AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R

10 yıl biriktirdik bir günde kaybettik

Önce ÜMİTLER maçında kaybettik, sonra Letonya sınavında çuvalladık! Avrupa Ümitler Şampiyonası VİZE maçında sahamızda Almanya'yı yenemeyip ilk maçın 1-0'ına mahkum olmak ne kadar acı ise maç sonrasındaki olaylarla Avrupa'yı ayağa kaldırmak o kadar küçük düşürücü. Letonya kabusundan sonra gece evime geldiğimde Viyana'da ekonomi okuyan Selim oğlum aradı, Almanya maçının oralara nasıl yansıdığını anlattı, Letonya beraberliğinin üzerine tuz biber ekti. Gelelim Dolmabahçe dramına. Sen Portekiz biletini alacak 2-0'ı buluyor, iki dakika sonra hüsrana uğruyorsun. Öyle bir hüsran ki yalnız sahada yıkılmıyor, tribünlerde de sınıfta kalıyorsun. Türkiye bunu hak etmedi. TÜRK bunu haketmedi. Taaa 1994'lerden beri yükselişe geçmiştik; yani şöyle bir on senedir Dünya futbol piyasasında yükseliyorduk. Önce 1996'da İngiltere'ye Avrupa Şampiyonası finallerine gittik; bayağı önemli bir başarıydı. Sonra 2000'de Belçika-Hollanda ortak organizasyonu içindeki Avrupa Şampiyonası'nda bir de final gurubunda iddialı olduk. Japon-G.Kore müşterek yapımında da Dünya üçüncüsü unvanını kazandık. Oysa tüm sükse ve kredimizi 24 saatte kaybettik! Şimdi sakin ve serinkanlı düşünelim. Geride bırakmakta olduğumuz hafta başına kadar taşıdığımız unvan ve saygıdeğerliliği kim ve kimler getirdi ülkemize? Bu Futbol Federasyonu, bu Başkan Ulusoy, bu Teknik Direktör Şenol Güneş, ondan önceki hocalar Fatih Terim, Mustafa Denizli; ümitlerin hocası Raşit Çetiner'i de unutmamak gerek. Arada UEFA Asbaşkanlığına ulaşmış Şenes Erzik gibi bir değeri de ihmal etmeyelim. Ya seyircimiz? Bütün önceki güzelliklerin içinde pay sahibi değiller miydi? Şimdi ne oldu; daha doğrusu hepimize ne oldu? Türk aleyhtarları tetikte bekliyor, dağılalım, birbirimiz suçlayalım, kurul ve insanlarımızı değiştirelim, yeni maceralara girelim istiyorlar...

Acımız sonsuz, başaracağımız şeyleri başaramadık. Yanlışlar yapıldı. Bu yanlışlar ilk defa TÜRK FUTBOLU'nda mı oldu, daha önce başka ülkeler yaşamadı mı bu başarısızlıkları? Nerede bir zamanların Puşkaşlı, Koçsisli dev Macaristan'ı, nerede Avusturya'nın Wunder Team'i? Bunlar Avrupa'dan misaller. Dünya'dan Güney Amerika'dan da bir dolu dramın hikayesi geliyor aklımıza. Şimdi ne yapacağız? Geliniz seyircimizle, ne seyircisi Türk halkıyla, milletimizle, Federasyonuyla, futbolcusuyla, teknik adamlarıyla, basınıyla tek yürek tek bilek olup başımızı dikleştirelim ve Dünya Şampiyonası'na hedef alıp bu günden itibaren çalışmaya başlayalım.

F.Bahçe Ortega'dan ne bekliyor

Şu satırları yazdığım sırada F.Bahçe Ortega ile yeniden anlaşma peşinde. Belki bu yazı basılırken Ortega yeniden F.Bahçeli oldu bile. Neden? Çünkü taraftar Ortega'yı istiyordu. İşte, darılmasınlar F.Bahçe'nin müzmin derdi bu. Türkiye ve Dünya'da milyonlarca, on milyonlarca Fener taraftarı var. Ama birkaç yüz kişilik fanatik bir grup ile onları bu milyonların temsilcisi gibi kabul eden aynı paraleldeki spor gazetecileri gerçekte kendi isteklerini bu taraftarlara mal ederek "Taraftar Ortega'yı istiyor"u kendi gazetelerinin başlıklarına çıkartıyorlar. Geriye doğru yıllarca bakın bunların gazıyla Fener'e alınan nice futbolcunun kısa sürede "KAKA"ya dönüşüp koca Fenerbahçe'nin nasıl hüsrana uğratıldığını görürsünüz. Şimdi, kesinleşen ON BİR MİLYON DOLAR'dan nasıl sıyrılırım'ın hesaplarını yapan Ortega tekrar Sarı-Lacivertli formayı ciddi ciddi giyer mi? İnşallah ben yanılırım da Fenerbahçeliler bu Arjantinli ile mutlu olurlar...

Hagi'ye yazık ettiler

Gheorge Hagi Bursaspor Teknik Direktörlüğü'nden istifa etti. Yeşil-Beyazlı takımın başına geldiğinde bu yıl büyük başarı beklenmemesini, Bursa'yı 3 yılda özlenen noktaya getireceğini ifade eden Hagi'yi kısa zamanda bıktırdılar ve futbol hayatının hocalık döneminin ilk yılında pes ettirdiler. Kimler mi? Kendilerini BURSASPOR'un hakimi sanan YEŞİL TİMSAHLAR! Kim bu yeşil timsahlar? Bursalılar, aklı başında Bursalılar onları yakinen tanıyorlar. Benim Bursaspor adına üzüntüm, aklıbaşında bildiğim yönetimin bu baskılara dayanıksızlığı oldu...

Halil Mutlu'ya dikkat!

Muhteşem sporcumuz Halil Mutlu 62 kiloda ilk defa podyuma çıktığı Kanada'nın Vuncouver şehrindeki Dünya Şampiyonası'nda 3 altın madalya kazandı. Halil uluslararası sahada 50 altın madalyaya ulaşan ender bir sporcu. Yalnız dikkat Halil'in sol omuzu ile başı dertte gibi gözüküyor. Uzmanlar daha iyi bilir ama böyle bir problemi varsa ve bu harika adamdan Olimpiyatda da altın madalya istiyorsak işi şimdiden sıkı tutup Halil'in tedavisine bakmak gerek.

ARSLAN ARSLANDIR HAA...

Galatasaray iflasın eşiğinde mi? Baksanıza Başkan Özhan Canaydın Kulüp Divan Toplantısında "G.Saray'ın artık satacak hiçbir şeyi kalmadı" diye yakınıyor. Ama sayın Başkan siz de iyi bilirsiniz ki Arslan hani şöyle bir silkinse taraftarından, camiasından çok şeyler alır. Öyle eski yöneticileriniz var ki geçmişte Malatyaspor takımına bile gözünü kırpmadan her futbolcuya birer adet olmak üzere hediye otomobiller göndermişti. Böyle bir potansiyeli olan kulübün sırtı yere gelir mi? Yani gemisinin yelkenlerini atlastan, halatlarını ibrişimden donatır. Öyle değil mi ey Cim Bom'lular, Mekteb-i Sultani'den yetişip de ülke yönetimi ve iş hayatının en önemli noktalarına gelen GA-LA-TA-SA-RAY-LI-LAR?


21 Kasım 2003
CumaPazartesi
 
TAYLAN UYGUR


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED