|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Cumartesi günü sinagoglar önünde patlayan bombaların hedefinin İsrail olup olmadığı tartışması henüz bitmemişken İstanbul yeniden yangın yerine döndü... Taksim ve Levent'te patlayan bombalar, sanki, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Terörün mesajını ayağımın altına alıyorum" kararlı tepkisine bir cevap... Terörü hortlatanların verdikleri mesaj açık: "Hedef Türkiye..." Terörist, mesajın doğru anlaşılmasını istediği kadar kendisinin dikkate alınmasını da bekliyor... Dıştan görünen ne olursa olsun, doğru olan Başbakan Erdoğan'ın terörün mesajını reddeden tavrıdır. Aksi halde, Türkiye, her keskin dönemeçte, teröristler tarafından yönlendirilen bir ülke haline gelir. Teröriste verilecek en iyi cevap, bir yandan en kapsamlı önleyici tedbirler alınırken, bir yandan da ülke yararına olan politikaların sürdürülmesidir... Sinagoglar önünde patlayan bombalar, biraz da İsrail'in devreye girmesiyle, bazılarına, terörün Musevileri hedef seçtiğini düşündürmüştü. Bunun yanlışlığı terörün yeniden vurmasıyla anlaşılmış olmalı. Dünkü hedefler İngiliz Başkonsolosluğu ile İngiliz sermayeli HSBC Bankası olduğu için, benzer bir değerlendirmeyle, "Hedef İngiltere" diyenler çıkabiliyor. Terörün istediği de bu zaten: Yarınki hedefin ne olacağını düşündürerek zihinleri kilitlemek... Hedefe kim konulursa konulsun, ülkemiz topraklarında meydana gelen eylemlerin, Türkiye'ye dönük sonuçlar elde etmek istediğine kuşku duymayalım. Türkiye'nin canlarını almakla yetinmiyor terör, ekonomisine de ağır darbeler indiriyor. Toplumu paniğe sevk ederek sağduyusunu elinden almaya da çabalıyor. Kuşku tohumları yerleştiriyor zihinlere ve serinkanlı değerlendirmelerden uzaklaştırıyor. Terörün beklediği, toplum katmanları arasında yol açtığı panik ile karar alma mekanizmasını felce uğratmaktır. Zorladığı, mefluç mekanizmaların yanlış tavırlar ve kararlar almasıdır. Türkiye daha özgür ve demokrat olma arzusunda, bu uğurda önemli fedakârlıklara da katlanıyor; oysa, terör, uğursuz eylemleriyle Türkiye'yi farklı bir istikamete sürüklemenin peşinde. Yanlış bir karar, 'güvenlik öncelikli' o bildik ülkelerden birine döndürebilir ülkemizi... Türkiye daha önce bu filmi görmedi mi? Bugün gördüğümüz ile geçmişte oynatılan filmler arasında herhangi bir fark yok; gösterimdeki filmin bütün yeniliği 'global' bir mâhiyet kazanması... Unutmamamız gereken tespit şu: Irak'taki bataklığa çekilemeyen Türkiye, terör aracılığıyla, 'Iraklaştırılmak' isteniyor. Ne yapılmaması gerektiğini tespit için, telâşa düşen iktidarların başına sonradan açılan gâilelerin hatırlanması yeterli aslında. Terörün katlettiği her can, hangi din ve etnik kökenden olursa olsun, yüreğimizi dağlıyor. Ancak, kurban düşen o canların bedeli, Türkiye'nin kendisine seçtiği doğru yoldaki yürüyüşünü devam ettirmesidir; aksi halde, kayıplarımız boşuna ölmüş olacaklar. Ülkemizin şu sırada yaşadıklarını hak ettiğini kim söylerse, bunu, büyük bir bühtan sayabiliriz. İnsanlarımız, şu ana kadar, hep sağduyulu davrandı ve kendisini yanıltmak isteyenlerin tuzağına düşmedi. Bu defa da farklı davranması için bir sebep yok. Terörün önünü kesmek için gerekli tedbirleri almak hükümetin görevi; aksayan, aksatan devlete ait unsurları hesaba çekip hizaya getirmek de... Ancak, sivil topluma ve bu ülkede yaşayan insanlara düşüyor daha büyük görev: Geleceğe dikilmiş gözlerimizi onurlu bir ülke azminden ayırmadan sağduyumuzu korumak... Terör bir vurdu, bir daha vurdu; yeniden vurabilir... Ancak, teröre pabuç bırakmayan bir azim ve görev duygusu, terörden medet umanları geri püskürtecektir. Türkiye ve Türk insanı bunu yapabilecek metanettedir. Hedef biziz, Türkiye. Terörün amacını da doğru tespit edince mesele kalmayacak...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |