AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Ak Parti - İç muhasebe

Nerede Ak Partili bir milletvekili ile karşılaşsam "Bizi nasıl görüyorsunuz?" diye soruyorlar. "Biz"i, yani hükümeti, partiyi...

Bu aslında olumlu bir şey: Herkes her zaman "Nasıl görünüyorum?" diye sormalı. Bunu "kendini sağlama"nın bir yolu ya da "tashih etme"nin vasıtası olarak görmeli...

Ak Partili milletvekillerinin sorusunda biraz kaygı gözlüyorum. Sanki içlerinde her şeyin iyi gitmediği gibi bir his kıpırdıyor. 365 kişiler ve "siyasette bunun yansıması mevcut değil" gibi bir his.

Düşüncelerimi, gözlemlerimi anlatıyorum. Bugün Ak Parti milletvekilleri Antalya'da toplanıyor. Bir iç muhasebe yapacaklar.

İç muhasebeyi acil hale getiren bir sebep, iki grupbaşkanvekilliği seçiminde ortaya çıkan aday farklılaşması. AKP yönetiminin gösterdiği adaylara rağmen, adaylığını koymadığı halde aday gösterilip ikinci sıraya yerleşen Ertuğrul Yançınbayır'ın durumu... Neyin habercisi? Tezkere'ye red oyu veren, bu yüzden Erdoğan kabinesinde yer alamayan, ancak Meclis Grubu'nun güvenine mazhar olan Yalçınbayır neyin ifadesi? Grup ne demek istiyor, Yalçınbayır ne demek istiyor?

Bu sorunun sorulduğu günler, Ak Parti grubunun ilerde ikili bir baskıya maruz kalabileceği ihtimallerinin konuşulduğu günler.

Bir yandan tabii lideri ile buluşan Saadet'in grup kurma arzusu ile devreye sokacağı muhtemel baskı...

Diğer yandan, uluslararası stratejik araştırma kuruluşlarının öngörüleri içine yeniden giren örtülü askeri operasyonlarda parti grupları üzerinde çözücü etkiler bırakması beklenen baskılar...

Bunlar karşısında ne kadar dik duracak, bütünlüğünü koruyacak Ak Parti grubu?

Muhtemel ki Ak Parti yönetimi sancıyı tesbit ve teşhis etmeye çalışacak.

Tesbit etmeli ve grubu sağlam tutacak tedbirleri almalı. Çünkü Türkiye'nin sancılanmaya her an müsait zemininde buna çok ihtiyacı olacak.

Ak Parti grubunun sancısı üzerine neler söylenebilir?

-Belki partileşme safhasından başlamak lazım. Sür'atli bir partileşme, o sür'atle seçime girme, bu sür'at içinde aday belirleme, tahminlerin üzerinde milletvekili seçilmesi ve hükümet oluş... Bütün bunlar sancı birikimi için uygun zemin oluşturuyor. Yani bir anlamda mazeret. Hükümetin kuruluşunun ardından üzerine sağanak gibi yağan sorunlarla meşguliyet de gene mazeret çerçevesinde değerlendirilebilir.

-Grup yönetiminin zaafından söz edilebilir. Grupta hala birbirini tanımayan, aynı partiden olduğunun farkında olmayan milletvekillerinin bulunduğu anlatılıyor. Bu durum, grupbaşkanvekillerinin ne oranda kuşatıcı, kucaklayıcı, kaynaştırıcı olduğu sorusunu getiriyor.

-Sayının büyüklüğü sebebiyle milletvekillerinde yeterince önemsenmeme duygusunun oluştuğu, bunun milletvekilinin bürokrasiyle ilişkisine olumsuz yansıdığı gözleniyor. Özellikle bu duygunun uygun vasatlar oluştuğunda son derece tahrip edici bir nitelik taşıdığı söylenebilir. Başkan dahil partinin önde gelenlerinin daha hazımlı olmaları, diğer ifadeyle kolay parlayan tavırlardan kaçınmaları gerekiyor.

-Yalçınbayır'ın, karşı karşıya kaldığı muamelenin bir ukde oluşturduğunu düşünmek mümkün. Bence Yalçınbayır, Ak Parti için önemli bir isim. Partinin kuruluşunda yer aldı. Kendine özgü normları ve siyasi ahlakı var. Sağlıklı bir yaklaşım onu bir "vicdan" gibi algılayabilir ve kendisini onun tepkilerinde test edebilir. Zaman zaman aykırı duruşunu dışlamak için vesile olarak değil, yararlanmak ve duruşunuzu test etmek için kıstas gibi düşünmek daha yararlı olur kanaatindeyim.

-Ak Parti hükümetinin icraatı da grubu etkiliyor. Milletvekillerinin icraat konusunda yeterince bilgilenmediği, halkla ilişkide zaman zaman hükümet işlerini savunma güçlükleri yaşadığı söylenebilir. Atamalarda savrukluklar, kimi yolsuzluk iddialarının vaktinde cevaplanıp izale edilmemesi, tabanın hassas olduğu kimi konuların ertelenmesi milletvekillerinin zorlandığı konuları oluşturuyor.

Son söz: Grup yönetimi hükümet yönetimi kadar önemli. Çünkü hükümetin bütün icratanının meşruiyyet onayı oradan geçiyor. Zor zamanlarda soyut sayı çokluğu değil, somut sayı çokluğu önem kazanıyor. Özellikle Türkiye'de...

AKP lideri Antalya'dan "Dipdiri bir grubum var" halet-i ruhiyesi içinde çıkabilirse ve "Grupta herkesi bir bir tanıyorum" diyebilirse başarı kazanmış olcaktır. Türkiye'de parti grupları zor yollardan geçebilecek bir yürek bütünlüğü içinde olmalıdır.


16 Mayıs 2003
Cuma
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED