AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
4 ilimiz Afrika kadar yoksul

Eski siyasetçilere bakarsanız, Türkiye son yıllarda büyük ilerleme kaydetmiştir.

Nereden nerelere gelmiştir.

Demirel'e göre, "Böyük Türkiye" bile olmuştur.

Ama istatistikler, araştırmalar kazın ayağının hiç de öyle olmadığını gösteriyor.

Manzaraya bakın.

Başbakan Tayyip Erdoğan, fakir illere tevşik verileceğini açıklar açıklamaz, herkes kuyruğa girdi.

Yurdun dört bir yanından,

"Biz de fakiriz... Hayır, biz daha fakiriz..." nidaları yükseliyor.

Bir il çıkıp da böbürlensin.

"Benim durumum iyi, yardım falan istemiyorum."diye.

Nerede...

Görüldü ki, 2000 krizi iyice fakirleştirmiş ülkeyi. Bu DİE'nin son araştırması ile bir kez daha ispatlandı.

Dünyada kabul görmüş sınıflandırmalar var. Bunlardan biri de zenginlik, fakirlik ölçüleri.

Kişi başına 725 doların altında geliri olan ülkeler, çok fakir olarak nitelendiriliyor.

Acı gerçeğe bakın ki, bu sınırın altında tam 4 ilimiz var.

Ağrı, Muş, Şırnak ve Bitlis illerimiz gelir açısından Afrika'nın fakir ülkeleri düzeyinde.

Bingöl, kılpayı kurtarıyor.

Bu illerimiz insanı, Afrika insanı gibi, aç, yoksul ve işsiz.

Kişi başı geliri 725 ila 1500 dolar arasında olan ülkeler üçüncü ligde yer alıyor. Tanımı: Düşük gelirliler.

Bizde bu tanıma uyan iller hayli bol: 32 tane.

Dört de en fakir var.

Ne ediyor?

Toplam: 36

İşin ilginç yanı bir yılda 15 il fakirler ligine düşmüş.

Durumu orta karar sayılan il sayısı da 19'dan 7'ye inmiş.

Tablodan da görüyorsunuz.

Kişi başı geliri, AB ülkeleri düzeyinde olan tek bir ilimiz dahi yok. Yani süper gelir liginde oynamıyoruz..

Çünkü, bu ligin zenginlik sınırı 9200 dolardan başlıyor. En zengin ilimiz Kocaeli'nde bile bu rakam 6 bin doları biraz aşıyor.

İstanbul, 3000 dolarla, orta gelirli bir ülkenin düzeyini ucundan yakalayabilir.

Avrupa Birliği'ne girmek için çırpınıyoruz. Onlarda kişi başı milli gelir 10 bin doların çok üstünde.

Bu fakirlikle bizi alırlar mı dersiniz?

Daha çoook yolumuz var, çoook...

Cumhurbaşkanı Sezer için fıkra

Bazıları, sevmiyor hatta kızıyor olabilir.
Taraflı davranıyor da diyebilir.
Ben aynı kanıda değilim.
Hukuk konusunda çok katı ve titiz... Taraflı görünmesi o yüzden.
Zaten bu tavrıyla Ecevit'le de ters düşmüştü.
Derdim o değil.
Benim takıntım şu:
-Sezer, niçin hiç kahkaha atmaz?
Bırakın kahkahayı gülmez bile.
Diyorum ki, Cumhurbaşkanı Sezer'e yakın olan gazeteci arkadaşlar. Fırsat bulur bulmaz, pat diye bir fıkra anlatıverin.
En komiğinden olsun.
Bakalım Sezer yine gülmeyecek mi?

SORU HATTI

19 Mayıs Gençliği'nin nüfusu ne kadar arttı?

Soru: Mustafa Kemal'in Samsun'a ayak bastığı 19 Mayıs 1919'da Türkiye'nin nüfusu ne kadardı? Türkiye'nin bugünkü nüfusun ne kadarı genç?

Cevap: Cumhuriyet döneminin ilk nüfus sayımı 1927 yılında yapıldı. O tarihteki sayıma göre ülkemizde 13 milyon 600 bin kişi yaşıyordu.

Ancak nüfusun yapısı tam olarak analiz edilememişti.

2003 yılı itibarıyla Türkiye'nin nüfusu 70 milyonu geçti.

15-19 yaş grubunda 6 milyon 600 bin, 20-24 yaş grubunda da 7 milyon genç var. Bu da 15-24 yaş arasında 13 milyon 600 bin gencin olduğunu gösteriyor. Demek ki, toplam nüfusun yüzde 19'dan fazlası bu yaş aralığında bulunuyor.

BİLGİ DAMLACIĞI

  • 1950'li yıllardan 1989'a kadar ülkemizdeki il sayısı 67 olarak sabit kaldı.

  • Demirel hükümeti 1989 yılında il sayısını 71'e çıkaran kararı aldı.

  • 1992'ye geliniğinde bu sayı 78'e çıktı. Bugün 81 ilimiz var.

  • Bayburt, Şırnak, Kilis, Karaman genç illerimizden bazıları.


  • 20 Mayıs 2003
    Salı
     
    ŞEMSİ YÜCEL


    Künye
    Temsilcilikler
    AboneFormu
    MesajFormu

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED