AYŞE OLGUN İSTANBUL
Kırsal kesimden büyük kentlere yapılan göçler, aile içi şiddet, taciz ve yaşanan ekonomik sıkıntılar altında en çok ezilen çocuklardır hiç şüphesiz. Ülkemizde 1950'li yılların ardından büyük kentlere başlayan göçün bir sonucu olarak ortaya çıkan o günün tabiriyle 'köprüaltı çocukları"nın sayısı yapılan araştırmalara göre her yıl biraz daha arttı. Aynı zamanda 80'li yılların ardından sokak çocukları arasında madde bağımlısı gençlerin de sayılarında büyük oranlarda artış gözlendi.

Devlet bir şeyler yapmalı

Sokak çocukları üzerinde bilimsel araştırmalar yapan İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) Tıp Fakültesi Adli Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Oral, sokak çocukları için devlet, toplum ve sivil kuruluşlar olarak çok şeyler yapılması gerektiğini belirtiyor. Yapılan araştırmaların sokaklarda yaşamayı tercih eden çocuğun o ailenin aynı zamanda en zeki ve parlak çocuğu olduğunu dile getiren Oral, okullara devam eden sokak çocuklarının geçtiğimiz Ağustos ayında düzenlenen Uluslararası Satranç turnuvasında gösterdikleri başarının da bunun kanıtı olduğunu belirtti.

ÇARPICI SONUÇLAR ÇIKTI

İstanbul'da 7 bin ila 10 bin arasında sokak çocuğu var. Çocuk ve Gençlik Merkezleri ise şimdiye kadar Türkiye genelinde sadece 3 bin 414 çocuğa ulaşabildi.

Sokak çocuklarının araştırmaların sonucunda 'göç çocukları' oldukları gözlendi.

Çocukların yüzde 9'unun anne ve babası evli, yüzde 46'sının ebeveynleri ikinci evliliğini yapmış.

Yüzde 25'inin ailesi 7 kişiden oluşuyor. Yüzde 24'nün ailesinin ekonomik durumu çok kötü.

Çocukların yüzde 54'ünün ailesinin düzenli bir işi yok. Babalarının alkol kullanım oranı ise çok yüksek.

Çocukların yüzde 27'si hiç okuma-yazma bilmezken, yüzde 55'inin ilkokulu bitiremediği, yüzde 9'unun ilkokul ve yüzde 1.5'inin ise ortaokul mezunu olduğu görülüyor.

Yapılan araştırmalar sokak çocuklarının yüzde 72'sinin 6-10 çocuklu ailelerden, yüzde 18'inin de 11 ve daha fazla çocuklu ailelerden geldiğini ortaya çıkarıyor.