|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Geçenlerde bir feryat duydum ki eyvah dedim, birilerinin canı fena yanıyor. Yanılmamışım. Sesin geldiği tarafa doğru yönelince takip başlamış oldu. Ben giderim ses gelir, ben giderim ses gelir... Köprüyü geçtik, karşıya vardık. Sonunda bir hastaneye ulaştık. Siyami Ersek Göğüs ve Kalp-Damar Hastanesi. Orada görev yapan uzman doktorlar bir araya gelmişler, feryada başlamışlar ki sesleri öte geçeye ulaşmış. Oturup konuştuk. Doğrusu duyduklarıma inanamadım. Bu güzide hastanenin güzide doktorları deyim yerindeyse kan ağlıyordu. Sürekli hasta haklarından söz ediyoruz, ama doktorlarımızı da insanca çalışma şartları altında çalıştırmamız gerekmiyor mu? Yoksa onlardan insan değil biyonik robotlar mı olmalarını bekliyoruz? Yeni başhekimin tasarrufuyla uzmanların ayda bir olan nöbetleri ayda üçe çıkarılmış. Buna, klinik anlamda hiç ihtiyaç duyulmamasına rağmen, kimsenin bir itirazı yok. Ama Avrupa'da ya da gelişmiş her ülkede hafta sonu nöbetinde geçen bir saat karşılığında hafta içi iki saat izin veriliyor. Yani hafta sonu ailesinden uzakta 24 saat mesai yapan bir doktor o hafta mesaisini doldurmuş sayılıyor. Siyami Ersek Hastanesi'nde ise bir doktor çoluk çocuğundan uzakta 24 saat hafta sonu mesaisi yaptıktan sonra ertesi gün mesaisine devam ediyor! Yani Pazar günü nöbet tutan bir doktor ancak Pazartesi akşamı evine dönebiliyor! 32 saat aralıksız mesai! Peki bir doktor 24 saatlik bu ekstra mesainin karşılığında ne ücret alıyor biliyor musunuz? Bir uzman kardiyolog veya cerrahın 24 saatlik hafta sonu mesaisinin devlet nezdindeki bedeli 8 milyon TL! Doktorlar feryad ediyor: Taktığımız bir stent 1500 dolar, aylık maaşımız 500 dolar. Ayrıca SSK'lı hastaların da sisteme dahil edilmesiyle on dakikada bir hasta muayene etmek zorunda bırakıldıklarından ve dolayısıyla verdikleri hizmetin kalitesinin düştüğünden yakınıyorlar. Üstelik SSK ve Bağ-Kur gibi devlet kurumları hastanelere borçlarını ödemiyormuş ve tahminlere göre hastanelerin döner sermayeleri çökmek üzereymiş. Doktorları çok mutsuz gördüm. Bu kadar ağır çalışma şartları altında, bu kadar düşük ücretle çalıştırılan doktorların mutlu olabilmesi mümkün değil.
TÜRBAN ARTIK SERBEST KALSIN Neşe Düzel'in Radikal'de bu haftaki konuğu CHP Milletvekili Memduh Hacıoğlu idi. "Halk çözüm istiyor. Bunu görmeyen siyasetçi yanlış yapar" diyen Hacıoğlu bakın hangi noktalara işaret ediyor: - Üniversitelerdeki türban yasağı kaldırılmalı. CHP bunun için öncülük etmeli. - CHP bugünkü görünümüyle sosyal demokrat bir parti değil. Değişmesi şart. - Parti içinde yenilik isteyen kalabalık bir grup var. Kemal Derviş de grubun içinde. - CHP bir yol ayrımında. Değişen koşullara kendini uyduramazsa parti tasfiye olur. - Atatürkçülüğe sığınarak varılan yanlış bir noktadır ve AB'ye engeldir. - YÖK mutlaka değişmeli. Bu yapıyla ve kaliteyle Türkiye geri kalıyor. - Orduyla AKP arasındaki gerginlikte, Meclis'teki meşru partiyi destekleriz.
AİDSLİ ASKERLER
Detroit'te uçağımın kalkış vaktini beklerken ekrandaki CNN'de kısa bir haber dikkatimi çekti. Pentagon HIV (+) olan askerleri Irak'a gönderdiği için bazı kuruluşlar tarafından eleştiriliyordu. Birkaç hafta sonra gazetenizdeki ABD askerleri tarafından tecavüze uğramış Iraklılar ile ilgili haberi anlamlı buldum. İşgal altındaki Irak halkı sadece siyasi yönden değil, galiba sağlık açısından da büyük bir tehdit altında.
GÜVEN-KONTROL
BİG Birader, bir Alman atasözünü hatırlatıyor ve bizim o konudaki tavrımıza işaret ediyor. Alman atasözü şu şekilde: "Güven iyidir ama, kontrol daha iyidir." Bu da bizim tavrımız: "Güven iyidir, kontrol gerekmez."
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |