|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
LEVENT DALAR
Yazarın kitaba verdiği isim basit şeylerden yola çıkarak en önemli, derinde ve gizlide olanı anlamak istediğini, ama bunu yaparken bazen yanılıyor olmasının mazur görülmesi gerektiğini söylüyor bize. Ne de olsa henüz palazlanmamış bir güvercin yavrusu gibi uçmayı daha tam beceremiyor olabilir. Oysa kitabı elinize alıp sayfalarını çevirdiğinizde, gündelik hayatın hay huyu içinde görmediğimiz, görmezden geldiğimiz kimi küçük şeylerin arasından, bize şimdi yaşıyor ama sonra birden ve mutlak ölecek olduğumuzu, sade ama vurucu bir dille ispatlıyor. Çok sıcak hararetten kavrulduğumuz bir gün önümüze konan buz gibi bir limonata nasıl içinizi serinletirse, bu iddiasız görünen cümleler, hırs, bencillik, ikiyüzlülük ve şiddetle yoğrulan zamanımız insanının onulmaz yaralarına, eğer yarasının farkında ise, merhem olabilir. Zaman ve mekan insanın oluşunu çevreleyen boyutlar olarak beraberce yer alıyorlar kitabın içinde. Var olan değerlere karşıt düşünceler kitabın bir tarafında yer alırken diğer tarafında da "başka yerler" var. Belki bu zamana ait olmadığını hisseden insana sığınak olacak zaman içinde giderek boyası silinmiş, sıvası dökülmüş ama ruhunu yitirmeden kalmış yerler. İçine girdiğinizde ölecek olmanın tokatı ile sizi kendine getiren, yaşama dört elle sarılmanızı sağlayan yerler. Sözgelimi "başka yerler" arasından kimsesizler mezarlığına giderken, yanınıza kitabın ilk bölümünden, "ölmek, biriktirdiğimiz şeylerin altında kalmak olmalı" cümlesini alabilirsiniz.
İbrahim Tenekeci'nin Uçuş Denemeleri'ni okuyun. İçiniz hüzünlü bir rüzgarla biraz serinleyerek, düşünmenin, tebessümün bu hızın içinde savrulurken bile zor olmadığını göreceksiniz. Eminim şöyle diyeceksiniz: "Uyanmak, sen ne güzelsin öyle."
|
|
|
|
|
|
|