî ıssızlık atmosferine çeken temel bir olgu vardı: Ezansızlık! Orada bulunduğumuz süre boyunca ezan sesi işitmedik.. Öte yandan, bir olgu daha vardı ki, (bize göre) insanın en tabii ihtiyaçlarından olan temizlik hususunu içermekteydi: Tuvaletler susuzdu! Kadın-erkek, çoluk-çocuk, genç-yaşlı tüm Fransızlar'ın bir millet olarak 'kirli' yaşadığını anladım. Bunu bilmek hiç hoş değil aslında..

Bu arada bir-iki arkadaş, Paris'e de günübirlik bir gezi yaptık. Kısmet olursa haftaya Paris izlenimlerimi taşımak istiyorum bu sütuna…


27 Ekim 2003
Pazartesi
 
İHSAN DENİZ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED