T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Demo-memo, tercüme işini kökünden çözdük sayılır

İngilizce'den Türkçe'ye çeviri yapan bir program hazırlamışlar. Güzel düşünce. Çevirmek istediğiniz cümleyi yazıyorsun, bir tuşa basınca altında Türkçesi çıkıyor. 'Demo'su ulaştı bize.

Deneyelim dedik. Huy işte. Kurusun mu bilmiyorum. Yeni bir şey görünce denemeden durmak olmaz.

Hemen açıp bazı cümleler girdik... İşte misallerden bazıları:

"When you have to make a choice and don't make it, that is in itself a choice. William James, psychologist, (1842-1910)"

Basılması gereken tuşa basınca, bilgisayar şu şekilde tercüme etti:

"Senin, bir seçeneği yapmak zorunda olduğun zaman ve, kendisinde, kendi bir seçenek olana yapma. William kalabalıkları, (1842-1910) psychologist"

Ne anladınız?

James'e "kalabalıkları" demesini bir yana bıraksak bile, şu sonuca ulaşmak için, daha iki fırın ekmek tüketmek gerekir:

"Tercih yapmak zorunda olup da yapmadığın zaman, senin yaptığın da kendi içinde yine bir tercihtir."

* * *

Gelelim ikinci cümleye:

"One of the strongest characteristics of genius is the power of lighting its own fire. -John W. Foster, clergyman (1770-1843)"

"Bir dahinin en belirgin özelliği, ateşini kendisinin yakmasıdır" diyemiyor da şöyle çeviriyor program bu cümleyi:

"Dehanın en belirgin karakteristiklerinin birisi, onun kendi ateşini aydınlatmanın poweridir. -John W . büyütür, (1770-1843) rahip"

Gül Allah gül!..

* * *

Sevdim bu işi. Devam edelim.

"Although gold dust is precious, when it gets in your eyes, it obstructs your vision. Hsi-Tang"

Bakalım buna ne diyecek...

"Altın tozunun, değerli olmasına rağmen, onun, senin gözlerinde olduğu zaman, o, senin görüşünü kapar. Hsi-keskin koku"

Aslında şöyle demek istiyor:

"Altın tozu değerli olmasına rağmen, gözünüze kaçtığı zaman görmenizi engeller."

* * *

Bir cümle de Indepentend yazarı Robert Fisk'ten:

"This looming war isn't about chemical warheads or human rights: it's about oil."

"Bu görünen savaş, kimyasal savaş başlıkları veya insanın hakkında rights değildir: O, yağın hakkındadır."

Yani...

"Bu muhtemel savaş kimyasal savaş başlıkları ya da insan hakları için değil: Petrol için!"

* * *

Fisk'e devam...

"Saddam gassed 6,800 Kurdish Iraqis at Halabja (that's well over twice the total of the World Trade Centre dead of 11 September 2001) the Pentagon set out to defend Saddam by partially blaming Iran for the atrocity."

Alın işte harika bir çeviri daha:

"(O, iyi bitmiştir, dünya ticaretinin toplamı iki kez, 11 September-2001'den ölü koyar) Halabja'da Robert Fisk Saddam gazlı 6,800 Kürt Iraklı dışarı partially tarafından Saddam'ı kötülük için İran'ı suçlarken savunması için Pentagon setin olduğu."

Buna tercüme diyenin alnını karışlarım.

İnsan kendi dilini bile karıştırır böyle bir tercümeyle.

En iyisi, Murat Kayacan'a danışalım bu cümle hakkında. Türkçesi şu şekilde:

"Saddam, Halepçe'de gaz bombası atıp 6800 Kürd'ü öldürdüğünde (11 Eylül'de Dünya Ticaret Merkezi'nde ölenlerin iki katından fazla) Pentagon (ABD Savunma Bakanlığı) gaddarlığı nedeniyle İran'ı suçlayarak Saddam'ı savunuyordu."

* * *

Programın 'demosu' demiştik ya, belki o yüzdendir aksaklıkların, yanlışlıkların bir kısmı. Ayrıca p, r, s ile başlayan kelimeler çevrilmiyor deneme olduğu için. Olur ya, geliştirilirse işe yarayabilir.

'Demo'lar böyledir. Bizde de demokrasinin sadece demosu olduğu için, bu durumu kavramakta zorlanmayız.

İKİNCİ TETRİS DÖNEMİ BAŞLAMASIN!

Birinci Tetris Dönemi olarak adlandırdığım 90'lı yılların başında, millet fena halde Tetris'e kafayı takmıştı. Küçük büyük herkesin elinde bir tetris, sabahtan akşama, akşamdan sabaha oyunla geçiyordu vakitler.

Az şirket batmadı bu yüzden. Az zayıf alınmadı, az işe geç kalınmadı.

- Ajans kurduk.

- Ya ne güzel, hayırlı olsun. Ne işler yapıyorsunuz?

- Her türlü reklam, baskı, grafik...

Yalan! Tetris oynuyorlar. Macintosh denen makinelerin başına çökmüşler, uzaktan gören de iş yapıyor sanacak.

Gençlerin ise elinde ufak bir oyuncak... Dersler aksarmış, kimin umurunda!

Yatay, dikey, ters çevir, yana çek, araya sok, boşluk bırakma, rekor kır!

Her gün yeni bir rekor için çalış, başparmaklarını geliştir. Kocaman olsunlar.

İsmi bizde saklı bir arkadaşımız da merak sarmış, gençlerden birinin elindeki oyuncağı yalvar yakar bir geceliğine kapmış.

Ertesi gün rekor kırdın mı diye sorulunca, şu cevabı veriyor:

- Ne rekoru yahu! Sabaha kadar âlet kendi kendine oynadı durdu. O kadar kurcaladım, hiç bir şey değişmedi.

Anlaşılacağı üzre, âlet 'demo' vaziyetinde sabaha kadar örnek oyun sergilemiş, bizimki de seyretmiş.

Eğer, şu sıra ABD'nin Irak saldırısına bağlı olarak, ikinci Körfez Krizi çıkarsa, piyasa yine kilitlenecek, ardından "İkinci Tetris Dönemi" başlayacak Allah korusun.

GÜNÜN SÖZÜ

İhtiyar adamlar savaş ilan ederler, fakat savaşan ve ölen gençlerdir.
H. Clark Hoover


28 Ocak 2003
Salı
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED