Bakırköy Prof.Dr. Mahzar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitimi ve Araştırma Hastanesi'de her gün bin civarında kişi tedavi olmak için geliyor. Hastaneye tedavi için başvuranlar arasında özellikle eğlence sektöründe çalışanların ilk sırada yer aldığını belirten Hastane Başhekimi Prof. Dr. Musa Tosun, "Eğlence sektöründe çalışan kişiler arasında madde bağımlısı tedavisi görenlerin sayısı diğer meslek gruplarına göre çok daha fazla" diyor. Uçucu madde bağımlıları arasında ise sokak çocuklarının yoğunlukta olduğunu söyleyen Tosun, hastanelerinde çocuklar için özel bir polikilinik açma azırlığında olduklarını anlatıyor. Tosun, depresyon için başvuranlar arasında kadınların, madde bağımlısı olarak başvuranların arasında ise erkeklerin çoğunlukta olduğunu dile getiriyor.

Deliden değil akıllıdan kork

Bin 565 yatak kapasiteli hastanenin ful dolu olduğunu söyleyen Tosun, hastanelerinde yakınları tarafından terkedilmiş 500 civarında sahipsiz hastanın tedavi gördüğünü belirtiyor. Prof. Dr. Tosun, hasta yakınlarına seslenerek, "Tedaviyi biz yapalım, bakımını siz yapın" diyor. Tosun, "Bizim amacımız hastaları toplumdan koparmamak. İlaçlarını ve rutin kontrollerini yapıp hayatlarını ailelerin yanında sürdürmelerini istiyoruz" diye konuşuyor. Çünkü hastanın sosyal ortamda tedavisinin daha kolay olacağını söyleyen Tosun'a göre toplumdaki yaygın inanışın aksine "deliden değil, asıl akıllıdan korkmak gerekiyor." Çünkü hasta kişinin verdiği zarar bazı akıllı insanların kişiye ve topluma verdiği zararın yanında çok daha az. Hastalıkların ortaya çıkışında mevsimlerin etkili olduğunu söyleyen Tosun, geçmişe dair meşhur bir sözü hatırlatıyor: "Patlıcan ayında İstanbul'da yangınlar ve deliler artar." Tosun, sıcaklarda şizofreni, mani, melankoli gibi rahatsızlıkların alevlendiğini sözlerine ekliyor. Ruhsal hastalıkların kırsal alanlarda tedavisinin daha kolay olduğuna dikkat çeken Tosun, şunları söylüyor: "Hafif bir psikozu olan hasta kırsal alanda hastalığına rağmen sosyal düzene uyum gösterebiliyor. Çünkü zihni faaliyetler çok daha az. Bu durumda hastanın kafasını dinlemesine yardımcı oluyor. Zaten bu tür uğraşıları bizler gelen hastalarımıza psikoterapi olarak tavsiye ediyoruz. Ancak aynı hastalığa sahip olan bir memurun işini büyük kentte sağlıklı bir şekilde sürdürmesi kolay değil. Bunun bir başka sebebi de büyük kentlerde sosyal dayanışmanın mümkün olmaması."

AYŞE OLGUN / İSTANBUL

« Geri Dön