AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
İtiraz ne imiş?

İtiraz denince, çoğumuzun aklına "karşı çıkma" gelir. Bir kararı benimsemiyor, bir yargıya katılmıyor, bir görüşü beğenmiyorsak, ona karşı olduğumuzu arz eder, böylece itiraz etmiş oluruz.

İtirazların ortaya konuşu genellikle sözle, bazen de yazıyla olur. Kaş göz işaretleriyle, el kol hareketleriyle; çekip gitmeyle, alınıp kırılmakla; sövüp saymayla, hele tekme tokatla ortaya konan karşı çıkışlara "itiraz" diyebilir miyiz, bilmiyorum.

İtiraz etmek çoğu zaman cesaret istediği gibi, itiraza maruz kalmak da sabır, tahammül ve olgunluk ister. Bir itirazda bulunurken maruzatımızı açıkça arz etmemiz gerektiği gibi, muterizlerimizin sözlerini de, dikkatle dinlememiz gerekir.

Kimi insanların hemen her şeye itiraz etmeyi huy edindiklerini düşünür ve onların itirazlarını pek de önemsemez, ciddiye almayız. Oysa onların da bazı durumlarda haklı olmaları pekâlâ mümkündür. Yerleşik yargıların bizi yanıltabileceğini hesaba katmak hiç de kolay bir iş değildir. Belki de asıl zorluk, hakikat kaygısını tüm kaygıların üstünde, gerçek saygısını tüm saygıların üstünde tutabilmektedir. Bu zorluğu yenmeyi başaran kişi, olgunluğa ermiş demektir.

Ahmed Cevdet Paşa'nın bu mutlu kişilerden olduğu anlaşılıyor. Yoksa, "Şâne-i zülf-i sühandır itiraz" demezdi, diyemezdi.

"Fâ'ilâtün, fâ'ilâtün fâ'ilün" vezninde telâffuz edilmesi gereken bu berceste mısraında Paşa, itirazı, sözün saçlarını tarayan bir tarağa benzetiyor. Şeyh Galib'in Hüsn ü Aşk'ında Aşk'ın en büyük yardımcılarından olan Sühan (Söz) Cevdet Paşa'nın bu mısraında herhâlde uzun saçlı bir kadın olarak kişileştirilmiş olmalı. Mısraın öncesi ve sonrası var mı bilmiyorum ama tek başına bu cümlenin ne kadar büyük bir güvenle, gönül yüceliğiyle, anlayışla, hoşgörüyle dolu olduğunu görüyorum.

Her itirazın arkasında düşmanlık, kin, haset, fitne, nifak… arayan bir zihin, böyle bir benzetme yapabilir mi? Yapamaz!

Herhangi bir konuda iyi niyetle ve hakikat kaygısıyla değil de, kötü niyetle; şahsî ve dünyevî kaygılarla itiraz eden biri, böyle bir benzetme yapabilir mi? Yapamaz!

Ahmed Cevdet Paşa'nın bu sözünü öğrendikten sonra, itiraz ederken de, itiraz görürken de, dikkat etmemiz gerekecek: Acaba bu itiraz ile, sevgili konumuzun saçları, taranıp güzelleşiyor mu, yoksa dolaşıp çapraşıyor mu?


17 Ağustos 2004
Salı
 
İBRAHİM KARDEŞ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED