NEVZAT DEMİRKOL-SAMİ GÖKÇE
TBMM Yolsuzluk Komisyonu'na bilgi veren, yakın geçmişte bankalar operasyonu ve Türkbank skandalı ile gündeme gelen ünlü işadamı ve bürokratlar, "yolsuzluğun ulaştığı ve soruşturmaların durdurulduğu en üst nokta" olarak ANAP'ın eski lideri Mesut Yılmaz'ı gösterdiler.

Bankasını "hortumlamakla" suçlanarak aylarca cezaevinde yattıktan sonra çıkan Sümerbank'ın eski sahibi Hayyam Garipoğlu, Türkbank'ı ihaleyle satın aldıktan sonra medyaya giren ancak daha sonra yine "bankasını hortumlamakla" suçlanarak bir süre cezaevine konulan işadamı Korkmaz Yiğit, dönemin yolsuzluk soruşturmalarını yürüten Emniyet Müdürleri Şerafettin Bural, Hanifi Avcı ve Bülent Orakoğlu, TBMM Yolsuzluk Komisyonu'nda bilgi verirken, Mesut Yılmaz ve yakınlarını suçladılar.

Mesut Yılmaz'a yöneltilen eleştiriler, Yılmaz ve ekibinin organize bir şekilde yolsuzluk ağı kurduğu noktasında birleşti. Mesut Yılmaz ve yakın akrabalarını hedef gösteren suçlamalar şöyle:

Garipoğlu: Yılmaz'ın yeğeni aradı

Hayyam Garipoğlu, POAŞ ihalesine girerek yüksek fiyat verdiği için Mesut Yılmaz ve ekibi tarafından batırıldığını ileri sürdü. Garipoglu, Yılmaz'ın yeğeni Global Menkul Değerler'in sahibi Mehmet Kutman'ın kendisini telefonla arayarak, "Bu ihaleye girme. Girsen de sana vermeyeceğiz" dediğini ifade etti.

Garipoğlu, "Türkiye'de geçmişi olan, sanayide kariyeri olan ve hiç borcu olmayan bir şirkettik. Ne zaman POAŞ ihalesine girdik, o zaman Mesut Yılmaz ve ekibinin hedefi haline geldik. Çok ucuza verilmesi düşünülen bir ihaleye 1 milyar doların üzerinde fiyat çektiğimiz için cezalandırıldık" dedi.

Yiğit: Güneş Taner'in oyunu

Komisyon'da, Türkbank skandalını tüm ayrıntıları ile anlatan Korkmaz Yiğit, Mesut Yılmaz ile Güneş Taner'i suçladı. Yiğit, "Türkbank Olayı'nda araç olarak kullanıldım. Benim gibi geçmişi tertemiz bir adamın Türkbank Olayı'nda kullanılması gerekiyordu. Türkbank'ı satın almadan önce 3,5 milyar dolarlık bir adamdım. Ama şimdi sıfıra indim. Türkbank'ı, İstanbu'da kuracağım 35 bin metrekarelik yeni bir şehirin finansmanı için almıştım. Şimdi her şeyimi kaybettim. Ama aklım ve kafamı benden alamadılar" dedi.

Bural: Turgut Yılmaz engelledi

"Cumhuriyet Tarihi'nin en büyük yolsuzluğu" olarak bilinen toplam 56 milyar dolarlık Örümcek Ağı operasyonu'nu yöneten Emniyet Müdürü Şerafettin Bural da Yılmaz ve yakınlarını suçladı. Bural, yürüttükleri operasyonda, devleti dolandıran 687 şirketin olduğunu tespit ettiklerini belirterek, ekibin, operasyonu bitirme aşamasına geldikleri bir anda Turgut Yılmaz tarafından dağıtıldığını söyledi. Bural, "Bu operasyonda hedefimiz Mesut Yılmaz ve kardeşi Turgut Yılmaz değildi. Devleti dolandıran 687 şirketin olduğunu tespit ettik. İşin kendisine dayandığını gören Turgut Yılmaz, ekibimizi dağıttı" dedi.

Örümcek operasyonunda Turgut Yılmaz'ın GSD adlı şirketinin isminin geçtiğini de belirten Şerafettin Bural, "Eğer bir daha göreve atanırsak çok kısa süre içerisinde yarım kalan soruşturmaları tamamlarız" önerisinde de bulundu.

Avcı: Arkasında siyasiler var

Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkan Yardımcısı APK uzmanı Hanefi Avcı da, "Siyasetçiye dayanmayan bir işadamı yolsuzluk yapamaz. Yolsuzluk, işadamı, siyasetçi ve bürokrat işbirliği ile yapılıyor" dedi.

Orakoğlu: Yılmaz'ı herkes biliyor

Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanvekili Bülent Orakoğlu ise yolsuzlukların önlenebilmesi için siyasetçi-işadamı ilişkilerinin gözden geçirilmesini istedi. Orakoğlu, Yılmaz ailesine ilişkin iddiaların herkes tarafından bilindiğini de öne sürdü.

ENERJİ BAKANI GÜLER:
Enerjiyi pahalı alırken yatırımı yasaklamışlar

Enerji Bakanı Hilmi Güler de, ANAP dönemininin enerji ihalelerini açıkladı ve dönemin Enerji Bakanları Cumhur Ersümer ile Zeki Çakan'ı suçladı. Komisyon üyelerinin, "Rusya'dan alınan doğalgaz neden pahalı?" sorusunu yanıtlayan Güler, "Türkmen doğalgazı metreküpü 35-40 dolara alınıyor ama Rusya'dan 125 dolara kadar gaz alıyoruz. Anlaşma öyle yapılmış. Elimiz kolumuz bağlı" dedi. Güler'in, ANAP iktidarı döneminde, Bulgarlarla yapılan anlaşma gereğince, "Trakya bölgesine enerji yatırımı yasağı" getirildiğini açıklaması ise Komisyon üyelerini şok etti. Anlaşmaların "iptali imkansız hale getirecek" şekilde yapıldığını da anlatan Güler, "Doğalgaz enerji santrallerinin maliyeti 360 milyon dolar. Bu santralin Türkiye'ye maliyeti ise 630 milyon dolar. Eğer biz bu anlaşmayı iptal edersek ödeyeceğimiz para ise 1 milyar dolar. İşte böyle anlaşmalar yapılmış" dedi.