|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Artık mantıklı şeyler söyleminin, "söz"ün, hukukun, diplomasinin hiç bir anlamı kalmadı. En kaba şekliyle bir istila ve yağma savaşına, en yalın haliyle bir "terör zihniyeti"ne tanıklık ediyoruz. İki istilacı ülke, dünyanın sağduyusuna meydan okuyarak, öfkesine aldırmadan bir ülkeyi adım adım işgal ediyor, kaynaklarını talan ediyorlar. Gözlerimizin önünde Irak topraklarında bütün arsızlıklarıyla ilerliyorlar. İki sömürgeci ülke, dünyanın şaşkın bakışları altında inanılmaz bir ahlaksızlık örneği sergiliyor. Irak'ın kentlerini, kasabalarını işgal ediyor. Tıpkı Birinci Dünya Savaşı sonrası olduğu gibi. Tıpkı Çanakkale'ye geldikleri gibi. Tıpkı Anadolu topraklarını işgal ettikleri gibi. Tıpkı Osmanlı yönetimindeki Lübnan, Filistin, Süveyş, Basra, Bağdat, Musul, Şam'a girdikleri gibi. Tıpkı, Hindistan'ı, Malezya'yı, Endonezya'yı, Afrika'yı işgal ettikleri gibi. Biri geçmişin, diğeri modern zamanların sömürge imparatorluğu olan Amerika ve İngiltere, Ortadoğu'nun kalbine yerleştirdikleri bir "terör devleti"yle birlikte, Irak'ı ve bütün bölgeyi ele geçirmeye başladı. Şimdilik Irak'talar. Yarın Suriye'de, Lübnan'da, Filistin'de, Yemen'de, Suudi Arabistan'da, İran'da hatta Mısır'da olmayı planlıyorlar. Türkiye sınırına kadar bütün bölgeyi ateşe verecekler. Ardından Türkiye gelecek. Harita değişikliklerinde Türkiye de var. Kimse bunu görmezlikten gelmesin. Suriye sınırı boyunca Türkiye topraklarına yerleşenler, yarın hem bu bölgeyi hem de Dicle ve Fırat'ın çıkış noktalarını pazarlık konusu yapacaklar. "Irak'ın Karzaileri" avuçlarını ovuşturuyor. Efendilerine hizmetlerinin ödülünü almayı bekliyorlar. İnsanlık her zaman ihanet edenlerin şerrinden çok çekti. Ama asla bu kişilerin yüzleri gülmedi, gülmeyecek. Kişisel çıkarları için ülkelerini satıyorlar, toplumlarının ortak zenginliklerini peşkeş çekiyorlar. Bu topraklar sizi, kanlı geçmişinizi unutmadı
Bu bir Irak savaşı değil. Bu bir Saddam Hüseyin meselesi değil. Bu küresel istila projesinin Ortadoğu cephesi. Bu bölgenin yeniden yapılanması, haritaların yeniden çizilmesi, Osmanlı sonrası oluşturulan bölgesel dengelerin yeniden belirlenmesi projesidir. Bugün bu istilayı Irak'la sınırlayan her bölge ülkesi yarın sıranın kendilerine geldiğini görecektir. Bugün bu çılgınlığa ses çıkarmayanlar yarın bütün düzenlemelerin aleyhlerine gelişeceğini anlayacaklar, ancak geç kalmış olacaklar. Televizyon ekranlarına çıkan Bush ve Blair, Irak'a ve Ortadoğu'ya demokrasi getireceklerini söylüyor. Tiksinti verici bir pişkinlik, iğrenç bir sahtekarlık. Sizler çağlar boyu bu topraklarda işgal, zorbalık, sömürü, katliamla anıldınız. Bu topraklar sizi tanıyor. Siz birer insanlık suçlususunuz. Birinci Dünya Savaşı sonrası bu topraklarda neler yaptığınızı biliyoruz. Bugün de neler planladığınızı biliyoruz. Sizi çok yakından tanıyoruz. Bu topraklar, bu ülkenin ve bölgenin insanları, İslam dünyası sizin sömürgeci, istilacı, katliamcı karakterinizi biliyor. Irak'ın kentlerine, kasabalarına, köylerine Amerikan-İngiliz bayraklarının dikildiği manzaraları ve buna zemin hazırlayanları kimse affetmeyecek. Bütün dünya, küresel bir krize gidildiği uyarıları yapıyor. Dünyanın bütün kentlerinde milyonlarca insan bu barbarlığı lanetliyor. Saldırıların başladığı saatten bu yana, Avrupa'da, Amerika'da, İslam dünyasında yüz binlerce insan sokaklarda. Herkes yaşananın bir çılgınlık olduğunun farkında. Sömürge tarihinin acılarını hala yaşayan İslam dünyası, yaklaşan felaketin ne olduğunu çok iyi biliyor. Doğu Akdeniz'den Basra'ya ve Dicle/Fırat havzasına
Amerika ve İngiltere, Irak'ta Türkiye, İran ve Araplara büyük zarar verecek planlamalar yapıyor. Türkiye'den topraklarını, hava sahasını isteyenler Türkiye'yi bölgeden uzak tutmaya çalışıyorlar. Sadece Türkiye'yi değil, İran'ı, Suriye'yi ve Arap- İslam dünyasını da. Türkiye'yi Musul'dan çıkaran İngilizler, yine aynı şekilde Türkiye'yi bölgenin dışına itiyor. Bununla da kalmıyorlar, Türkiye-İran-Suriye arasında bölgesel bunalıma ilişkin ortak tavır arayışlarına darbe vuruyorlar, bu üç ülkenin yakınlaşmasını engelliyorlar. Oysa, Irak krizine en fazla müdahale etmesi, en fazla söz sahibi olması gereken ülkeler bunlar. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Richard Boucher, ''Türkiye'nin tek yanlı her türlü eylemine karşıyız. Türkiye'ye, ABD önderliğindeki koalisyonun denetimi dışında olacak her türlü askeri eyleme karşı olduğumuzu açıkça bildirdik'' diyor. Bush, Powell Ankara'ya mesajlar gönderiyor: Sakın bu işe karışma. Sakın tarihi hesaplar gütme. Sakın bizim isteklerimizin dışına çıkma. Ama onlar tarihi hesaplar yapıyor. Onlar yeni bir Ortadoğu şekillendiriyor. Onlar Kafkaslar ve Orta Asya'da olduğu gibi bölgenin bütün kaynaklarına tek yanlı hakim olmak istiyor. Onlar, bölgedeki bütün Müslümanlar'ı köleleştirmek istiyor. Onlar, her ülkede bulunan muhalif güçleri kullanarak saldırılarına meşruiyet sağlamaya çalışıyor. Onlar yıllarca destekleyip güçlendirdikleri liderleri tasfiye etme bahanesiyle bu topraklara geliyor. Onlar Amerika'dan ve İnglitere'den gelerek buraların efendileri olmaya soyunuyor. Onlar, Akdeniz'den Basra Körfezi'ne ve Dicle-Fırat havzasına kadar yeni bir İsrail kurmak istiyor. İslam dünyası, Osmanlı'nın çöküşünden sonraki "ikinci şok"u yaşıyor. Bu yeni bir paylaşım ve İslam'ın kontrol altına alınması savaşıdır. Türkiyeli, Mısırlı, Iraklı, Filistinli, Ürdünlü, Suriyeli veya baş başka bir bölge ülkesinin vatandaşı olmamız zihinlerimizin böylesine parçalanmasını gerektirmiyor. Onlar bu parçalanmışlık üzerine politika geliştiriyorlar. İslam'ın başkentlerinden biri olan Bağdat'a attıkları her füze, ele geçirdikleri her petrol kuyusu onlara ateş olarak geri dönecek. Onlar yeni bir harita çiziyor. Ancak bölgede ortaya çıkacak ve tüm İslam coğrafyasını saracak yeni özgürlük savaşı daha farklı bir haritanın oluşumuna yol açacak. İnşa ettikleri sömürge kalesi birer birer yıkılacak. Sizler düşmansınız ve öyle muamele göreceksiniz. Asla dost olamayacaksınız ve bu topraklarda kalamayacaksınız.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |