AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Avrupa Birliği'nin üyelik yolunda yeni engeli başörtüsü mü olacak?

Fransa, Almanya, Norveç ve diğer Avrupa ülkelerinde son günlerde iyice tırmanan başörtüsü tartışmalarının Türkiye'nin AB üyeliği ile ne tür bağlantısı var? Ya da Avrupa, Müslümanları olduğu gibi kabul etmeyi hazmedebilecek mi? Özgürlük, hoşgörü, çok kültürlülük gibi değerleri bütün dünyaya karşı sahip olduğu en güçlü siyasal araç olarak gören ve kullanan Avrupa, hem Türkiye'nin üyeliği, hem 11 Eylül sonrası değişen küresel konjonktür nedeniyle yeni bir durumla karşı karşıya. Avrupa, Müslümanları hazmedecek mi, İslam dünyası ile nasıl bir diyalog geliştirecek?

AB'nin Kıbrıs konusunu ilk kez "metin içinde" zikredip bir "şart" olarak Türkiye'nin önüne sürme girişimi üzerine patlayan tartışmalar daha da yaygınlaşacak gibi. Aralık 2004'e kadar Kıbrıs dışında yeni şartların öne sürülebileceğine dair işaretler, tartışmanın, Ankara ile Brüksel arasındaki pazarlıkların dışına taşacağını, Avrupa'nın bu duruma göre belirleyeceği tavrın aslında kendisi için 21. yüzyıla dönük en ciddi sınav olacağını gösteriyor.

Avrupa İslam'ı hazmedecek mi?

Amerika'nın 1990 sonrası uygulamaya giriştiği tek yanlı yayılmacı politikaların hedefi olan İslam dünyası ile sıkı diyalog kurma yolunda ciddi adımlar atan Avrupa, iki yılda bu yolda ciddi mevzi kazandı. "ABD-İngiliz-İsrail cephesi"nin oluşturduğu tehdidi dengelemek için Kıta Avrupası ila, "Alman-Fransız ekseni" ve çevresi ile yakın diyalog sürecine giren İslam dünyası, Avrupa'nın İslam'a nereye kadar hoşgörü göstereceğini görmek istiyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Joshicka Fischer, "İslam dünyası ile farklı bir diyalog geliştirmek zorundayız" derken Fransa iki yıldır Afrika'dan Ortadoğu ve Güney doğu Asya'ya kadar yoğun diplomasi seferberliği yürütüyor. Avrupa'nın diyaloglarını güçlendirdiği Rusya İKÖ'ye gözlemci üyelik baş vurusu yapıyor.

Ancak Türkiye'nin tam üyelik programı yoğunlaştıkça Avrupa'daki başörtüsü tartışmaları şiddetini artırıyor. AB, kendisini hararetle isteyen İslamcılara ne taahhüt ediyor? Adaylık yolundaki Türkiye'yi özgürlükler konusunda yoğun eleştirilere tabi tutarken bu "özgürlükler"i kesimler için de öngörüyor mu? Ya da AB, Türkiye'nin üyeliği ile beraber birlikte yaşayacağı milyonlarca Müslümanı bir tehdit olarak görüp bu güçler Türkiye gibi ülkelerin yöntemleriyle mi mücadele etmek istiyor?

İslam dünyasıyla diyaloğun en hararetli savunucusu Fransa'nın Devlet Başkanı Jacques Chirac, başörtüsü için bir komisyon kordu. Chirac ve Başbakan Jean-Pierre Raffarin, daha komisyonun kararını beklemeden başörtüsünün yasaklanmasına dair niyetlerini kamuoyuna duyurdular.

Fransa, Özbekistan ve Tunus'la birlikte

Başörtüsünü yasaklamak için yasa çıkarılmasını isteyen Chirac, bu alanda dünyada bir öncü olacak. Fransa, başörtüsüyle savaşta Özbekistan ve Tunus'la aynı cephede. Nitekim bu iki ülke dışında, bildiğim kadarıyla, hiçbir ülkede başörtüsünü yasaklayan açık bir yasa yok. AB'nin dış politikasını belirlemeye çalışan Fransa bu gidişle Avrupa'nın başörtüsü ile mücadelesini de yönlendirmeye aday.

Yine Almanya, başörtüsüne karşı tutumunu giderek sertleştiriyor. Yüksek mahkeme kararlarına rağmen Alman siyasal kadroları İslam ve başörtüsü konusunda son zamanlarda çok daha tahammülsüz davranıyorlar. Norveç gibi bir ülkede bir bakan çıkıp, "Müslümanlara Avrupa'da yaşadıkları hatırlatılmalı" diyerek Avrupa'nın İslam'ı ancak dönüştürerek hazmedebileceğini açıkça dile getiriyor.

AB üyeliğini isteyen Müslümanlar ile Avrupa bir soruyu dikkatle cevaplamalı: Birbirlerine ne kadar tahammül edebilecekler? Sorun sadece ekonomik refah ve özgürlükler değil. Bu özgürlükler içinde yer verilmeyen İslami hassasiyetler ne olacak? Türkiye'nin AB üyeliğinin önünde sadece "Kıbrıs engeli" yok.

Aralık 2004'e kadar "İslam" ile ilişkilendirilen yeni engeller öne sürülecek. İslam ve Müslümanlar Avrupalılaştırılıp ondan sonra mı adaylık yolu açılacak? Başörtüsü tartışmaların bu denli büyütülmesine bakılırsa yeni engeller İslam'la ilgili olacak. Avrupa bu tereddüdü açıkça göstermeye başladı. Peki Türkiye'de Müslümanlar Avrupa'yı bu açıdan ne kadar sorguluyor acaba?

Eğer Fransa'da başörtüsünü yasaklayan bir yasa çıkarılırsa Paris'in iki yıldır İslam dünyasında yürüttüğü diplomasi manevraları fiyaskoyla sonuçlanacaktır.


8 Kasım 2003
Cumartesi
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED