Türkiye'nin, ABD ile yürüttüğü müzekerlerin olumsuz sonuçlanması ve Irak'ı işgale başlayan ABD'nin Kuzey cephesini amaçamasının Türkiye ile ABD arasındaki stratejik ilişkilerde ciddi bir krize neden olmayacağı belirtiliyor. Bir yandan ABD'nin, diğer yandan da Avrupa Birliği'nin baskısı altında bulunan Türkiye, coğrafi konumu gereği hiçbir küresel gücün vazgeçemeyeceği bir ülke. ABD ve İngiltere'nin küresel politikalarına karşı ciddi bir muhalif blok oluşturan Almanya-Fransa ekseni ile Rusya ve Çin'in, Irak'ın işgaline sert tepki göstermeleri, BM Güvenlik Konseyi'ni ABD'nin tasarılarına kapatmaları ve ardından küresel düzeyde bir bölünmenin ortaya çıkması, Türkiye'nin manevra alanlarını daha da genişletti.

Yeni kutuplaşma bize yarar

AB ile tam üyelik müzakereleri yürüten Türkiye'nin de, ABD-Avrupa ayrışmasından büyük kazançlar elde edebileceği belirtiliyor. Irak'la başlayan krizin, bundan sonra Kafkaslar, Orta Asya ve Ortadoğu'de çok ciddi bir güçler çatışmasına neden olacağını belirten strateji uzmanları, bütün bu bölgelerin merkezinde yer alan Türkiye'nin çok aktif bir dış politika ile etkinliğini artırabileceğini, paylaşılamayan ülke durumuna geleceğini ifade ediyorlar. Doğu Akdeniz ile Basra Körfezi'nin 21. yüzyılın enerji kavşakları olacağından hareketle, Türkiye'nin küresel enerji politikalarında etkin bir rol üslenebileceği belirtiliyor.