İşgal güçleri Bağdat'ı henüz bombalamamışken başlamıştı, 'savaş sonrasının Irak'ı üzerine stratejik tartışmalar.' Bush yönetiminin siyasi kanaat önderleri (!) ve düşünce kuruluşları, 'Irak'ın yeniden inşaası' söylemiyle çıkarların devamı için kafa patlatırken (!), 'inşa' sözüyle iştahı kabaran dev şirketler de pastadan pay kapmak için yarışa girdi. Ortada en az 60 milyar dolarlık iş hacmi vardı. Irak, işgalcilerin penceresinden böyle görünüyordu. Oysa başka bir Irak görüntüsü -gerçek Irak'ın görüntüsü- var ki, bunu ancak fotoğraflar anlatabilir. Savaşın yıkıcı etkilerine maruz kalan ve şimdilerde temel ihtiyaç maddelerine bile ulaşmakta zorlanan Irak halkının dramını anlatıyor bu fotoğraflar.

Irak Kızılay'ı ve diğer yardım kuruluşları ihtiyaç sahibi ailelere yardım eli uzatmak için çaba gösteriyor, ancak bu çabaların yeterli olmadığını yardım paketi alabilmek için uzun kuyruklar oluşturan insanların yüzlerinden okumak mümkün. İnsanların yüzlerindeki sıkıntı ve keder, sıra kendilerine gelip de yalnızca birkaç gün yetecek yardım paketini ellerine aldıklarında buruk bir sevince dönüşüyor. Çocuklar ise -bir kısmının belki de hiç tatmadığı- çikolota ve şekerlemelere ulaşmak için tıpkı yetişkinler gibi kuyruğa giriyor ve sabırsızlıkla bekliyor.

BAĞDAT SAKİNLERİ FARELERLE BOĞUŞUYOR

Ama -tıpkı fotoğraflar gibi- rakamların anlattığı Irak'ın, geleceği pek de parlak değil. Hastaneler hala ilaç, tıbbi malzeme ve araçları kullanmak için elektrik bulmakta zorlanıyor. Sağlık sorunlarının giderilmesi için Irak'ta acil olarak 120 milyon dolara ihtiyaç var. Ancak şu ana kadar yabancı ülkelerden sadece 20 milyon dolar gönderildi. Uluslararası sağlık kuruluşları yardım paralarının çok yetersiz olduğu görüşünde. "Irak'ın özgürleştirilmesi bu mu?" diyor bir hekim, ABD işgalini eleştirerek. Savaşın olumsuz etkileri ve maddi imkansızlıklar nedeniyle ülkede tüberküloz vakalarında her geçen gün artış görülüyor. Irak'ta sağlık sorunlarının artmasının en önemli nedenlerinden biri de bombalama nedeniyle zarar gören kanalizasyon sistemi. Özellikle Bağdat sakinleri, fare ve haşerelerle boğuşmakta. Ve ne tuhaf bir rastlantı ki halk; böcek istilasından korunmak için -ABD'nin Irak'ı işgaline bahane olan- kimyasal maddeler arıyor. Oysa ülkede Ortadoğu'yu ya da dünyayı tehdit edecek kimyasal silahlar bir yana, böcek istilasını önleyecek miktarda kimyasal madde bile bulmak zor.