AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

T E L E V İ Z Y O N
DUAYEN SPİKER

tv8'in ana haber bültenlerini sunan Erkan Oyal, Türk televizyonculuğunun birinci kuşak haber spikerlerinin ekrandaki son temsilcisi.

Türkiye, televizyonla tanıştığı ilk yıllardan itibaren haberi onun güven veren sesinden dinledi. Kıbrıs Barış Harekatı'nı duyuran spiker olarak da bilinen Erkan Oyal, 40 yıldır haberciliğin içinde. 1980 yılında kendi deyimiyle haksız bir kararla görevden alınınca mesleğine bir süre ara vermiş olsa da, TRT'nin birinci kuşak spikerleri arasında halen ekranda olan tek isim Erkan Oyal. Halen Beykent Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışan ve tv8'in ana haber bültenini sunan yılların deneyimli spikeriyle TRT'li yıllarını ve vazgeçemediği haberciliği konuştuk.

HABERCİLİK SERÜVENİ

Bu serüven 1964'te Ankara radyosundan başlar. O zamanlar Mülkiye'de birinci sınıf öğrencisiydim ve henüz 17 yaşındaydım. Kursa katıldığım zaman daha 18 yaşımı doldurmadığım için radyoya almayacaklar diye korkmuştum. Ancak kurs bittiğinde 18 yaşımı doldurdum ve devlet memuru oldum. Seneye 40. yılımı kutlayacağım inşallah. TV, 1969 yılında başladı. Zafer Cilasun tek başına haber okuyordu, sonra ben katıldım ona. 1980 yılına kadar kesintisiz devam ettim. 80'den sonra bir süre ara verdim.

HEP BBC'YE ÖZENDİK

TRT'de hep BBC'ye özenirdik. Amacımız TRT'yi BBC gibi yapmaktı. Bunun için de hem malî hem yayın özerkliği talep ediyorduk ama talebimiz hiçbir zaman karşılık bulmadı. Kendimizi bağladığımız yayın ilkelerimiz vardı. Haberin mutlaka tarafsız, doğru olması gerekirdi. Fakat çok önemli bir şeyi unutuyorduk. Hız yoktu. Çok ağır bir habercilik vardı. Bir de kameramız ve teknik imkanlarımız az olduğu için görüntü haberciliği yoktu. TV haberciliğine toplum da hazır değildi. Kameranın girdiği yerde sessizlik hakim olurdu. Şimdi daha aktüel. Herkes bir şeyler anlatıyor. Bir olayı bazen iki gün sonra veriyorduk ama doğru veriyorduk. Şimdi özel kanallarda, özellikle haber kanallarında en çok duyulan; 'haydi, çabuk, o verdi biz geride kaldık' sözleridir. Saniyelerin önemi var. Tabiî bu hızlılık birtakım sorunlar doğuruyor. Anında vermenin heyecanı çok güzel ama zaman zaman hata yapma, haberi yanlış verme, çarpıtma, ya da çok tekrarlamaktan dolayı sathi olma gibi bir durumla karşı karşıya kalınıyor. Haberciliğin içine düştüğü açmaz bu.

TRT, OLMAZSA OLMAZ DEĞİLDİR

Eğer bütün kanallar şu an benim çalıştığım tv8 gibi toplum bilinci ve yayın sorumluluğunu taşırsa, kamu kanalına gerek kalmaz. Ama her açıklamayı, her olayı kendi ekonomik ve sosyal çıkarlarına göre götürürler ve sonuç itibariyle bir şahsın, bir şirketin kanalı olurlarsa ki öyle oluyor, o zaman kamu kanalına gerek olur. TRT benim okulum. O nedenle eleştirmek istemiyorum ama onun da inandırıcılığı çok tartışılıyor tabii ki. Yine de güzel şeyler yapıyorlar. Halen kültür sanat programlarında ve belgesellerde TRT'nin eline kimse su dökemiyor.

HAREKET VAR, BEREKET YOK

Eskiden kurallara bağlılıktan olsa gerek haber bir yerde başlar ve biterdi. Şimdi bitmiyor. Bir haberin perde arkası açılıp telefonla bağlantılar yapılıyor. O zamanlar yoktu bu. Karşıdaki adam kötü veya yanlış bir şey söylerim diye korkardı. Şimdi herkes her şeyi söylüyor. Kimse duymuyor. Konuşulan Türkçe, sorulan sorular bozuk. Diyalogların içi boş... Bol bol hareket var. Birileri bir şeyler soruyor, diğerleri cevap veriyor. İzleyici anlıyor mu anlamıyor mu, bu önemli değil. Algılama diye bir şey yok çünkü. İhtiyarlar dönüp de 'ne dedi, ne dedi' diye sorarlar ya, şimdi onu bile demiyorlar.

Anchorman kavramı yanlış tanıtıldı

1980'de bıraktığım haberciliğe, 1993 yılında atv ile yeniden başladım. Ancak, yöneticiler çok yakın arkadaşlarım olmasına rağmen yayın anlayışı yüzünden fazla dayanamadım. Bir anchorman haberciliği uygulaması vardı. Bana, sanki eski haber spikerliği kuşağının bir temsilcisiymişim gibi davrandılar ve bir arkadaşımı anchorman olarak getirdiler. Ondan sonra da herkes anchorman oldu. Anchorman de haber merkezini yöneten bir adammış gibi sunuldu, yanlış tanıtıldı. Anchorman toplumun güvendiği insandır. Ölçüt buysa, popüler kanallardaki arkadaşların haberciliklerini ona göre değerlendirin.


Ramazan Günlüğü

İFTAR SAATİ
İbrahim Sadri'nin sunduğu İftar Saati'nin bugünkü konuğu eski müftülerden Necmettin Nursaçan. Programda ayrıca, Ertuğrul Erkişi de Türk müziğinin en güzel örneklerini sunacak.
Kanal 7 / 16.00 SAHUR ÖZEL
Süleyman Çobanoğlu ile Ramazan çadırında yapılan sohbete bu gece Vehbi Yavuz ve İsmail Coşar konuk oluyor. Vehbi Yavuz'un hoş sohbeti ile, kasideler ve ilahilerin sevilen sesi İsmail Coşar'la sahur sofraları şenlenecek.
Kanal7 / 03.00

TV TEL
TRT: Ank. (312) 490 43 00 İst. (212) 259 72 75 İzm. (232) 463 02 03 KANAL 7: (212) 612 90 90 TGRT: İst. (212) 454 56 00 Ank. (312) 441 34 00 STV: (216) 344 85 60 MELTEM TV: (212)654 96 70 FLASH TV: (212) 256 81 00 CNN TÜRK: (212) 478 50 00 STAR: (212) 448 90 00 KANAL D: (212) 215 51 11 KANAL 6: (212) 448 90 00 atv: (212) 354 30 00 SHOW TV: (212) 355 01 01 tv8: (212) 288 51 52 CNBC- e: (212) 335 00 00 NTV: (212) 335 00 00 KANAL A: (312) 318 69 70 RTÜK: Tel: (312) 297 50 50 ALO RTÜK: 178

 
Peygambere yoldaşlık edenlerin hayatları
İslam tarihinde farklı bir öneme sahip olan kişilerin hayatını konu alan dizi Peygamber Yoldaşları; bizzat Hz. Peygamber'in 'arkadaşlarım yıldızlar gibidir' dediği yıldız şahsiyetlerin hayatını ekrana getirmeye devam ediyor. Abdullah bin Revaha, Muaz bin Cebel, Mus'ab bin Umeyr, Ebu Bekir'in kızı Esma ve diğerleri. Onlar Hazret-i Peygamber'in yoldaşı olmuş kişiler. Tüm zorluklara ve baskılara karşın Allah'a ve Peygamber'e olan inançlarını haykıran Peygamber dostlarının günümüze ışık tutacak yaşamları ekranda.
Kanal 7 / 18.30

Barlaslar'la siyaset ve moda üzerine
Ünlü gazeteci Mehmet Barlas ile kızı Ela Barlas Anter'in birlikte hazırlayıp sunduğu 'Barlaslar'la Günlerin Getirdiği' adlı programın bu akşamki konukları; seçim yenilgisi ertesinde LDP Genel Başkanlığı'ndan istifa eden Besim Tibuk, Sabah yazarı Emre Aköz ve mimar, dekoratör Zeynep Fadıllıoğlu.
Atv / 23.00

Yağız ile Deniz karşılaşıyor
Başrollerinde Behzat Uygur ve Zeynep Tokuş'un oynadığı yeni dizi Hırçın Menekşe'nin bu bölümünde, Yağız ile Deniz adliyede karşılaşıyor. Dava için adliyeye gelen Deniz, cüppesini başka bir avukatın aldığını görür. Deniz adamı uyarır. Ancak yüzünü görünce çok şaşırır.
Kanal D / 21.40
4 Kasım 2003
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED