|
|
|
|
Finalin 4. karşılaşmasında her iki takım 3. maçta diskalifiye olan ve forma giyemeyen Efes'li Kaya ile Ülker'li Zaza'nın yerlerini nasıl dolduracaklarının hesapları içindeydiler. Avantajlı görünen Ülker'di. Çünkü Blair oyunda iken Ülker'in 4 numarada oynatabileceği Kerem, Praskevicius hatta Haluk gibi derin bir kadrosu varken, Efes böyle bir avantaja sahip değildi. Kambala'nın yanında 4 numarada Clark'tan yararlanabilmesi, yabancılarda uygulanan 3+1 kuralı nedeniyle skorer Amerikalı'larından Brown veya Granger'den birini oyundan alması anlamına gelecekti. Ayrıca 3. maçta Tutku ile çift guardlı oynayan Ülker'in Booker'i oyun kuruculuk sorumluluğunda rahatlatıp skora katkısını ön plana çıkırması tutmuştu. 3. maçın getirdikleri ve götürdükleri, 4. maçta Efes'in eşleşmede sıkıntı çekeceği sinyallerini veriyordu. Bazı oyuncularının, örneğin Kerem, Alper veya Ömer gibi patlama yapması, serinin uzamasını engelleyebilirdi. Nitekim maça Clark ve Ömer ile başlayan Efes, formda skoreri Granger'i kenarda tuttu. İlk çeyrekte Booker'in isabetli dış şutlarıyla öne geçen Ülker, daha sonra oyunun kontrolünü tempoyu arttıran Efes kaptırdı (24-20). İkinci çeyreğin son 5 dakikasında Tutku-Booker ikilisine dönen Ülker, kendine geldi ve ilk yarı 41-41 berabere bitti. İkinci yarıda Efes, Booker'i Alper'le kitlemeye çalıştıysada, bu kez Tutku'nun dış şutları etkiliydi. 3. çeyrek Ülker'in 15 üstünlüğüyle kapandı. Son çeyrekte kontrolu sürekli elinde tutan ve farkı 20 sayıya kadar çıkaran Ülker, maçı 83-69 kazanmasını bildi. Kaya'nın eksikliği önemliydi, ancak bu maçta Harun ve Kerem'i gözlerimiz ararken Efes'li Ender adını milli takımımızın kesin kadrosuna yazdırmıştır. Ülker 3-1'den 3-3 yaptıysa bu başarıda Tolga ve teknik kadrosunun hakkını da vermek gerekir. Hesaplaşma Çarşamba günü Ahmet Cömert'te.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |