|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Fatih Terim çizmeye transfer olmuş, Fiorentina'ya imza atıyordu. Salonda yüzlerce gazeteci, televizyoncu birbirini eziyordu. İtalya'daki imza töreninden sonra sorulara geçildi. Gurur duyduğum Fatih Terim'e İtalyan gazeteciler önünde bir güzellik yapayım dedim ve onu onore edecek bir soru sordum: "Sayın Terim, bugün İtalyan gazeteleri sizin için Bonaparte,İmparatore, Salvatore (kurtarıcı demek) gibi başlıklar atmış. Siz bunlardan hangisi oluyorsunuz?" Fatih Terim'in tevazu içinde "Estağfirullah" demesini bekliyordum. Ama hiç de öyle olmadı. "Bekleyin hangisi olduğumu yakında göreceksiniz"... Cevap böyle geldi. Eyvah dedim. Tevazu sahibi olmayanın hali ne olur diye düşündüm. Fatih Terim kısa sürede düşecek dedim o gün... Bir seneyi doldurmadan Milan'a gitti, bir seneyi doldurmadan Milan'dan da gitti.. Geçtiğimiz hafta Star'da Telegol'ü izliyorum. Star TV'nin spor müdürü olan Serhat Ulueren, çok iyi bir habercilik yaparak, Fenerbahçe Stadı'ndaki büyü olayını ortaya çıkarıyor. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım Star muhabirine havaalanında tepki gösteriyor "Aptalca" diyerek... "Ne var yani stada iki şişe su dökmüşler" diyor. Halbuki haberde koskoca Fenerbahçe'nin koskoca iki yöneticisinden idrar alındığı ve bunların stada döküldüğü belirtiliyor. Aziz Yıldırım döneminde Fenerbahçe kulüp olarak inanılmaz büyüdü... Bir dünya kulübü oldu bana göre... Bu yönünü takdir ettim, alkışladım... Ama bir dünya kulübünün başkanı, kendi stadına... O muhteşem stada, iki yöneticisinden alınan idrarın dökülmesine "Ne var yani" diyorsa "Eyvah ki, ne eyvah"... Dünya kulübü, oldu Kenya kulübü... Üstelik Aziz Yıldırım, Star muhabirini azarlıyor "Ellerini cebinden çıkar" diye... 'Dünyaları ben yarattım' diyen Salvatore (kurtarıcı) edasıyla.. Medyadan tıs yok. Rahmetli Özal Başbakan ve Cumhurbaşkanı oldu. Karısını, kızını, davulcu Asım'ı, Jaguar'ı yazdılar. Hatta amblemi tokmağın parçaladığı davul olan Jaguar partisi bile kurdurdular. Hatta ve hatta evde yamalı pijama ile gezdiğini bile okutturdular. Kimseye "Canını okuyacağım", "Ellerini cebinden çıkar" dediğini, öfkelendiğini duymadım. Halka, ülkeye ve dünyaya malolmak tevazudan geçer... En ağır eleştirilere bile tahammülden geçer. "Ben" demek kayıptır... Zirvenin en tepesinde ol, bir gün tepetaklak olmaktan kaçamazsın... Yazıma bu nedenle Fatih Terim hatırası ile girdim... Sevgili Aziz Yıldırım da bu hataya çok düşüyor. Dostça söylüyorum. Kibiri Allah sevmez... Kul da... Firavun bile bugün son nefesinde secde etmiş halde İngiltere'de müzede sergileniyor... Ben Telegol'ün yapımcısı olsam İngiltere'deki müzeye kamera gönderirdim.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |