|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yüzyıllar içerisinde kimi zaman omuzlara dökülen, kimi zaman 20 örgüye ayrılan, kesilen, eklerle uzatılan, amber, kokulu yağlar sürülerek güzelleştirilen saç ile kimi zaman inci taneleriyle bile süslenen sakalın kitabı yazıldı. Editörlüğünü Emine Gürsoy Naskali'nin üstlendiği, Kitabevi Yayınları'ndan çıkan "Saç Kitabı", saç ve sakala dair akla gelebilecek her türlü sorunun değişik yazarların kaleminden yanıtını veriyor. Kitaba göre, eski Türklerde erkeklerin saç uzattığına ilişkin verilere Selçuklulardan başlanarak rastlanıyor. 1015 yılında Doğu Anadolu'ya gelen Selçuklu akıncılarını Van Gölü civarında gören Ermeniler şöyle tarif ediyor: "Herşeyden evvel Türkmenlerin rüzgar gibi atlar üstünde bambaşka kıyafetleri, kadınlarınkine benzer uzun saçları, böyle bir manzarayla ilk defa karşılaşan insanları telaşa düşürmüştü". Oğuzların saçlarının uzunluğu böyle belgelenirken, Peçeneklerin "örülü", Uygur metinlerine göre alplerin "aslan yelesi", Kuman Türklerinin "üç örgülü" saçları vardı. Göktürkler devrinde saçlar örgü yapılmayıp uzun kesilmiş olarak bırakılırken, bir nevi kolayla yağlanarak parlatılıyordu. Kitaba göre, evlenmemiş kızların saçlarını 11, 15, 17, 21 ve hatta 41 kol olarak ören Uygurlarda bekar kızlar kaküllü olur ve evleneceği günün bir gün öncesine kadar ensesindeki saçlar kazınırdı. Çocuk sahibi olan kadınlar örülen saçın bitimine kadar çocuk sayısını ifade eden minik örgüler eklerken, dul kadınlar da başına "ceviz saç" koyarak saçlarını 5, 7 ve 9 olarak tekli sayıyla örerdi, bu dulluğunun göstergesi olurdu. Saçını tek örgü ören kadına ise iyi gözle bakılmaz ve "koca aradığı" düşünülürdü. Türklerin İslamiyet'ten önceki döneminde umumiyetle sakalını tıraş ettiği, ancak bıyık bıraktığı anlaşılıyor.
SAÇ KİTABI
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |