|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
'Azor ruhu' hortlatıldı
Savaşın üç faili olan ABD, İngiltere ve İspanya'nın 'Azor ruhu'nu hortlatmaya çalıştığını vurgulayan Ömer Madra, yeni bir haçlı seferi yaşadığımızı söyledi.
Açık Radyo Genel Yayın Yönetmeni ve Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ömer Madra ile Dünya'nın ve Türkiye'nin yüzyüze geldiği savaşı konuştuk. Madra, Yeni Şafak'ın savaş sürecinde gerçekleri gösteren birkaç medya kuruluşundan biri olduğunu söyledi. Açık Radyo, Irak'a yapılan müdahaleyi çok önceden gören bir yayın kuruluşu oldu. Bu öngürüyü nasıl gerçekleştirdiniz? Yaklaşık 17 ay önce, 11 Eylül'ün üzerinden henüz 3 hafta geçmişken, 'bu iş başka yerlere gidecektir' diye yayına başladık. Dünya medyası izledik ve binlerce kitap okuduk. Bu sıkı araştırma neticesinde gelecekteki planlara ilişkin bir ön görümüz oluştu. Açık Radyo'da 17 ay önce dile getirdiğiniz ve üzerinde durduğunuz bir plandan bahsediyorsunuz, bu plan neydi? Henüz medya Afganistan'ı konuşurken, biz 'Rumsfeld Planı' diye bir plandan bahsettik. 8 maddesi sayılmış, Türkiye'ye iletilmiş ve Türkiye'den de kabul görmüş bir plandı bu. Bu plan, Afganistan'daki savaşın, Irak'a kayacağını içeriyordu. Plana göre, Amerika-Türkiye ve İngiltere birlikte hareket ederek, Saddam'ı devireceklerdi. Biz bunun üzerine yoğunlaşarak, nedir diye yorumlamaya çalıştığımızda, gördük ki çok büyük bir imparatorluk planı var. Aslında bu plan sadece bizim tarafımızdan değil, Hürriyet Gazetesi'nde Kasım Cindemir'in raporunda da dile getirilmişti. Ancak, bir daha gündeme getirilmedi. Medya, Yeni Şafak gibi bir kaç istisna dışında bağımsız değil ve medyanın bu tavrında belli odakların rolü olabiliyor. Peki, bu planı yapanlar ve bugün dünyayı savaşla yüzyüze getirenler kimler? Şu anda olup biten durum, rahatlıkla söyleyebilirim ki, ABD Başkanı Bush'un etrafındaki çok dar bir yönetici grubunun düşüncelerinin bir sonucudur. Bush'un etrafındaki bu grubun planlarını 1997 yılına kadar götürmek mümkün. Çünkü 11 Eylül'e daha dört yıl varken, bu grubun önde gelen isimlerinden John Bolton, Dünya'da Birleşmiş Milletler (BM) diye bir şey olmadığını söylüyor. Geçen ay, "Irak bittikten sonra nereye girelim" diye İsrail Başbakanı Ariel Şaron ile görüşmeye gitti. Çok büyük bir plan var. Savaş, yalnızca Bush'un çevresindeki bu yönetici grubunun bir planı mı? Los Angeles Times gazetesinden Robert Scheer, 18 Mart tarihindeki yazısında bu meseleye çok net cevap veriyor. Scheer, Bush'un ABD'yi 21. yüzyılın ilk sömürgeci devleti haline getirdiğini ifade ederken, çok bariz ipuçları gösteriyor: Savaşın üç faili olan ABD, İngiltere ve İspanya, yani kurtarıcı olmak isteyen üç lider, kendi halklarının protestosundan korkarak, uzak bir adada Azor'da toplandılar. Ne kadar uygun bir yer Azor. Çünkü tarihte bir haçlı komutanı tarafından elegeçirilen bu ada, bugünkü savaşın amaçlarıyla tarihi olarak örtüşüyor. O adayı ele geçiren haçlı komutanın amacı, Müslüman dünyasını haçlı ordularıyla sarmaktı. Yazıda adeta "savaşın iç yüzünü anlamak için Azor'a bakmak yeterli" deniliyor. Korkuyla büyütülen Amerikalılara büyük bir demokrasi yalanı satılıyor. News Week'te Bush'un tanrının elçisi olduğuna inandığı, sabahları Hristyanların en aşırı kollarından biri olan Evanjeliklerin vaazlarını okuduğu belirtiliyor. Evanjeliklerin ana amacı Müslümanları Hristyanlaştırmak. Bu Müslümanlara Bağdat'tatkiler de dahil. Bush'un 11 Eylül'den sonra yaptığı ilk konuşmalardan birindeki 'haçlı seferi' açıklamasını hatırlıyoruz. Tüm bunlar bir araya geldiğinde, bu savaşın gerçekten bir haçlı seferi olduğu görülüyor. Bu planın içinde İsrail'in yeri nedir? Bu planların içinde, bir tek Filistinli kalmayana kadar bütün Filistinlileri doğup büyüdükleri topraklardan uzaklaştırılarak, Ürdün çöllerine sürmek de var.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |