AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Dalgalı kur ve döviz piyasasının özellikleri

Geçen hafta, döviz kurundaki değişimlerin belirli oranlarda iç fiyatlara yansıdığını, Türkiye için bu oranın % 50 olarak kabul edildiğini belirtmiştik. Buna göre döviz kurunda, örneğin % 10'luk bir artış meydana gelirse bu artış enflasyon oranında % 5'lik bir artışa neden olur. Keza, dövizin fiyatı yerli para birimi karşısında % 10 azalmışsa bu durumda fiyatlar genel seviyesinde % 5 oranında düşüş ortaya çıkar.

2003 yılındaki enflasyon oranında yaşanan düşüşte, döviz kurunda meydana gelen aşağı gidişin önemli payının olduğu tartışılmaz bir gerçektir.

Tanımı gereği dalgalı döviz kurunda döviz kuru aşağıya gidebileceği gibi yukarıya da gelebilir. Genelde döviz kuru düştüğünde fazla bir sorun ortaya çıkmaz. Hatta toplumsal memnuniyet söz konusu olur. Yani herkes mutludur.

Çünkü dövizdeki düşüşe paralel olarak enflasyon oranı geriler, dövizdeki düşüş hem yurt içinden ve hem de yurt dışından daha çok dövizin yerli paraya dönüşmesinden kaynaklandığı için, portföy yatırımına dönüşecek yerli para arzındaki artış faiz oranlarını düşürür. Döviz cinsinden iç borçlar nedeniyle yerli para cinsinden faiz yükünde azalma meydana gelir. Döviz cinsinden milli gelir artar.

Döviz aşağı düşerken ortaya çıkan eleştiriler, dalgalı kur politikasında dövizdeki iniş ve çıkışların doğal olduğu gerekçe gösterilerek reddedilir.

Dövizin fiyatının reel ve/veya nominal düşüşünde gösterilen tolerans, kaçınılmaz olarak ortaya çıkan ya da çıkacak döviz kurundaki yükseliş için gösterilmez. Bunun nedeni son derece açıktır. Döviz kuru düştüğünde ortaya çıkan makro ekonomik göstergelerdeki iyileşme döviz kuru yükseldiğinde tersine dönmeye başlar.

Yukarıda belirttiğimiz gerekçelerle enflasyon oranı yükselir. Döviz kurundaki yükseliş dövize olan talep artışından kaynaklandığı için bunun doğal bir sonucu olarak portföy yatırımından çıkan yerli paranın bir kısmının dövize kayması nedeniyle yerli para arzında daralma oluşur ve bu da faiz oranlarının yükselmesine yol açar. Faiz ödemelerinin yerli para birimi cinsinden olan miktarında artışlar söz konusu olur. Döviz cinsinden milli gelir rakamları azalır.

Dövizdeki düşüşün doğal nedenlerle yukarıya gidişin ertelenmesi (ortadan kaldırılması için değil) için döviz cinsinden ilave kaynağa ihtiyaç duyulur. Bu noktada uluslar arası finans kuruluşları belirli şartlar altında ihtiyaç duyulan yabancı kaynağı sağlayabilir ya da sağlanmasının ortamını oluşturabilir. İlave kaynak sağlandığında problem bir süre ertelenir. Dış borçlar, sağlanan kaynak kadar artar. Kaynak temin edilemez ise ekonomi biliminin kuralı işler ve döviz kurları yükselir.

DÖVİZ PİYASASI

Serbest piyasa ekonomisinde piyasaların oluşumu ve işleyişi son derece önemlidir. Bir başka ifade ile piyasaların belirli bir yapıda işlediği varsayılır. Bu yapının en önemli ayaklarından birisi piyasaların tam rekabet piyasası olmasıdır. Yani piyasaya giriş ve çıkışlar için herhangi bir sınırlama ve tek başına veya sınırlı sayıdaki oyuncu piyasa fiyatlarını etkileme imkanına sahip olmayacaktır.

Bu kural döviz piyasası için de geçerlidir. Ancak, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki döviz piyasasına bakıldığında teorideki tanıma uygun olarak işlemediği görülür. Her şeyden önce piyasada yeterli derinlik yoktur. Piyasa rahatlıkla yönlendirilebilecek küçük rakamlarla oluşmaktadır. Günlük işlem hacimleri 100 hatta 50 milyon dolara kadar düşebilmektedir. Tamamen libere edilmiş döviz piyasalarında, yurt dışından piyasaya girecek tutarlarla piyasa kolaylıkla dalgalandırılabilir. Bu yönüyle dalgalı kur politikasının öğretiye uygun bir şekilde yürütülmesi için sağlıklı işleyen döviz piyasası oluşmamaktadır. Merkez bankaları dışında bir çok oyuncu tarafından piyasaya müdahelelere maruz kalabilmektedir. Tam rekabet şartlarını taşıyan döviz piyasası oluşmadığı sürece dalgalı kur politikasının da sağlıklı işlemesi imkan dahilinde değildir.

Stiglitz gelişmekte olan ülkelerdeki piyasaları, okyanusta pusulası olmayan teknelere benzetmektedir.

Döviz piyasası tam rekabet şartlarını taşımadığı için makro ekonomik göstergelerdeki değişim son derece şiddetli olabilmekte ve dalga boyları istikrarsız bir yapının oluşmasına katkı sağlayabilmektedir.


27 Ekim 2003
Pazartesi
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED