|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
| ||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dick ve Perry, 15 Kasım 1959'da, Kansas'ın küçük bir kasabasında, orta sınıf bir Amerikalı olan Herbert Clutter'ı, karısını ve iki çocuğunu başlarına birer kurşun sıkarak öldürürler. Bu olay, Kansas bölgesinde (o vakte kadar elbette) 'nedensiz' işlenmiş en vahşi cinayetler olarak geçer tarihe. Şartlı tahliye edilmiş sabıkalı serserilerdir Dick ile Perry. Bay Clutter'ın evinde içi para dolu bir kasanın olduğunu sanmaları dışında da, cinayet işlemeleri için hiçbir somut nedenleri yoktur. Amaçları, kolay yoldan para sahibi olmak ve sonraki hayatlarında da 'normal' bir hayat sürüp o paraları bir güzel yemektir; basittir yani. Beklentileri boşa çıkar ama, katil olurlar. Sonra kaçarlar, kaçarlar, kaçarlar, nihayet yakalanırlar. Yargılanır ve asılırlar. Yirminci yüzyıl Amerikan edebiyatının güçlü kalemlerinden Truman Capote, işte bu cinayetlerin izini sürer. Kansas'a gider; Clutter ailesinin hayatta kalan fertleriyle, soruşturmayı yürüten dedektiflerle, yargılama sürecine dahil olan herkesle ve yargılananlarla konuşur. Altı yıl sürer araştırma süreci. Ortaya In Cold Blood çıkar. Soğukkanlılıkla adıyla geçtiğimiz aylarda Sel Yayıncılık tarafından Türkçe'ye kazandırılan roman, katillerle kurbanlarının yaşamlarını aynı düzlemde aktarırken kentleşmiş şiddetin anlam ve amaçtan yoksun bir şekilde üretilip yaygınlaştığı bir süreci de anlatır. Tüketime ayarlı bir toplumun kan sızan yarasının kabuk altını yoklar, etrafa sıçrayan kanın iz bırakan lekelerini takip eder yazar. Katillere de, kurbanlara da aynı mesafeden bakar; okuru asıl soruyla yüzleştirir: Gerçek katil kim? Dick de, Perry de birbirlerine pek benzemezler. Günlük kazançla, gösterilen hayata sahip olamayacaklarının farkına varıp küçük hırsızlıklar yapmış, hapse girip çıkmışlardır. Dick tam bir küçük sahtekardır. Perry ise daha farklıdır. Zor bir çocukluk geçirmiş, Kore'de savaşıp meşru şiddeti sonuna kadar kullanmış, biraz da o yüzden gerçek hayatla bağlarını sık sık koparır olmuştur. Gitar çalmakta, sahneye çıkıp şarkı söyleyeceği günlerin hayalini kurmaktadır. Yazar, Perry hakkında (cinayetlerden önce, Perry hırsızlık suçundan yatarken) cezaevi rahibine şunu söyletir (ki nedensiz işlenen cinayetlerin gerçek nedeni gibidir): "Herkesin birbirine benzemek için elinden geleni yaptığı bu çağda bireyselliğini korumak için mücadele ederken derin yaralar aldın. Yaşamlarından memnun, mutlu insanları görünce neden durup dururken sinirleniyorsun? Onları bu kadar küçümsemenin nedeni ne, niye onları incitmek istiyorsun? Tamam seni anlıyorum, onların hepsinin aptal olduğunu düşünüyorsun, onları küçümsüyorsun; çünkü onlar yüzünden başarısız ve öfkeli biri oldun, onların ahlak anlayışları ve mutlu olma yöntemleri bu kocaman dünyayı yönettiği için sen onlara yenik düştün." Haziran 1965'te yağmurlu bir gece yarısı asılan Perry, utanç içinde şöyle söyler son söz olarak: "Yaptığım şey için şimdi özür dilememin pek bir anlamı yok. Aslında doğru da olmaz bu. Ama ben yine de özür diliyorum." 1967 yılında Richard Brooks tarafından sinemaya uyarlanan Soğukkanlılıkla, gerçeğin edebiyatla bileşimini çarpıcı bir dil ve kurguyla sergileyen kült bir roman. Çok katmanlı gerçek, ham şiddet ve iyi edebiyat. ...... Neyin gerçek, gerçeğin ne olduğunun; şiddetin kimin elinden çıkınca meşru, kimin elinden çıkınca gayri meşru olduğunun anlaşılamadığı; gazete ve televizyonların her gün ham ya da işlenmiş şiddet ile dolduğu; kurban ve katil haberleriyle süslü gazete sayfalarının daha gün bitmeden ölüler üzerine örtüldüğü bir çağda, nedenli ya da nedensiz işlenen cinayetler için sormak gerek; soğukkanlılıkla: 'Gerçek katil kim?'
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |