T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

P O L İ T İ K A
MGK'da ilginç rapor

MGK'ya sunulan raporda, ABD'nin Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerini sürekli kullandığı vurgulanarak, "ABD askeri Türkiye'de konuşlanmamalı, Musul ve Kerkük'ün güvenliğinde Türkiye etkin rol oynamalı" denildi.

MGK'ya sunulan bilgilerin arasında muhtemel Irak Savaşı'na ilişkin raporların da yer aldığı öğrenildi. Dün yapılan toplantıya askerlerin sunduğu rapor ocak ayının ortasında hazırlanarak Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'ne verilmişti. MGK Genel Sekreterliği de raporu Kurul'un asker kanadı vasıtasıyla dün yapılan toplantıya taşıdı. Raporun tespitlerine göre, "Türkiye Saddam yanlısı bir politika izlememeli, Amerikan askerleri Güneydoğu Bölgesi'nde konuşlandırmamalı. Türkiye, Musul ve Kerkük'ün güvenliğinde aktif rol oynamalı."

ABD, tüm ülkeleri kullandı

Raporda İran Devrimi'ne de atıfta bulunuldu. Raporda, şunlar kaydedildi: "ABD, günün koşulları gereği, Şah döneminde en büyük askeri ve ekonomik güç olan ve 8 nükleer reaktör kurmak üzere ön anlaşmalar yapan İran rejimini devirmek için Fransa'yı taşeron olarak kullanmıştır. Fransa; İran petrolünü Avrupa'ya pazarlayan aracı olarak güçlenip zenginleşmiş, İtalya'da sayısız rafineri tesisi kapanırken Fransa'da yeni rafineriler kurulmuştur.

ABD, molla rejimine karşı da Irak'ı kullanmış ve Irak bu sayede Ortadoğu'da büyük bir askeri güç haline gelerek komşusu Kuveyt'i işgale yeltenmiştir. Bundan ders alan ABD Irak'ı, tüm dünyayı ikna ederek müttefik güçlerle vurmuş, ancak onlara "umduklarını değil bulduklarını" vermiştir.

Bunun arkasından Balkanlar ve Afganistan'da savaş stratejilerini uygulayarak müttefik ülke ekonomilerini yormuş ve kendi askerlerini Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Gürcistan'a yerleştirerek stratejik üstünlük kurmuş, Türkiye'yi kullanarak Azerbaycan'ı da arkasına almış ve fiili dünya egemenliğinin fiziki ve ekonomik temellerini oluşturmak ve tüm enerji kaynaklarının kontrolünü gerçekleştirmek üzere kurguladığı stratejisini fiile çıkartma başarısını göstermiştir."

Kuzey'de etkili olalım

Raporda muhtemel Irak Savaşı'nda Türkiye'nin izleyebileceği politikalar şöyle dile getirildi:

* Türkiye asla Saddam yanlısı olamaz.

* ABD ordusu Türkiye sınırları içinde konuşlandırılmamalıdır. Irak'a kuzeyden bir kara operasyonu yapılması halinde Türkiye de aktif olmalı ve özellikle Musul ve Kerkük'ün kontrolünde etkin rol oynamalıdır. Bu mümkün olmadığı takdirde; sınırlı sayıda ABD askerine konuşlanma izni verilerek, Türk ordusuna saldırıya karşı koyma avantajını sağlayacak yerler gösterilmelidir.

Demokrasi gelmesi avantajlı

* Türk Ordusu her an, Kuzey Irak'ta ülke güvenliğini tehdite yönelebilecek bir gelişmeyi önlemek üzere harekete geçmeye hazır olmalıdır. CIA verileri Irak'taki Kürt oranını yüzde 15-20 ve Türkmen oranını yüzde 2 gösterdiği için ABD buna razı olmayacaktır. Irak'ta demokratik bir yönetim kurulmasını sağlamalıdır. Bu yapılabilirse Türkiye düşmanı Arap Milliyetçiliği yerine, Türkiye dostu Müslüman Kamuoyu oluşur. Türkiye'ye Pasifik'ten Atlantik'e ihracat ve yatırım alanları açılır.

Kamplarda militan önlemi

* Iraklı mültecileri barındırmak üzere kurulacak Kızılay kamplarının, Türk Ordusu ile çatışmaya girecek savaşçı Irak Kürtlerinin veya ailelerinin barındığı yerler olmak yerine, olası bir ihaneti caydırıcı gözetim alanları olarak da düşünülmeli ve sınıra yakın Türk Toprakları içerisinde kurulmalı, kesinlikle Türk Ordusu'nun kontrolünde olmalıdır.

* Savaşın ne kadar süreceği, ne gibi gelişmeleri beraberinde getireceği belli olmadığından, AB, Rusya, İran, Suriye ve diğer tüm ülkelerle iyi diplomatik ilişkiler geliştirilmeli ve yeni alternatif stratejik hedefler değerlendirilmeye alınmalıdır..

Savaş beş yıla yayılabilir

* Savaşın kısa vadede getireceği fırsatlar ülke çıkarları doğrultusunda iyi değerlendirilmeli, BM ve NATO desteği olmadan girilecek ve kısa süreceği hesaplanan savaşın beş yıl uzayabileceği, ABD'nin tüm dünyaya karşı uzun bir savaşı sürdüremeyeceği bilinmeli, ülkemize, savaş sonrasında bölgede yalnızlığa itilmeyecek bir pozisyon sağlamak için alternatif planlar geliştirilmelidir."

Yeni terör dalgası endişesi

* Orta Doğuda, "Hasan Sabbah" zamanından kalma "Hashasin-Assasin-Suikastçı-Fedai" geleneği olduğu; bu geleneğe bağlı olanların İsrail Devletine nasıl "kök söktürdükleri", ABD'nin Lübnan'ı işgal planının "intihar saldırıları" sonunda hezimetle sonuçlandığı, Somali ve Vietnam'da uğradıkları yenilgiler hatırlanmalıdır. Savaş esnasında vurup kaçmak ile işgal etmek ayrı şeydir. Ayrıca, Usame Bin Ladin ve benzeri terörist grupların, dünya çapında ABD ve İngiltere hedeflerine karşı ortaya koyabilecekleri muhtemel karşı faaliyetleri de dikkate alınmalıdır.

MUHTEMEL SAVAŞ İÇİN ÜÇ SENARYO

1. İyi senaryo: ABD ve İngiltere güçlerince Irak'a saldırı ve 4-6 hafta içinde zafer elde edilerek Saddam rejimi yerine, ABD ve İngiliz ordu birliklerinin denetiminde demokratik ve katılımcı bir sürece geçilmesi; Türkiye ve İran'dan bir müdahale olmaması; etnik güçler arasında yerel çatışmalar haricinde problem yaşanmaması ve petrol fiyatlarının kısa sürede rayına oturması. Böyle bir durum ihtimali yüzde 40-60.

2. Orta yol senaryo: Savaşın 6-12 hafta sürmesi; güçlü bir askeri ve gerilla direnişi ortaya çıkması; ABD ve İngiliz hedeflerine sabotajlar, moral etkisi yüksek intihar saldırıları olması; ikinci bir "intifada" hareketinin başlaması; yerel katliamlar vaki olması ve İran ile Türkiye'nin müdahale etmesi ve de petrol piyasalarının karışması. Böyle bir durum ihtimali yüzde 30-40.

3. Kötü senaryo: Savaşın umulandan uzun sürmesi ve dünya çapında anti-emperyalist protestolara dönüşmesi, dünyanın her yerinde ABD ve İngiliz hedeflerine terörist saldırılar yönelmesi; Irak tarafından kitle imha silahları kullanılması; Irak'ın füzelerle İsrail'e kitle imha silahlarıyla saldırması ve İsrail'in cevap vermesi; Türkiye'nin ittifaktan ayrılması; Türkiye'nin Kuzey Irak'ı ve İran'ın Güney Irak'ı işgal etmesi; bölgede büyük bir kargaşanın ortaya çıkarak mevcut dengelerin alt üst olması; İslam-Cihat kavramının ortaya çıkması ve savaşa başka güçlerin iştiraki ile global bir trajediye yol açması. Böyle bir durum ihtimali yüzde 10. Raporda, ABD tarafından, savaş hazırlığının en kötü senaryoya göre yapıldığı belirtiliyor.

 
Ateş topu Meclis'te
ABD'nin olası Irak harekatı ve Kıbrıs sorunun ele alındığı Milli Güvelik Kurulu toplantısı dün gerçekleşti.
Erdoğan aday olacak
AK Parti lideri Erdoğan, adaylığına partinin karar vereceğini belirterek, "Seçimi halledelim, ondan sonrası anormal durumun normale dönüşmesidir" dedi.
Pepe: Bürokrasi bize direniyor
Orman Bakanı Osman Pepe, bürokrasinin işleri nasıl tıkadığını çarpıcı örneklerle anlattı.
Saddam'a ortak çağrı
AB Dönem Başkanı, gelecek dönem başkanı ve Genişlemeden Sorumlu Komiser'den oluşan "AB Troykası"nın Ankara zirvesinden, "İkinci İstanbul Konferansı" önerisi çıktı.
Türkiye, yeni KOB'da isteklerini kabul ettirdi
Türkiye üyelik müzakereleri için 2003 hedefini koydu. Yeni Katılım Ortaklığı Belgesi daha net ifadelerle yazılacak ve mali yardım arttırılacak.
Baykal: Anlaşma olmazsa Kıbrıs ile 'kaynaşmalıyız'
CHP lideri Baykal, "Kıbrıs'ta bir anlaşma olmazsa, Türkiye ile Kıbrıs mutlaka ekonomik bir kaynaşma içine sokulmalıdır" dedi.
Yeni Katılım Ortaklığı Belgesi'nde ek kriter yok
Gül, Mübarek ile görüştü
Başbakan Abdullah Gül'ün, ABD-Irak krizini barışçı yollardan çözme çabaları, telefon diplomasisiyle sürüyor. Geçtiğimiz gün Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esat ile telefonda görüşen Gül, önceki akşam saat 21.30'da da Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'i arayarak, İstanbul'da yapılan Dışişleri Bakanları Zirvesi'nden sonra gelişen konularla ilgili görüştü. Gül, dün de Irak Büyükelçisi Dr. Talip Abid Salih'i kabul ederek Irak'a yeni mesajlar verdi. Büyükelçi Salih, Türkiye'nin savaşsız bir çözüm için gösterdiği gayretler nedeniyle Başbakan Gül'e teşekkür ettiğini bildirdi.
MİT'te eylem rahatsızlığı
'Başbakanlık önünde yapılan eylemlerin MİT tarafından organize edildiği' şeklindeki haberler, kurumda rahatsızlığa yolaçtı. MİT'in Başbakanlığa bağlı olduğu hatırlatılarak, devletin birimlerinin birbiri aleyhinde çalışamayacağı belirtildi. Yeni hükümet döneminde başbakanlığın önünde yapılan eylemleri organize ettiği şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı ve MİT tarafından tepkiyle karşılandığı öğrenildi.
Uzan: Türkiye'nin üretime ihtiyacı var
Genç Parti lideri Cem Uzan, Türkiye'nin 1923 ruhuna kavuşması gerektiğini ifade ederek, "Dış dünyaya karşı el pençe divan durarak, bir yerlere gelemeyiz" dedi. Doğu Anadolu gezisinin son durağı Iğdır'a gelen Uzan, parti teşkilatının verdiği öğle yemeğine katıldı. Uzan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dışa bağımlılıktan bir an önce kurtulması gerektiğini kaydetti. Uzan, şöyle konuştu: "Türkiye, 1923 ruhuna kavuşmalı. Türkiye, ABD'nin, Avrupa'nın, IMF'nin önünde el pençe divan durarak bir yere gelemez, gelemeyeceğini bilmek gerekiyor. Bölgenin yıllardır en önemli geçim kaynağı olan mazot ticareti serbest olmalıdır. Ankara'da oturan birinin kesesine dokunuyor diye vatandaşlar sıkıntıya düşmemelidir."Uzan, 2004 yılında yapılacak yerel seçimlerin önemine de işaret ederek, vatandaşlardan şimdiden oy istedi.
1 Şubat 2003
Cumartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED