AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

K Ü L T Ü R
Sirkeci'nin piliçleri, Kadıköy'ün muharrirleri

Bundan 72 yıl önce Yeni Gün gazetesinde yayınlanan Osman Cemal Kaygılı'nın "Köşebucak İstanbul" yazıları ilk kez kitap oldu. Eski İstanbul'dan tadlar, kokular aktaran kitap Selis Kitaplar'dan çıktı.

İstanbul, hiç şühhesiz benzersiz bir şehirdir bu dünyada. İstanbul âşıkları bunu böyle bilir. Onlar için bu şehrin sokaklarında bir sırdır saklanan. Öyle bir sır ki İstanbul'u bir uçtan bir uca gezseniz, sokaklarında kaybolsanız, güzelliğiyle başınız dönse de size göstermediği, içinde sakladığı başka bir güzellik yine mutlaka bulunur. Bir de eski Türk filmleri, siyah beyaz kartpostallarda saklanmış ve öylece kalmış İstanbul silüetleri vardır. Ya da İstanbul'un güzelliğini yakalamak için bundan 72 yıl önce köşe bucak İstanbul'u gezen ve gördüklerini Yeni Gün gazetesinde yayınlayan Osman Cemal Kaygılı'nın anılarında saklı kalanlar gibi.. İşte 1930'lu yılların başında kaleme alınan bu anılar Selis Kitaplar'dan okurun beğenisine sunuldu. Pilici bol Sirkeci, kafa dinlemeye gidilen mesire yeri Bakırköy, nargile fokurdatılan Beyazıt, Marmara'nın peri kızları olan Adalar, 'gökten yağmur yerine meyve, zerzevat yağan' İstanbul'un en kalabalık çarşısı Nuruosmaniye ve daha hangi semtleri, köyleri ve güzellikleriyle...

Sirkeci'de bol bol piliç bulunur

"Sirkeci'de ne yok ki? Ne ararsanız hepsi mevcut.. Fakat Sirkeci'de birkaç senedir en bol olan, en göze çarpan şey tavuk ve piliçtir. Sirkeci'nin zaten nesi enfes değildir ki?" diyen Osman Cemal Kaygılı kebapçıları, Serez işi ve sapsarı irmik helvasını, Arnavut lokantalarını.. hepsini sayar da sayar. Kaygılı, o dönemin Kadıköy'ünün ise 'muharrir yatağı' olduğunu anlatır.: "Son zamanlarda bir kısmı İstanbul'a, Beyoğlu'na göçmesine rağmen Kadıköy'ü hâlâ bir muharrir yatağıdır. Akşamları dokuz beş yahut onu çeyrek vapuruna girdiniz miydi, muhakkak Mahmut Yesari'yi, Sadri Etem'i, Ömer Rıza'yı Cumhuriyet'teki Mehmet Agah'ı Mübahat'ı yan kamaraların birinde yan gelmiş muhabbet ederlerken görürsünüz.Yalnız bu kadar mı? Vala Nurettin, şair Salih Zeki, eski yazıcılardan Fehmi Razi, Nazım Hikmet, Fitnat Hanım, Ahme Rasim, Ahmet Haşim Bey hep orada otururlar." Bilgi tel: 0 212 520 05 58

Bakırköy'de kafa dinlenir

"Eğer yorgunsanız, eğer gürültüden, patırtıdan ve lüzumsuz dedikodulardan kaçmak, sakin asude ve kışın bile ılık bir hayat geçirmek istiyorsanız buyurun Bakırköy'üne! Hem oraya trenle değil bir bahar ya da yaz sabahı erkenden bir otomobil veya araba ile gidin ki tadı çıksın" diyen Osman Cemal Kaygılı, tarif ettiği Bakırköy'de gezmemiz gereken yerlerin adreslerini de veriyor.

Beyazıt'ta neler var neler?

"Peki hiç akşamüstü Çemberlitaş'tan geçtiniz mi? Şuracıkta, şu burnumuzun dibindeki Çemberlitaş'ın yazın en hoş yeri neresidir bilir misiniz? Arapkirli Sıddık Efendi'nin cami karşısındaki setli ve çifte huvuzlu bahçesi. Öğle ve akşam paydoslarında bu çifte havuzlu bahçedeki akasyaların altında nargile içmenin zevkini, siz gidin de o civardaki devair imalathanelerde çalışanlara sorun. Akşamları insan buradan geçerken zannedir ki yağmur yerine buraya gökten meyve, zerzevat, balık, ekmek, peynir zeytin yağmış.."

  • AYŞE OLGUN İSTANBUL

     
    -PAZARTESİ NOTLARI-
    KARDEŞİME!..
    Yaşama niyet,
    sanata kısmet

    MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Mürteza Fidan Atölyesi ile Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirilen "Niyetlenerek ya da Niyetlenmeksizin" adlı sergi, Fransız Kültür Merkezi'nde açıldı. Kente yönelen değil kentten beslenen; yaşama müdahale eden değil, bizzat yaşamın içinden gelen yapıtların yer aldığı sergi, İstanbul içinde varoluş çabası veren bireyin gördüğünden, hissettiğinden, algıladığından daha fazlasını kendine kaynak olarak belirliyor. Sergide eserleri yer alan 15 genç sanatçı, kente ilişkin nesnelerden ve durumlardan yola çıkarak, kentte kendi kendine var olan nesneler ve durumların sanat nesnesine dönüştürülmesi ve algılanması bağlamında projeler sunuyorlar. Sergi, 18 Ekim'e kadar açık.
    'Şairler kelaynaklar kadar ilgi görmüyor'
    Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Halk Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Ali Berat Alptekin, devletin Şanlıurfa'da nesilleri tükenmek üzere olan kelaynak kuşlarına gösterdiği ilgiyi halk âşıkları ve şairlerden esirgediğini savundu. Alptekin, "Türkiye'de sayıları bini ancak bulan şairlere ve halk aşıklarına devlet maalesef Şanlıurfa ve Göksu deltasındaki kuşlara gösterdiği ilgiyi esirgemiştir. Mut ilçesinde bulunan ünlü halk ozanımız Karacaoğlan'ın mezarının yolunu bile asfaltlatamadık" diye konuştu. 2. Tarsus Karacaoğlan Şelale Şiir Akşamlarına Türkiye'nin tanınmış şair ve yazarları katıldı.
    22 Eylül 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED