AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Spor ayakkabınız varsa, sıraların üstüne çıkın!

Şarkıdaki gibi "baharı görmeden" yaz geldi ve gelirken çantasında bir sürü terlik, spor ayakkabı reklamı getirdi. Biri bitmeden diğeri başlıyor reklamların. Memlekette bu işi yapan ne çok firma varmış!

İyi kötü her marka, kendi bütçesine göre, anlayış ve kapasitesine göre, reklam ajansındaki parlak zekaların cila miktarına göre reklamını yapıyor, yaptırıyor.

Biz 'tüketiciler' de onları takip ediyor ve kendi kapasitemize, zekamızın cila miktarına göre algılamaya çalışıyoruz.

Sözünü ettiğim reklamların birinde çok emek harcamışlar ama anlaşıldığı kadarıyla hiç cila kullanmamışlar. İster istemez garibine gidiyor insanın.

Yani bilirsiniz, herhangi bir şey insanın garibine gitti mi, bir daha kolay kolay gelmez.

Reklamı hatırlayacaksınız...

Lisede bir sınıf. Gözlüklü, kilolu ve yaşı ileride bir bayan öğretmen, sert bir şekilde bağırıyor: "Aranızda spor ayakkabı giyen biri varmış! Kimse çıksın!"

Önce öğrencilerden biri sıranın üstüne çıkıyor, sonra bir başkası ve derken bütün sınıf sıraların üstünde. Hepsinin ayaklarında spor ayakkabılar.

Öğretmen hanım şaşkınlık içinde, hepsini müdiranıma şikayet edeceğini söylerken, tam o sırada kapı açılıyor ve içeriye genç, şık, güzel bir kadın giriyor. O da etrafa tebessümler saçarak öğretmen masasının üzerine fırlıyor.

Mevzudan hiç haberi yok ama "Spor ayakkabı giyenlerle oynadığınız bir oyun mu bu?" diye soruyor.

Bütün öğrenciler sırıtık, asık suratlı öğretmenin şaşkınlığı ikiye katlanmışken, genç bayan kendisinin okulun yeni müdiresi olduğunu belirtiyor.

Spor ayakkabı düşmanı yaşlı öğretmen, bu durumda, şaşkınlığın üstüne bir de çaresizliği eklemiş vaziyette bakakalıyor.

* * *

Reklamda mantık aranmalı diye tutturmayacağım. Reklamın görevi, ürünün tanıtımını yapmak, markayı belleklere kazımak, konuşturtmak, satış grafiğini yukarılara taşımak vs. Tamam. Fakat hiç değilse kendi içindeki mantık örgüsü sağlam olsun değil mi?

Öğretmenin önünde yan yana üç sıra var. Arka arkaya dört sıra dizilmiş. Her sırada ikişer öğrenci oturuyor. Toplamı 24 öğrenci olmalı. "Aranızda spor ayakkabı giyen biri varmış" derken, alt tarafları açıkta olan sıralardan zaten sınıfın yarısı görünüyor.

Öğretmenin gözlük numarası, ayakkabı numarasına denk olsa bile, en azından ön sırada oturan altı öğrencinin ayaklarındaki spor ayakkabıları görebilir.

Ayrıca, sokakta dolaşılan, tuvaletlere girilip çıkılan ayakkabılarla sıraların üstüne çıkmak neyin nesi?

Reklamın hedefine ulaşması uğruna, temizlik anlayışınızı değiştirmeniz şart olmasa gerek.

KRİZLER VE KERİZLER

Bir kriz, birçok keriz doğurur; birçok keriz, birçok kriz... Ne krizi biter bu dünyanın, ne kerizi. Kriz bölgeleri vardır, kriz merkezleri vardır, kriz yöneticileri vardır... Krizler üst üste gelir kimi zaman, kimi zaman da alt alta. Yan yana gelen krizler de vardır laf aramızda, tıpkı yanyana gelen kerizler gibi.

Şimdi, nereden çıktı bunlar derseniz, hiç işte. İçimden geldi. Öylesine. Kimsenin alınmasına gerek yok. Yine de derim ki, kriz merkezleri gibi, keriz merkezleri de bulunsa fena mı olur?


16 Mayıs 2003
Cuma
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED