AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Üsleri çatır çatır kullanırız, beş kuruş da ödemeyiz...

Durdu durdu, baklayı ağzından çıkardı sonunda; "Türk ordusunu Kuzey Irak'ta istemiyoruz..."

Haber, İkitelli ağzıyla söylersek, "bomba gibi düştü" gündeme.

Parlamentoyu ikinci tezkerenin faziletlerine inandırmaya çalışan arkadaşlarımızda da bir şaşkınlık, bir telaş, bir eşşekten düşmüş psikolojisi... Bizzat onlar değil miydi, "Amerika'yı B planını uygulama seçeneğiyle karşı karşıya bırakıp dışarıda kalmayalım; Kuzey Irak'taki Kürt devleti tehlikesini bertaraf etmenin yolu ikinci tezkereyi Meclis'ten geçirmek" diyen?

Hatta, ekonomik yardımdan çok, bu "tehlike"yi önceliyorlardı.

Kürt Devleti'nin niçin bir "tehlike" olduğunu Ankara nasıl izah ediyor, bilmiyorum.

Ama, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Kuzey Irak'taki Türk varlığının ikinci tezkereye bağlı olduğunu savunanları tekzip etti:

"Türk ordusunu istemiyoruz..."

Bunun anlamı şu:

"Kuzey Irak'ta ortak hareket etmemiz sözkonusu değil... İkinci tezkereyi onaylasanız da, onaylamasanız da, sizi bölgede istemiyoruz. Bölgenin nasıl şekillendirileceğine biz karar veririz. İstersek Irak'ı üçe böleriz. İstersek kuzeyde bir Kürt Devleti kurarız... Ayrıca, çatır çatır topraklarınızı kullanırız ve beş kuruş da para ödemeyiz...."

Zaten bu aşamada yeni bir tezkereye gerek de yok... İkinci tezkereyi beklemeden asker, mühimmat ve savaş malzemesi sevkıyatına başladılar. Üstelik sevkıyatın, ilk tezkereyle müsaadesi alınmış "üslerin modernizasyonu"yla hiçbir ilgisi yok.

Öğreniyoruz ki, mevcut üslere ilaveten, dokuz yeni üs verilmiş Amerika'ya.

Kim vermiş bunun müsaadesini?

Meclis mi?

Hayır...

İlk tezkerenin "mutabakat metni"ne imza koyan bürokratlar.

Zaten ABD'li dostlarımız da, Türkiye'de geniş kesimlerin tepkisini çeken sevkıyatı, bu mutabakata dayandırıyorlar.

Anlayacağınız, ketenpereye getirilmişiz.

Hem asker ve silah sevkıyatı yapacaklar, hem bunun "ekonomik külfeti"ne katlanmayacaklar, hem de Kuzey Irak'taki Türk varlığını Amerikan çıkarlarına yönelik bir "tehdit" sayacaklar.

George W. Bush, Başbakan Erdoğan'la yaptığı telefon görüşmesinde "yumuşak mesajlar" vermiş, ikinci tezkereyi hiç gündeme getirmemiş. "Hava sahanızı açın, yeter" demiş.

Ankara'yı izleyen arkadaşlar, Amerika'nın "güven oylaması öncesinde hükümeti zor duruma düşürmemek için ikinci tezkereyi dayatmadığını" söylüyorlar.

Nasılsa dayatacaklar.

Bugün değilse, yarın...

Çünkü, hava sahasını kullanmak için de Meclis'ten izin almaları gerekiyor.

Son haftalarda artan baskı ve tehditlerin Türkiye'de bir "anti-Amerikan" hava yarattığını, bu havadan Meclis'in de etkilendiğini ve dolayısıyla (yarın gerekecek) yeni bir tezkerenin zora gireceğini gördükleri için, bu görece yumuşama...


18 Mart 2003
Salı
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED