AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

E K O N O M İ
Çalışanlar geçinmek için
boğazdan kıstı

Ekonomideki iyimser hava ücretlinin krizde aldığı yarayı iyileştirmedi. Ücretlerin 1998 yılı seviyesine gerilemesi ile vatandaş pahalı pirinç yerine bulgur ve makarnaya yöneldi. Kişi başı bulgur tüketimi 3.5 kg.'den 5 kg.'ye çıktı.

  • Yılmaz YILDIZ / İSTANBUL
    Akademisyenlerin makro ekonomik düzeyde bir ülkenin refah seviyesinin göstergelerinden biri olarak nitelendirdiği pirinç tüketimi son yıllarda ciddi oranda azaldı. Pirinç tüketimindeki azalış, bulgur, makarna ve ekmek tüketimine yansıdı. Rami ve Mega Center'daki gıda toptancılarına göre değişen gıda tüketimi eğilimi halkımızın giderek fakirleştiğini ortaya koyuyor.

    Gıda toptancılarının verdiği bilgiye göre, 2003-2004 sezonunda yerli prinç üretimi bir önceki yıla oranla yüzde 25 arttı. Buna rağmen, kişi başına düşen toplam yıllık prinç tüketimi 2001'den önce 8.5-9.5 kg. iken, bu rakam 2001'den sonra yaşanan ekonomik krizle birlikte yaklaşık 2 kg. azaldı. Pirinç tüketiminde kaybolan miktar, bulgur ve makarnaya kaydı. 2003-2004 döneminde bulgur tüketimi 350 bin tona yükseldi. Böylece 2001 öncesinde 3.5-4 kg. civarında olan kişi başına bulgur tüketimi 5 kg. olarak gerçekleşti. 2003-2004 sezonunda kuru fasulye tüketimi 235 bin ton, kırmızı mercimek tüketimi 300 bin ton, yeşil mercimek tüketimi 90 bin ton, nohut tüketimi 240 bin ton, barbunya tüketimi 40 bin ton olarak gerçekleşti.

    Buğday fiyatları yüzde 30 ucuzladı

    Gıda toptancılarına göre, bulgur tüketiminin en önemli artış nedeni düşen buğday fiyatları. 2002-2003 sezonunda 370 bin lira olan buğday fiyatları, 2003-2004'te 280 bin liraya düştü. Buğdaydaki ucuzluk doğrudan bulgur ve makarna tüketimine yansıyor. Bulgur ve makarna tüketiminin artmasının ikinci nedeni ise bulgura göre 3 kat pahalı olan pirinç tüketiminin azalması olarak gösteriliyor.

    2003-2004 sezonunda kuru fasülyede üretim tüketimi karşıladığı için çok cüzi miktarda battal fasulye hariç ithalat yapılmadı. Son yıllarda Konya Ovası'nın ekime açılmasıyla fasulye üretimi, tüketimi karşılar noktaya geldi. Nohutta ve mercimekte fiyatların 2001'in de altında olması nedeniyle tüketimin düşmediği belirtiliyor. Kırmızı mercimek 2001'de 1 milyon lira iken 2004'te 850 bin liraya geriledi. 2001, 2002 ve 2003 yıllarında 1 milyon 200 bin liradan satılan nohutun 2004 yılı fiyatı ise 900 bin lira.

    İthalat yasağı etkili oldu

    Mega Center Gıda Merkezi'nde faaliyet gösteren Erbaş Gıda'nın sahibi M. Adil Erbaş ise pirinç fiyatlarının artması ve tüketiminin azalmasında, ithalat yasağının etkili olduğunu söyledi. 1 Ocak 2004'te kalkması gereken pirinç ithalatı yasağının, TMO'nun elindeki stokları eritmesi amacıyla 1 Temmuz 2004 tarihine kadar uzatıldığını hatırlatan Erbaş, pirinç tüketiminin çeşitsizlik ve pahalılık yüzünden günden güne azaldığını savundu.

    Bulgurun iki yıldır 550-580 bin lira, makarnanın da 700-750 bin lira toptan fiyattan satıldığını bildiren Erbaş, toptan prinç fiyatının ise bir yılda 900 bin-1 milyon 200 bin seviyelerinden 1 milyon 409-1 milyon 666 bin lira seviyesine çıktığına dikkat çekti.

    Turistik tesislerin talebine cevap verilemiyor

    Erbaş, ithalat yasağı nedeniyle yabancı turistlerin aradığı lezzet olan Jasmine ve Basmati prinçleri turistik tesislere veremediklerini dile getirdi. Pirinçte uygulanan ithalat yasağının yerli üretimi artıracağını belirten Erbaş, buna karşılık yüksek fiyatın tüketimi düşüreceğinden üretim fazlasına yol açılabileceği uyarısında bulundu.

    Alım gücü 1998 yılı seviyesine geriledi

    İstanbul Gıda Toptancıları Derneği (İGTOD) Genel Sekreteri Bülent Baykal, prinç tüketiminin azalmasını, halkımızın giderek fakirleştiğinin delili olarak nitelendirdi. Pirinç tüketiminin, akademik alanda ülkenin refah ve geçim düzeyini gösteren kriter olarak kabul gördüğünü kaydeden Baykal, "Bir ülkede prinç tüketiminin fazla oluşu o ülkenin insanlarının alım gücünün de yüksek olduğunu gösterir. Türkiye'de prinç tüketiminin azalması, gerçekte milli gelirin düştüğünü, gelir dağılımının daha da bozulduğunu gösteriyor. DİE verilerine göre şu andaki ücretlerin alımgücü 1998'lardeki alımgücüne eşdeğer hale geldi" dedi. Son yıllarda ücretlerde erozyon yaşandığını belirten Baykal, çok büyük kitlelerin fakirleştiğini, üretimden uzaklaştırıldığırı ve 2000'den sonra izlenen politikalarla ülkenin büyük bir fakirleşme sürecine sokulduğunu söyledi.



  • 17 Ağustos 2004
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED