|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Asabiyim, asabi!
Adam Sandler ile usta oyuncu Jack Nicholson'un başrollerini paylaştığı Peter Segal imzalı Asabiyim günlük hayatın ruh hallerimize etkisine ayna tutuyor. Haftanın tartışmasız iyisi olan film, asabiyet yapmıyor!
İnsan ilişkilerinin iğdiş edildiği, kaprislerin, triplerin hayatı avucunun içine aldığı bir çağda yaşıyoruz. İstesek de istemesek de, küçüğünden büyüğüne neredeyse tüm şirketlerinde küçük küçük oyunlar oynanan, önemli sanılan mücadeler yapılan bir düzenin içindeyiz hepimiz. Ayak oyunları, tartışmalar ve kurmacalar birçok kişiyi asıl işlerinden men ediyor, kuruma ve insanlara yapılacak hizmetler bu arada eriyip gidiyor çoğu kez. Ve bu çarkın dişlilerinden uzak durmaya çalışanlar. Onlar bir süre kasıntı yapmadan ayakta kalmaya çalışıyorlar. Ama düş kapanı gelip onları da sarıyor.. Akıllıya deli gömleği giydirmek Bu hafta gösterime giren Anger Management (Asabiyim) daha ilk sahnelerinden itibaren insanın aklına bunları getiriyor. Kendi halinde ekşiye tuzluya pek karışmayan Dave Buznik (Adam Sandler) kendisine vadedilen yardımcı müdürlük görevi bir türlü verilmese de hakkını elde etmek için mücadele etmeye yanaşmamaktadır. O, bu durumu kendisine hiç stres yapmayıp, birgün nasıl olsa adaletin yerini bulacağını ümit etmektedir. Ancak bir uçak yolculuğu sırasında başlayan süreç, Buznik'in hayatının yönünü değiştirir. Hayatı boyunca sinirlenmeyen Buznik, hakim tarafından 'çok asabi!' olduğu gerekçesiyle 30 gün Öfke Kontrolü Terapisi'ne katılmaya mahkum edilir. Terapileri gerçekleştiren Doktor Buddy Rydell (Jack Nicholson)'la tanışan Buznik, patlamaya hazır duran terapi grubu ile birlikte seansları takip eder. Ancak lokantada istemeden karıştığı bir kavga nedeniyle hakim tarafından terapinin dozajı artırılır. Dr.Rydell Buznik'in evine taşınır. Hayatı altüst olmuştur artık. İşin kötüsü Buznik'in elinde, iş mesaisinde bile kendisini yalnız bırakmayan Doktor'a karşı hiçbir koz yoktur. Doktorun bilinen terapi yöntemlerine aykırı, yüzleşmeci ve sinir bozucu yaklaşımları biryerden sonra Buznik için teslim olmayı zorunlu hale getirir. Doktor, Buznik'i çocukluk düşmanı bir keşişle yüzleştirir, bir travesti ile ilişki kurmasını ister. Bu da yetmezmiş gibi trafiğin en yoğun olduğu saatte hem de işe geç kaldığı halde Queensboro Köprüsü üzerinde aracını durdurtarak 'I Feel Pretty' şarkısını söylettirir. Buznik'e göre çoktan kafayı yemiş olan Dr. Rydell'ın şaşırtıcı üslubu artık kahramanımızı bir tercihin eşiğine getirmiştir: Ya hayatın kıyısında durmaya devam edecek, ya da hayatın küçük oyunlarına o da karışacaktır. Sıkı mizah, ince mesaj Filmin senaristi David Dorfman'ın "Anger Management fikrini benim için bu kadar eğlenceli kılan şey, dünyada en son sinirleneceğini düşündüğünüz biriyle yola çıkıp, onu çileden çıkaran bir terapistle bir araya getirmekti" dediği film, iki kuşaktan usta oyuncunun performansı ile bol bol ince mizah sunuyor. Jack Nıcholson ve Adam Sandler filmin yapımcılarının uzun elemelerden sonra bir araya getirebildikleri iki usta oyuncu. Peter Segal'ın yönettiği film, herkesin içinden ayrı şeyler çıkarabileceği cinsten bir yapım. Başta ABD'li olmak üzere sinema yazarlarını bile birkaç parçaya bölen filmde yapımcılar cast'i ön plana çıkarmak istese de - bunda pek de haksız değiller. Çünkü, 11 Eylül saldırıları döneminde New York Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Rudolp W.Giuliani ve tenis dünyasınnı ünlü ismi John McEnroe filmin kırıldığı final sahnesinde karşımıza çıkan yardımcı oyunculardan yalnızca ikisi- bizce filmin içine yüklenen hayat mesajları daha önemli. Aslında hayatımızın bir döneminde hepimiz böyle tercihlerle yüz yüze kalırız. Bizim şansımız, içinde depreşip durduğumuz sistemin bizde bu kadar acımasız olmaması.
|
|
|
|
|
|
|
|