|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ömer Uluç, Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde açtığı sergide, hortumlar, kovalar, kamyon lastikleri ve birbirinden ilginç yaratık ve nesnelerle rüzgarlı bir arafta kalmanın ürünlerini veriyor.
HALE KAPLAN ÖZ
Tam tersine ben bunların biz olduğunu düşünüyorum. Bunlar bizim içimizdeki cinler ecinniler. Cennet de cehennem de insanın kendinde değil midir? Şu da var ki insanın kendini kolay tanıyan bir bilinci yok. İnsanın kendini tanıması için çeşitli yollar var. Tüm formlarda dizaynlarınız, köşesiz, dönüşlü, radius. Bunun sebebi nedir? Dizaynların köşesiz yuvarlak olması hareketten, devinimden geliyor. Kozmik, genetik, dünyanın dönüşü, salınımlar bütün fiziksel olaylar, parçaların hareketliliği, vibrasyon, titreşimler... Bunların hiçbiri köşeli ve 90 derece değil. Hepsi değişik hareketli, yuvarlak hareketli ya da helezonik hareketli. Bu işlerdeki kontür ve çizgiler tabiattaki hareketin çizgisine daha yakın. Serginin bir bölümünde arafta kalanlar var, yaratıkların olduğu burada en dikkat çeken karganız ve sizsiniz.. Araf serisi içindekilerden biri benim. Arafta duruyorum cennetle cehennem arasında. Post morte: ölüm sonrası. Oraya gelen diğer yaratıklar da var. Onların da nereye gidecekleri belli değil. Benim bir aralıklar teorim var. Kendimi sadece cennet ve cehennem arasında değil, coğrafi olarak da Doğu ve Batı arasında düşünüyorum. Doğuyla ya da Batıyla özdeşleşen, onları temsil eden biri değilim. İstanbul'un da bir aralık şehri olduğu kanısındayım, ikisinin arasında. İşte ben tüm bu araları temsil ediyorum. Coğrafi, manevi, estetik... Estetik akımların da arasında bir yerde bulunduğum kanısındayım. Yaratıcılığın da aralıkta olduğunu düşünüyorum. O aralık rüzgarlı ve cereyanlı bir aralık aynı zamanda. Sergideki tüm gözler bunlar mı yoksa göremediklerimiz var mı? Göremediklerimiz vardır elbet. Ziyaret edenlerin gözleri de dahil bu sergiye. Ben şuna inanıyorum herhangi bir kağıdın üzerine iki tane göz çizersiniz, o adeta canlanır. Bu sergide bir sürü form var onların hepsine gözler koyarak sanki bir nevi büyü yapıyorum, sihir yapıyorum. Bu bir sanat sihri. O bir boya aslında, silersiniz gider. İşte bu büyü, bu bir mizah. Resim+heykel+nesne+birşey daha... "Ben hayata alternatif oluşturmayı tek resim+heykel on-on beş metre gibi uzunluklara vardığında hissettim, sanki daha uzayabilirdi. Hayata olabildiğince onun ölçülerinde bir alternatif yaratmak... Onun ölçülerinde olmasa da onun koyuluğunda, onun gibi reel... ancak hayatın bir aynası olmasın, biri yeterli. Bu sergide 'resim + heykel'e bir de nesne ekledim, resim + heykel + nesne oldu. Bundan sonra "resim + heykel + nesne + birşey daha + bir şey daha" olacak."
Bir çok plastik nesnenin bir arada bulunduğu ama hepsinin gözleriyle size baktığı bir sergi bu. Ömer Uluç, Gözler (İyi , Kötü ve Aşık Gözler) başlıklı sergisinde, canlılığın en belirgin emaresi olan gözleri konu alıyor. Sanatçı Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde açtığı sergide, hortumlar, kovalar, kamyon lastikleri ve birbirinden ilginç yaratık ve nesnelerle rüzgarlı bir arafta kalmanın ürünlerini veriyor. Hortumların birbiri içine geçmiş hallerine bir de gözler eklendiğinde cosmos canlılarının dolaştığı sergi amacına ulaşmış oluyor. "İki yılda tamamladım sanırım" diyen Ömer Uluç, eserlerinin sergi içinde hareketlenip bir yerlere gitmesi endişesi içinde.
|
|
|
|
|
|
|
|