|
|
|
|
Basketbol Play-Off'ta Efes-G.Saray yarı final serisinde G.Saray sakatlarla başı dertli Efes'e karşı hızlı başladı. Efes'in ilk periyottaki 8/3 top kayıpları 17-23 skoru G.Saray lehine belirleyen unsurdu. İkinci çeyreğe daha baskılı bir savunma ile başyalan Efes, Granger'le farkı açmaya başladı. Ancak Koch-Kambala eşleşmesinde Koch'un uzak şutlarına Kambala'nın çemberden uzaklaşmaması, çemberi terketmesi halinde ise Koch'un drive'leri Efes savunmasını olumsuz etkiliyordu. İlk yarı 45-44 Efes lehine sonuçlandı. Efes, bench'teki Kerem ve Brown gibi ilk 5'in sakatlarını bu maçta sonuna dek oynatmadan korumaya niyetliydi. Her iki takım ikinci yarıda da 2 Türk, 3 yabancılı düzenleriyle maça devam etti. Efes'in deneyim ve kadro derinliği, bu maçın kaderini belirmemekte yeterli oldu. Kambala'nın Koch'a yaptırdığı hücum faullü ve genç Ender'in G.Saray oyun kurucusu Lyday'a üstünlüğü gibi. Efes'in tam kadro oynamaması sanki G.Saray oyuncularına olumsuz etkilemiş gibiydi. 3. çeyrek 70-62 Efes lehine bitti. Son çeyreğe alan savunması ve çeşitli varyasyonlarla devam eden G.Saray, bu kez Granger'in 24 sayısını durduramadı. 95-83 ile Efes durumu 2-0 yaptı. G.Saray'ın 1950'li yılların yenilmez armadasından sonra çok yollar katedildi. Kısa şortlu nostaljik yılların basketbolu ile, günümüz uzun şortluları arasındaki fark çok büyük. Sadece hayaller, bu farkın hemen kapanmasına imkan tanımaz. Basketbolun duayeni sevgili Yalçın Granit kısa vadede Efes maçı ile kaderi bozmak arzusundaydı. Efes'te Ülker gibi müessse kulüpleri çıtasını aşağıya çekmeden onların üstüne çıkma hırsı alkışlanır. Ancak Granit'in ilk savaşı gerçeklere karşı kuşkusuz bir zaman başarılı olacaktır. Fakat bu kadar çabuk değil. Potaların kaderi, sadece 3 büyüklerin özerkliği ile değil, genel yapılanma ile ilgili bir sorundur. Onun da çözümü yakındır.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |