Atalarımız en doğruyu söylemiş "iş bilenin kılıç kuşananın" diye...

Beşiktaş, Gaziantep'te bu sözün en güzel örneklerini verdi. İşi çok iyi bildiğini mükemmel futboluyla belli ederken, bir maçın nasıl kazanılacağını da, 3 puanın nasıl alınacağını da dosta düşmana gösterdi.

Oysa rakip bu sezon oynanan en zorlu deplasman Gaziantepspor'du. 12 yıldır deplasmanda yenemediği Gaziantep'i, tere yağdan kıl çeker gibi zorlanmadan silip attılar.

Defans bloğunu Zago'suz kuran Beşiktaş, ön libora aynattığı Tayfur ve Giunti ile işin başından kendini sağlama aldı. Orta sahanın sol kanadını bir makina düzeninde çalıştıran İbrahim, Beşiktaş'ın rakip kalede bulduğu çoğu fırsatın başlangıç noktasıydı. Giunti ve Tümer deyince bir dakika duralım... İtalyan, defans bloğunun sağlam kilidi, Tümer ofans hattının rakibi delen sivri bir makkabıydı. Teknik maharetine çevik gücünü ekleyen Tümer Metin, Beşiktaş'ın kazanmasında baş rolü oynadı dersek abartmış sayılmayız.

İşi iyi bilip, futbolunu mükemmel oynayan Beşiktaş, hem yıllarca yaşamadığı Gaziantep deplasman galibiyeti ile yeniden tanıştı, hem de zirve yolunda en büyük engeli geçti.

Herşey güzendi ve, yok muydu Beşiktaş'ın kötüsü.. Vardı, vardı.. Hem de katmerli bir kötüsü. Gül bahçesindeki deve dikeniydi dün akşam Pancu denen adam... Kaleye vurduğu bir top korner bayrağına çarpıp dışarı çıktı. Varın gerisini siz anlayın.

Birkaç kelime ile Gaziantepspor'a değinirsek... Bu takımın Antep'i gitmiş, Gazi'si kalmış. İlk yarım saat evinde oynamasına rağmen karşı kaleye bile gidemeyen bu takımda, Hasan Özer oyuna girdi de Beşiktaş'ın defansına meşguliyet çıktı.

Evet, soru işaretleriyle başlayan bu deplasman güzellikler içinde bitti Beşiktaş için. Siyah-Beyazlılar, bu sezon istanbul da dahil olmak üzere en iyi futbollarını Gaziantep'te oynadılar.

TURGUT KOLOĞLUGİL

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu