AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Yine asker meselesi…

7. Uyum Paketi'yle 2945 Sayılı Milli Güvenlik Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği kanununda yapılan değişikliklerden birisi yakında meyvasını verecek.

Uyum paketinde bu kanuna ilişkin hükümlerden birisi şöyleydi:

"Milli Güvenlik Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Kanunununda öngörülen düzenlemelere uygun olarak üç ay içinde yönetmelik çıkarılır."

Süre pek yakında doluyor…

Yeni çıkacak yönetmelik Türk demokrasisi için sembolik bir önem taşıyor…

MGK'nın icracı yapısının sona erdirilmesi ve MGK Genel Sekreteri'nin "başbakanımsı yetkileri"nin kaldırılmasıyla birlikte, buna paralel olması gereken yönetmelikte, kurulun topluma karşı psikolojik harekat yürütme, devlet kurumlarından gizli açık sürekli belge isteyerek bilgi tekeli oluşturma imkanı da sona erecek…

En azından sona ereceğini umuyoruz…

MGK'nın eski yapısının temel taşlarını şu ya da bu yolla korumak askeri cenahın devlete, topluma ve siyasete yönelik bakış açısından doğan kurumsal refleksidir ve varlığını sürdürmektedir.

Günün birinde, dengeler değiştiğinde, MGK üst kurulunun bu tür yetkileri, yasada ve yönetmelikte olmasa bile genel sekretere görev olarak verme imkanı var.

Zira yasanın yeni şekline göre MGK Genel Sekreteri MGK'nın verdiği işleri yapmakla yükümlü.

Nitekim "askeri cenah daha şimdiden siyasetçi tarafından zorlukla savuşturulan bu tür hamleler yaptı."

Buna benzer gelişmelerinin bundan sonra olup olmaması yasal düzenlemelere değil, siyasi dengelere, sistemin, sivil örgütler dahil olmak üzere tüm unsurlarıyla gerçek anlamda sivilleşmesine bağlı. AB'nin, uygulama denilen kalemi, biraz da bu dengelerin yerleşmesi ve kalıcı nitelik kazanması beklentisiyle ilgili…

Ancak şu aşamadaki tehlike daha somut ve daha farklı.

Bu tehlike, yukarıda vurgulanan kurumsal refleksten hareketle, yasayla kaldırılmış iş ve yetkilerin değişik biçimler ve başlıklar altında genel sekreterlik yapısının içine sızdırılması olarak karşımızda.

Üstelik bu tür menavralar karşımıza sadece Türk-Osmanlı devlet zekası ve geleneğin genel alışkanlıkları olarak çıkmıyor; bugüne özel bir şekil alıyor.

Askeri cenahın hazırladığı taslak, Radikal gazetesi muhabiri Adnan Keskin'in de belirttiği gib üç açıdan bu tür bir manevranın izleri taşıyor.

İlk olarak askerler eski kanundaki bir işleyişi, kamu kurum ve kuruluşlarının daimi veya isteğe bağlı olarak gizli ve açık bilgi ve belgeyi MGK Genel Sekreterine verme zorunluluğunu korumak istiyor ve böyle bir madde öneriyor. Bunun yasada çerçevesi çizilen ve MGK'nın istediği konularda yapılmasının yeni yasayla uyumlu olacağını savunuyor.

Bu garip uyumluluk iddiası tam bir manevradır.

Yasada, muğlak ve kapsayıcı milli güvenlik tanımı ve hükümeti ikame eden milli güvenlik siyasetinin olduğu gibi korunduğu da gözönüne alınırsa, bilgi-belge aktarma işi, tekrar genel bir zorunluluğa dönüşücektir. Başka bir deyişle bakanlıklar ile Genel Sekreterlik arasındaki ters hiyerarşi korunacaktır. Daha da öte, MGK'nın, "askeri vesayet sisteminin kalbi"ni oluşturan bilgi tekeli gücü devam edecektir.

Bu, Türk siyasal sisteminin sivilleşmesi karşısındaki en büyük engel olur.

İkincisi asker tarafından yönetmeliğe MGK Genel Sekreteri'nin sivil olması halinde yardımcılarının asker olması hükmünün koyulmak istenmesidir.

Böyle bir gelişme de kurulun askeri niteliği açısından son derece sakıncalı bir durum oluşturmaktadır. Asker yardımcının sicil amiri genel sekreter değil, Genelkurmay Başkanlığı olacaktır; bu yolla kurulun mevcut askeri dokusu tepeden tekrar pekiştirilecektir.

Üçüncüsü yönetmeliğin gizli olması üzerindeki asker ısrarıdır. Bu öneri de, şeffaflığı engelleyici, ileride çok kolay bir prosedürle yapılacak değişiklikleri gizleyici bir yön taşımaktadır ve denetim imkanını ortadan kaldırmaktadır.

Açıktır ki, askeri kesim milli güvenlik ideolojisi konusunda direniyor; devlet ana çekirdeğinin bu ideoloji dışında yapılanmasını arzu etmiyor. Mevcut yasal değişikliklerin bu çekirdeğe değmesini engellemeye çalışıyor.

Askerin bu eğilimi kendisi açısından doğaldır. Asıl mesele siyasetçinin dirayetli ve iradeli davranması, bu tür bir geri dönüşe müsaade etmemesidir.

Umarız siyasetçi, MGK Genel Sekreterinin bir dönem daha asker olmasına müsaade ederek yaptığı hatayı tekrarlamaz. Ve bugün askeri kesimden gelen önerilerin kaynaklarından birisinin bu hata olduğunu iyi görür.


4 Kasım 2003
Salı
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED