|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu sütunun devamlı okuruysanız, Saddam Hüseyin ve generallerinin 'film' merakını biliyorsunuz demektir. Özellikle tek bir film üzerinde yoğunlaşan merakın: 'Kara Şahin düştü' (Black Hawk Down)... Somali'ye ABD müdahalesinin sonunu getiren olayı anlatır film; helikopter düşüp 18 Amerikan askeri ölünce, Washington yönetimi, "Elin toprakları için ölüme katlanılmaz" der ve Somali'yi Somalililere bırakıverir... Geçen yıl gösterime giren filmi Saddam keşfetmiş ve videosunu çoğaltarak generallerine dağıtmıştı. Bağdat'ı savunmak yerine para karşılığı teslim edip işi gerilla savaşına bırakmak fikrini, tabii eğer böyle bir fikre kapılmışsa, Ridley Scott'un 'Kara Şahin düştü' filminden esinlenmiş olabilir... TIME dergisi, konuyu ele aldığı yazısında, "Iraklılar, ülkelerine yönelik saldırılarda da çok sayıda Amerikan askeri ölür veya yaralanırsa, ABD'nin savaşı sona erdireceğine inanıyorlar" kanaatine yer veriyordu. Önceki gün, yabancı televizyonlar bir helikopterin düştüğünü 'Chinook Down' (Chinook düştü) altyazısıyla geçince, "Tarih bu defa da tekerrür edecek mi?" diye düşünmeden kendimi alamadım. 'Chinook', CH-47 diye de bilinen nakliye helikopteri; çok sayıda asker bir yerden diğerine bunlarla taşınıyor... Pazar günü, Bağdat semalarında düşürüldü bir Chinook, 16 er öldü, 21 er de yaralandı. Belli ki, paralellik kurulabilir endişesiyle, "Amerika asla kaçmayacak" dedi Bush ve ekledi: "Irak'taki düşman Amerika'nın kaçacağına inanıyor. Mâsum sivilleri, insanî yardım çalışanlarını ve koalisyon askerlerini bu yüzden öldürüyor..." Oysa, "Irak'taki düşman", Ramazan olduğu için, yerel halkın evde olduğunu bildiği iftara yakın saatlerde saldırıyor... Bush'un kendisi de film meraklısı ve onun da beklentisi Irak'taki savaşın sevdiği ve dönüp dönüp izlediği bazı filmlere benzer halde cereyan etmesi... Her ikisi de Oscar kazanmış 1979 yapımı Francis Ford Coppola'nın 'Kıyamet' (Apocalypse Now) ve Anthony Minghella'nın 1996'da çevirdiği 'İngiliz Hasta' (The English Patient) filmlerini, özel hazırlanmış haber kliplerini izleyip duruyor Amerikan subayları, Beyaz Saray'ın tavsiyesiyle... O filmlerde, sivilleri kalkan yapan gerillalar var; kendilerini aynı duruma düşmekten kurtarmak için, Amerikan ordusu, İsrail'in de yardımıyla, teknikler geliştirdi... Tel Aviv'deki ABD büyükelçiliğine, "İsrail'den film yoluyla taktik alınıyor mu?" diye soran gazetecilere, yetkililer, haberi doğrulamış... Pentagon'un tercih ettiği ve toplu gösterimle generallere izlettirdiği film ise 'Cezayir Muharebesi' (The Battle of Algiers). 1967'de çevrilen filmde, Cezayir'i işgalinde tutan Fransız askerleriyle yerel direnişçilerin çarpışmalarına yer veriliyor. Gösterildiği yıllarda Vietnam Savaşı henüz bitmemişti ve anlamsız savaşa tepkili gençler, 'Cezayir Muharebesi' filminde tanıştıkları 'Sivri' lâkaplı Ali adlı gerillaya hayrandılar. Pentagon'da görevli bazıları, kendilerinin Vietnam-karşıtı gençlik günlerinde izledikleri o filmi, şimdi başka bir amaçla kapalı gösterime sokmuş olmalı... Pentagon'daki sınırlı gösterimlerden birine 40 kadar general ile sivil uzmanın katıldığı biliniyor. Cezayir'in başkentinde fakir halkın yaşadığı Kasaba bölgesinde gerilla hücreleri nasıl oluşmuş... Sivri Ali, mahalle kabadayısı statüsüyle gençleri nasıl örgütlemiş... Fransız kuvvetleri komutanı Jacques Massu savaşta ne tür hatalar yapmış... Gösterimden sonra, general ve uzmanlar, kendi aralarında filmde gördüklerini tartışmış ve "Cezayir ile Irak arasında paralellik kurulabilir mi?" sorusuna cevap aramışlar. 'Düşman' ve planlarıyla ilgili gizli bilgilere ulaşabilmek için korkutma ve işkence yapılırsa bunun olası yarar ve zararlarını da gözden geçirmişler... Burası Amerika; belli kişilerin gelmesini istesen bile onlara gönderdiğin dâvetiyede merâmını bütün açıklığıyla anlatırsın. Nitekim, bir İtalyan komünisti olan Gillo Pontecorvo'nun yönettiği 'Cezayir Muharebesi' filmi için Pentagon içinde dağıtılan dâvetiyede şu reklâm ifadeleri kullanılıyor: "Terörizmle savaşı nasıl kazanır ve fikirler savaşını nasıl kaybedersin. Askerleri göğüs hizasından vuran çocuklar. Kafelere bomba yerleştiren kadınlar. Çok geçmeden bütün Arap nüfus çılgına döner. Tanıdık sahneler değil mi bunlar? Fransızların bir planı var. Taktikte başarı kazanır, ama stratejide kaybeder. Niçin olduğunu anlamak için bu filmi izlemelisin." Cezayir'de, Fransızlar, sonunda Sivri Ali'yi öldürmeyi başarırlar, ama ayaklanma artık direnişe dönüştüğü için gelişmelerin önünü kesemezler. Fransızlar kanlı geçen Cezayir Muharebesi'ni kazanırlar (1957), ama daha da kanlı mücadeleler sonunda Cezayir'i terk etmek zorunda kalırlar (1962). Ülkeyi, direnişi örgütleyen FLN örgütü yönetmeye başlar... Irak'ta belli bölgelerde halk 'Cezayir Muharebesi' filmindekine benzer bir örgütlenme içinde; Pentagon'un Amerikalı generallere Pontecorvo tarafından çevrilmiş filmi göstermesi bu bakımdan isabetli. Saddam'ın Iraklı generallere gösterdiği 'Kara Şahin düştü' filmine benzer sahneler ise geçtiğimiz pazar günü yaşandı. Hayat zaten filmi andırır, ama savaşlar da andırmak zorunda mı?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |