AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

K R O N İ K  M E D Y A
Star işi bilmiyor! O başlık
'Eş başkan çok eşli' olmalıydı!

Star'ın gülümseten sürmanşetlerinden sonuncusu 16 Mayıs'ta geldi: "TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİ EŞ BAŞKANI İKİ EŞLİ…" Mesele şu: AK Parti Trabzon Milletvekili ve AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Aydın Dumanoğlu sekiz yıldır ayrı yaşadığı karısından bir türlü boşanamıyormuş. Karısı, Dumanoğlu'nun bir başka kadınla "imam nikâhlı" yaşadığını iddia ediyormuş. Haberi okuduk, Dumanoğlu'nun ifadeleri, başlığa "çok eşli" ibarelerinin çıkarılmasına elveriyor! Star'cılar fırsatı fena harcamış!

Star gibi "çağdaş yaşam tarzı"nın militan bir savunucusunun, sekiz yıldır boşanamadığı karısından ayrı yaşayan bir erkeğin bir başka kadınla yaşamasını mesele etmeyeceğini tahmin edersiniz… Peki, bu kişi, bir başka kadınla "imam nikâhlı" olarak yaşıyorsa (bunun, ayrılmamakta direnen eşin iddiasından ibaret olması bir şeyi değiştirmez) ve üstelik AK Partili'yse, üstüne üstlük bir de resmî bir görevi varsa ne olur? Ne olacak, Star'a sürmanşet olur:

"AYDIN Dumanoğlu... AKP Trabzon Milletvekili... Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin eski Rektörü... Dumanoğlu'nun ismi, 'imam nikahlı ikinci bir eşle yaşadığı' iddiasıyla mahkeme kayıtlarına geçti. İddiayı ortaya atan ise Aydın Dumanoğlu'nun eşi Sevim Dumanoğlu... Çiftin öyküsü şöyle:

"Aydın Dumanoğlu, 1995'te eşinden boşanmak için Trabzon'da mahkemeye başvurdu. 5 yıl süren yargılama sonucu mahkeme çifti boşadı. Yargıtay kararı bozdu. 2001'den itibaren 3 yıllık ayrı yaşama süresi devreye girdi. Bu süreç devam ederken Sevim Dumanoğlu 'Eşim Aydın Dumanoğlu, imam nikahlı bir kadınla beraber... Bu, benim kişilik haklarıma saldırıdır...' deyip Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde, hem kocası hem de imam nikahıyla yaşadığını söylediği A.B. aleyhine 50'şer milyar liralık tazminat davası açtı."

ÖBÜR 'MARİFET'LER

Star muhabiri Göksel Bozkurt'un haberi, "Bu olay"ın, Aydın Dumanoğlu'nun "tek marifeti" olmadığını kanıtlayan satırlarla sürüyor… Dumanoğlu, siyasete atılmadan önce Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin rektörüydü. YÖK, hakkında fezleke hazırlamıştı. Fezlekede, Dumanoğlu'nun "Köktendincileri önemli mevkilere atadığı, köktendinci kadrolaşmaya destek verdiği, köktendinci öğrenci olaylarını örtbas ettiği" belirtiliyordu…

İşte size dörtbaşı mamur bir "mücadele" haberi…

Fakat Star'cılar kendilerine yakışmayan bir hata yapmışlar ve suçladıkları Dumanoğlu'na söz hakkı vermişler… Dumanoğlu'nun sözleri, "Türkiye'nin Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu'ndaki Eş Başkanı"ndan bir "çağdaş yaşam tarzı düşmanı" portresi çıkarılamayacağını gösteriyor. Okuyalım:

"Aydın Dumanoğlu ise iddialar için şöyle konuştu: 'Hanımın, ben milletvekili olana kadar nafaka, tazminat isteği falan olmadı. Şimdi ben vekil olunca işi tazminat davasına dönüştürdü. İmam nikahlı eşim falan yok. Ama bayan arkadaşlarım vardır. Bu işler bittiği zaman resmen evleneceğim... Bazen olayları ispat etmek mümkün olmuyor. Bu işler bittiği zaman nikahımızı yapıp evlilik hayatımıza devam ederiz. Yakın olduğumuz insanların bir tanesiyle evliliğimiz olur.' Dumanoğlu, 'A.B. rumuzlu bir bayanla yaşadığı' iddiası için de 'Tanımıyorum' dedi."

'EŞ BAŞKAN ÇOK EŞLİ'

Star'ın satırlarından da anlayacağımız gibi karşımızda "irticai evlilik"le ilgisi olmayan, tam tersine özel hayatında "çağdaş yaşam tarzı"nı uygulayan bir "eş başkan" var. (NOT: "İrticai evlilik" lafını biz uydurduk ama yakında kullanılmaya başlarsa şaşırmayacağız.)

Dumanoğlu'nun sözleri, Star'ın nasıl bir fırsat kaçırdığını açık bir biçimde gösteriyor. Söyleyin, bu laflardan "TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİ EŞ BAŞKANI ÇOK EŞLİ" başlığı çıkmaz mıydı? Çıkardı tabii…

Fakat durun, "fırsatı kaçırmışlar" falan diyoruz ama şimdi fark ediyoruz, "çok eşlilik" öyle "irticai tını" veren bir suçlama değil ki! Tam tersine "çağdaş" çağrışımlar yapıyor. Halbuki "iki eşli" öyle mi? Hele ki iki eşten biri "imam nikâhlı" ise?

Yok yok, baştaki lafımızı geri alıyoruz… Star'cılar bu işi çok iyi biliyor! Hakikaten! (A.G.)

Cumhuriyet yazarının yaptığı 'şey'in anlamı?

LÜTFEN DİKKAT!!! Aşağıda okuyacağınız haber bütünüyle kurgudan ibarettir, gerçek değildir, bizim tarafımızdan uydurulmuştur:

"Genç Parti (GP) Genel Başkanı Cem Uzan, dün üç orgeneralle gizli bir görüşme yaptı. Uzan'ın Ankara'daki evinde gerçekleşen görüşmede GP Başkanı, Silahlı Kuvvetler'in irticai gidişe karşı daha sıkı bir mücadele içinde olması gerektiğini söyledi. Gazetemize bilgi veren kaynak, bu tür toplantıların devamı yönünde karar alındığını da belirtti…"

Uydurma haberimiz (hadi haberi yayımlayan gazete de Yeni Şafak olsun) burada bitiyor… Diyelim ki ertesi gün Cem Uzan bir açıklama yaptı, haberi yalanladı ve sadece "dün" değil "tam bir haftadır Kanarya Adaları'nda tatilde olduğunu," ayrıca "Ankara'da evinin bulunmadığını" söyleyerek Yeni Şafak'ı komik duruma da düşürdü.

O andan itibaren olması gereken nedir? Yeni Şafak okurlarından özür diler, mesele kapanır. Yani, işin "normal"i budur…

Diyelim böyle olmadı, şöyle oldu: Yeni Şafak yalanlamaya yer vermedi, okurları "yalan haber"le enforme edilmiş olarak kaldılar. Bu arada Cumhuriyet gazetesi hem yalanlamaya yer veren bir haber yayımladı, hem de Yeni Şafak'ın tavrını -haklı olarak- "provokatif" diye niteledi.

Uydurma öykümüzün son gazetesi de Zaman olsun… Diyelim ertesi gün Zaman gazetesi yazarlarından biri, "Cumhuriyet, Yeni Şafak'a neden saldırıyor?" başlıklı bir yazı yazdı ve olayı okurlarına şöyle aktardı:

"Yeni Şafak gazetesi, Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan'ın üç orgeneralle görüşmesini haber yapınca, Cumhuriyet gazetesi benim çok iyi bildiğim yöntemleriyle yine ayağa kalktı: 'Yeni Şafak provokasyon yapıyor…'"

Gördüğünüz gibi, Zaman gazetesi köşe yazarı, haberin bütünüyle uydurma olduğunun açığa çıktığını gayet iyi bildiği halde, işin bu yanına hiç takılmadan, haber sanki yalan değilmiş gibi yorum yapıyor. Söyleyin, bu, olacak bir şey midir?

BU DA GERÇEK ÖYKÜ

Şimdi de gene üç gazetenin adının geçtiği ve uydurma öyküye tıpatıp benzeyen gerçek öykümüze bakalım…

Özetle: 14 Mayıs tarihli Star gazetesi, sürmanşetinde "Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, Sofya elçiliğindeki resepsiyonda Fethullah Gülen cemaatinin temsilcilerini bizzat kabul ettiğini" iddia etti…

Dışişleri Bakanlığı, ertesi gün, resepsiyonda kabul edilen kişileri tek tek zikrederek, haberi kesin bir dille yalanladı.

Birçok gazete yalanlamayı haberleştirdi ve okurlarına duyurdu. Star gazetesi böyle bir şey yapmadı, bu gazetenin okurları yalan haberle "enforme" (aslında "forme") edilmiş olarak kaldılar.

Yalanlamaya yer veren gazetelerden biri olan Zaman (15 Mayıs) habere iliştirdiği "Provokatif gazeteciliğin sınırları" başlıklı haber-yorumla, Star'ı kınadı.

HİKMET ÇETİNKAYA NE YAZDI?

Bir gün sonra, 16 Mayıs'ta, Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Hikmet Çetinkaya, "Zaman, Star'a neden saldırıyor?" başlıklı bir yazı yazdı ve aynen şöyle dedi:

"Star gazetesi, Bulgaristan'a giden Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Sofya'daki büyükelçilik binasındaki resepsiyonda Fethullahçılar'la görüşmesini haber yapınca Zaman gazetesi benim çok iyi bildiğim yöntemlerle yine ayağa kalktı: 'Star gazetesi provokasyon yapıyor…'"

Gördüğünüz gibi: Uyduruk versiyonunu okuyunca, "Bu kadarı da olmaz, böyle bir öykü ancak hayali olabilir" diye düşündürten şey, aynen yaşanmış bulunuyor. "Peki, yalanlamadan haberdar olan Cumhuriyet okurları ne dedi acaba bu işe" diye merak edenleriniz olmuştur… Hemen söyleyelim: Dışişleri'nin yalanlamasına yer vermeyen birkaç gazeteden biri de Cumhuriyet'ti… (A.G.)


18 Mayıs 2003
Pazar
 
YÖNETENLER: Kürşat Bumin
Alper Görmüş


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED