T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R
Best seller tuzağı...

Medya, bazı kitapları daha piyasaya çıkmadan lanse ediyor. Reklamlarla şartlandırılan okuyucu 'satılması istenen' kitaba yönlendiriliyor. Kitabı gündemde tutan yazınsal değeri değil, artık popüler özelliği...

  • RECEP YETER
    Haber ve reklamlarla popülerleştirilen kitaplar, daha yayınlanmadan belleklere çok satan kitap olarak kazınırken, yayınlandıktan sonra yüzbinlerle ifade edilen satış rakamlarına ulaştı. Best-seller olmayı hak eden kitapların yazarları ise eserlerinin haketmeden yüzbinlerce satması yerine hak ederek 15-20 binlerde kalmasına razı oldu. Özgür ve Bilge Dergisi son sayısında 'best-seller' kavramını tartışmaya açtı. Artık kitapların mal gibi pazarlandığı dile getirilen Fatma Özten imzalı yazıda yayıncılar ve yazarlar best-seller kavramını yorumluyor. Best-seller listesinin değişmeyenleri arasında yer alan Orhan Pamuk'un bir gazetede yer alan "Kar'dan sonra, belki de en iddialı romanım olan 'Masumiyet Müzesi'ne başladım. 500 sayfalık bu romanın 120 sayfasını da yazdım. Bunun için müzeleri geziyorum" şeklindeki demeci ise best-sellerleştirilmenin nasılına en büyük örnekliği teşkil ediyor. Bir başka popülerleştirilmiş yazar Ahmat Altan ve kitabı Aldatmak da köşe yazarlarının sütunlarından best-seller listesine geçiş yapan eserler arasında gösteriliyor.

    Entellektüellik göstergesine dönüştü

    Timaş Yayınları Editörü Emine Eroğlu da, best-seller tarihinin modanın tarihiyle paralellik gösterdiğini söylüyor: "Bu kavramın arkasına, çok satan ve çok okunan daha çok bizim beğenilerimizi, okuyucunun beğenilerini yönlendiren harici etkenler giriyor. Yani ben bu kitabı okurken kendi beğenilerim doğrultusunda değil kamuoyunun beğenileri doğrultusunda okuyorum. O konuda medyanın çok ciddî bir yönlendirici etkisi oluyor. Eskiden ise yönlendirici unsurlar daha sağlıklıydı. Kanaat üstatları dediğimiz edebiyat büyükleri kitap tavsiye ediyor, halk da okuyordu" diyor. Eroğlu da şunları söylüyor: "Bir dönem Umberto Eco'nun Gülün Adı romanı Türkiye'de satış rekorları kırmış, zor bir postmodern metindi. Fakat gençler ellerinde Gülün Adı'yla dolaşmaktan âdetâ bir reklam zevki alıyorlardı. Yani "Bakın, ben entellektüel bir kaygı taşıyorum"görüntüsüyle elinde bu kitapla geziniyordu. Bir dönem Sufinin Dünyası ve Simyacı popülarize olmuştu".

    BEST-SELLERİN TARİHİ

    DA Dergisi Genel Yayın Yönetmeni araştırmacı-yazar Mustafa Armağan, best-seller tarihinin kitabın meta olarak kullanılmaya başlandığı matbaanın icadına kadar uzandığını belirtiyor. 19'uncu yüzyılda gazetelerin devreye girmesiyle birlikte artık roman, hikâye gibi edebiyat ürünlerinin geniş kitleler ile buluşmaya başladığını ifade eden Armağan, Refik Erduran'ın 1950'lerde kurduğu Çağlayan Yayınevi'nin best büyük reklam kampanyaları ile yayıncılık tarihinde en büyük patlamalardan birini gerçekleştirdiğini, tirajı 100 bine ulaşan kitaplar bastığını ifade ediyor. Armağan, "Demek ki 1950'lerde de bir best-seller yaratılabilmiş, denenmiş ve başarılmıştı" diyor.

    Mustafa Armağan, gündemde olan kitabın okunmamasının insanlarda eksiklik hissine yol açtığını da dile getirerek şunları söylüyor: "Okullarda Harry Potter furyası gözlemledik. Çocuklar çantalarında bu kitapları taşıdılar, okudular, okuyormuş gibi yaptılar. Birçok insan benim de olsun, ben de alayım psikolojisine girdi. Filmi de gösterime girdikten sonra her evde bir Harry Potter görülmeye başladı".

    NAZAN BEKİROĞLU
    Kitaplarıma medya desteği istemedim

    Nun Masalları, Şair Nigâr Hanım, Halide Edip Adıvar, Mor Mürekkep, Yusuf ile Züleyha, Mavi Lâle ve İsimle Ateş Arasında eserlerinin sahibi Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu ise best-seller kitaplarının özelliklerinden bahsederken bu kavramın şaibeli olduğunu ve tedirginlik uyandırdığını belirtiyor. Bekiroğlu, "Best-seller: çok satan. Ama kavram, bir anlam kaymasına maruz kalarak terimleşince, durum değişiyor: Çok satan, ama bir yazarı mutlu edecek bir okunuşla değil, kitabı metâlaştıran bir okunuşla okunan gibi bir anlam kazanıyor". Bekiroğlu, kitaplarında medya desteği olmamasının ise kendi seçimi olduğunu dile getiriyor.

    OSMAN AYSU
    Best-seller satıyor ama okunmuyor

    Polisiye ve gerilim eserleri, Çöl Akrebi, Güvercin Kayalıkları, Londra-Moskova Hattı, Miras, Yanık Yüz, Yazar ve Aşkı, Taş Plak gibi eserlerin sahibi Osman Aysu ise eserleri best-seller listelerine giren yazarlar arasında. Yazar, çok satan kitaplar konusundaki görüşlerini söyle açıklıyor: "Bu kavram, edebî değeri çok fazla olmamakla beraber halktan her kesimin tuttuğu ve rahat okuyabildiği, rahat anlayabildiği kitapların çok satılması anlamına geliyor. Ve bunun içine edebî değeri güçlü olmayan kitaplar da haliyle giriyor. Meselâ beni best-seller yazarı olarak görüyorsanız, kendimi ikinci kategoriden addediyorum."

  •  
    "Savaş zamanında konser ne zor"
    Halk müziği sanatçısı Belkıs Akkale, bu akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bir konser veriyor.
    Yeniden Spike Jonze
    1999 yapımı "Being John Malkovich-John Malkovich Olmak'in yönetmeni Spike Jonze ve senaristi Charlie Kaufman'ı tekrar biraraya getiren "Adaptation', bir senaristin, çok sevdiği bir kitabı senaryolaştırma çabasını konu alıyor. Başrolünü Nicholas Cage'in üstlendiği filmin baş kahramanı ise senarist Charlie Kaufman. Susan Orlean'ın "The Orchid Thief"adlı romanından esinlenilerek gerçekleştirilen filmde Cage'e, Meryl Streep, Tilda Swinton ve Chris Cooper gibi usta isimler eşlik ediyor. İlk senaryosu "Being John Malkovich" ile senaryo dalında Oscar adayı olmasına rağmen kariyerinde ve özel yaşamında güvensizlik yaşayan Charlie Kaufman'ın yeni projesi, fanatik bir orkide üreticisi olan John Laroche'u konu alan "The Orchid Thief" kitabını sinemaya uyarlamaktır. Charlie, yazarlara özgü bir duraklama evresinin içinde bocalarken; senarist olmaya karar veren ikiz kardeşi Donald da Charlie'nin yanına taşınarak bir gerilim senaryosu üzerinde çalışmaya başlar. Senaryosu hemen alıcı bulur ve kısa sürede "gözde" bir yazar olur. Charlie ise kendi ikilemini, Laroche ile kitabın yazarı Orlean'ı konu alan tutku dolu senaryonun iskeleti olarak kullanmaya karar verir, fakat hikaye şekillendikçe, farkında olmaksızın tüm karakterlerin yaşamlarını etkileyen bir olaylar zincirini harekete geçirir. TERSYÜZ
    Yönetmen: Spike Jonze Senaryo: Charlie Kaufman, Susan Orlean Müzik: Lou Barlow Görüntü Yönetmeni: Lance Acord Oyuncular: Nicolas Cage Meryl Streep Tilda Swinton, Chris Cooper

    Laço Tayfa, Türkiye yolunda
    Çalışmalarında Türk müziği ile dünya müziğini hamanlayan ve son yıllardaki çalışmalarıyla önplana çıkan Laço Tayfa, Türkiye'yi dolaşıyor. Sekiz müzisyenden kurulu topluluk, 25 Şubat ile 15 Mart arasında, 11 ilde gerçekleşecek turnelerine yeni çıkan albümleri 'Hicaz Dolap'ın adını verdi. Bugüne kadar bilinen -alışılagelen kuralları- standartları bir bir yıkan yorumlarıyla dikkat çeken Laço Tayfa, 70'lerin benzersiz funk doğaçlamalarına ve caz tınılarından, Türkiye'nin dört bir yanından aşina olduğumuz sesleri kendi yorumlarıyla birleştiriyor. Hicaz Dolap albümü, Türk müziği kökleri ve caz-funk-batı geleneklerinin coşkulu bir derlemesi.
    25 Şubat 2003
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED