Başbakan Danışmanı olarak görev yaptığı sürede tasarının hazırlıklarını yürüten Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, kamuda 2 milyon 200 bin memur, 500 bin işçi bulunduğunu, bunun yüzde 16'sının da Ankara'da görev yaptığını kaydederek, bu sayının kademeli olarak azaltılması gerektiğini söyledi. Dinçer, "Ankara yüzde 50 oranında küçülecek" dedi.

Tasarının yasama ve yargıda herhangi bir değişikliğe sebebiyet vermediğini belirten Dinçer, yürütmede değişiklikler olacağını söyledi. Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda yetki ve sorumluluğun daha çok yerel yönetimlerde olduğunu, ancak bürokrasinin zamanla yetkileri eline aldığını belirten Dinçer, kamuda artık uzman kişilere ihtiyaç olduğunu belirtti. Genel İdare Hizmetleri sınıfı ile hizmetlilerin kamu personelinin yaklaşık yüzde 35'ini kapsadığını belirten Dinçer, şöyle konuştu: "Toplam personelin binde 5'i adalet alanında, yüzde 14'ü de sağlıkta bulunmaktadır. Genel idare hizmetleri ve hizmetli sınıfının azaltılarak diğer sektörlerin oranın arttırılması gerekmektedir. Benim şoförümün aracı ile birlikte devlete maliyeti yılda 18 bin dolardır. Bunun 8 bin dolarını yöneticiye verip 10 bin dolarını yatırıma aktarsak daha doğru olur. Kamu çalışanlarının 200 bini hiçbir şey üretmeden kamudaki yöneticiler için çalışmaktadır. Bu da büyük bir haksızlıktır."

Müsteşar Dinçer, yolsuzluğun sadece ihale ya da diğer unsurlarda yapılmadığını, kamu yöneticilerinin de rasyonel olmayan kararlar vererek, bir anlamda yolsuzluk yaptığını belirtti.

Prof. Dinçer, yeniden yapılanmanın kolaylıkla yapılacak birşey olmadığını, 7 yıllık bir hedefin olduğunu, 10-15 yıllık bir geçiş süreci gerektiğini belirtti.

Ödül ve ceza sistemi olacak

Müsteşar Dinçer, tasarıyı hazırlarken bugüne kadar 500 kişiyle görüşmelerde bulunduğunu; ABD, İngiltere, Portekiz, Kuzey Yemen, Tayland, Endonezya gibi ülkelerin reform süreçlerinden faydalandıklarını anlattı.

Tasarının "üniter yapıyı bozmaya yönelik bir çalışma" olduğu iddialarını kabul etmediğini vurgulayan Dinçer, merkez ve mahalli idarenin uyumlu çalışmasıyla birlikte idarede bütünlüğün bozulmayacağını anlattı. Çalışanların sadece cezalandırılmayacağını, ödüllendirileceğini de belirten Dinçer, kamu yöneticilerin "yapmadığı işlerden de sorumlu tutulacağını", böylece etkinliğin arttırılacağını ifade etti.