|
|
|
|
İpin ucu iyicene kaçtı. Bu hafta sahada oynanan futboldan ziyade tribünlerde olan-bitenden, soyunma odalarına giden koridorlarda yaşanan arbedelerden konuşuldu. Beşiktaş-Galatasaray derbisi meşalelerin alevleri arasında eridi; dumandan göz gözü göremez oldu. Fenerbahçe-Sebat maçından yine seyirciler sahadan çıkarıldı; saha dışında istenmeyen şeyler oldu. Bu manzaralara "alıştık artık" diyemeyiz. Bu manzaralar sporun tadını, futbolun zevkini iyicene kaçırdı. Bu manzaraların sonu gelmeli. Ama nasıl? Ünlü futbol yorumcumuz Erman Toroğlu "Bunu Türkiye'de ancak bir kişi yapar" dedi. Kim o?!... Kim olacak Başbakan. Yapmayın Sayın Toroğlu. Tribünde olup bitenleri de Başbakan'a havale ederseniz memleketin hali nic' olur? Yok mu bu işin sorumlusu? Vali, Emniyet Müdürü, Kulüp Başkanları, Kulübün taraftarlarla ilgisini kuran sorumlular ve daha başka görevliler ne güne duruyor? Aslında onlar da durmuyor galiba. Sürekli toplanıp meseleyi müzakere ediyorlar. Ama anlaşılıyor ki bir arpa boyu yol gidemiyoruz. Ülkemizin pek çok meselesi gibi bu meselede çözülmeden duruyor. Her arbede, her tatsız olay sonunda yorumcular "Bakın bu işin sonu kötü, kanlı vakalar yaşanabilir, bir an önce önlem alınmalı" diye yapılacakları bir bir sıralıyorlar ama... Netice sıfır. Bu defa stad ile tribünleri ayıran demir parmaklıklar yıkıldı, meşaleler birer füze gibi o tribünden bu tribüne ara sıra sahaya fırlatıldı. Özetle ipin ucu kaçtı yani. Bakalım nasıl toparlanacak? * * * Derbi sonucu için gözümü kırpmadan tahminde bulunmuş, direk: "Beşiktaş kazanacak" demiştim. Hani bekara karı boşamak kolay. Ben altı-üstü bir hikâye yazarıyım, bu hususta yanılmış olsam ne yazacak. Aaa!... Dönüp bir de baktım ki anlı-şanlı bir sürü futbol yorumcusu benden daha kesin ifadeler ile Beşiktaş'ın kazanacağını söylemişler. Eee!... Bu âlemde ortalama laflardan biri de şudur: "Favoriler kaybeder". Neyse ki bu defa ne şiş yandı ne kebap. Yine de sonuçta o kadar methedilen Beşiktaş'ın bu övgüyü haketmediğini; o kadar formdan düştüğü söylenen Galatasaray'ın (ve elbette Fatih Hoca'nın) yarışı kolay kolay bırakmayacağı anlaşılmış oldu. Ertesi gün bütün gazeteler: "Fener kazandı" manşetini atmışlardı. Yanlış bir manşet değildi doğrusu. Ama Fenerbahçe bu. Her zaman bir sürpriz yapar. Yakın tarihinde kaç tane "Pendik olayı" vardır. Yedi puanlık avantajı bu defa yine yakıverdi. Efendim Sebat kapanmış da, katı defans yapmış da, Yusuf oyuna geç sokulmuş da falan-filan. Bütün bunlar bahane. Fener'in puan kaybı için tek bir kelime kâfidir: Beceriksizlik. * * * Şimdi biz bu tat vermeyen konuyu kapatıp Beşiktaş'a dönelim. Ve ona Prag karşısında başarılar dileyelim. Haydi Beşiktaş, şu maçı al; son hafta futbolun üzerine düşen meşale ve duman, yumruk ve kan gölgesini kaldır aradan. Kaldır ki yeşil sahalara zevkle, neşeyle bakabilelim. Bu gidişle ülkemizin futbol defteri dürülecek yoksa.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |