AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Kazanın kabahati kimde?

Geçen gün yazdığımız kendi arabası varken başkasının arabasını ödünç isteyen kişinin hikâyesini uydurma zannedenler olmuş.

Benimkinin gazı bitiyor diyerek yanındakinin çakmağını alan arkadaşı tahmin ettik ve araba konusunun da oradan mülhem olduğunu düşündük dedi bir okurumuz.

Aşkolsun. Gerçek olduğuna inandırmak için illa yeminli ifade mi verelim?

Bakın bu olay da Göksun'dan.

Bir arkadaş arabasını memlekette bırakıyor.

Bir hafta on gün sonra döndüğünde, akrabalarına emanet ettiği arabanın hurdaya döndüğünü görüyor.

Gençler kullanmış, keskin bir viraja hızlı girdikleri için takla atmışlar.

Kaza hafif yaralarla atlatılmış ama araba üzerinden tank geçmişe dönmüş.

Hadiseyi değerlendiren sülalenin ihtiyarları kabahati araba sahibine yüklemişler.

Demişler ki "Var ya, sen yanlış yaptın. Bu arabayı buraya bırakmayacaktın!.."

Öyle ya, ehliyetsiz gençlerden birisi kaza sırasında ağır yaralanıp sakat kalsaydı, yahut ölseydi ne olacaktı?

Kabahat bırakanda.

Hatta otomobil diye bir icatta bulunan kişiye kadar uzanır bu kabahat silsilesi

GAZETELER

Sabah Gazetesi reklamlarında kullanılan bir ifade insanı düşünceye sevkediyor.

Slogan şu:

"Biz Türkiye'yiz".

İyi de Enver Abi ne diyor bu işe?

*

Bizim gazetenin sloganı da bili- yorsunuz, "Aydınlık Türkiye'nin habercisi".

Bu üç kelimenin de her biri ayrı bir gazete adı aslında.

Aydınlık, Türkiye ve Haberci.

Fakat galiba sonuncusu artık çıkmıyor.

Yoksa çıkıyor mu?

Neyse canım, iki ihtimal var. Ya çıkıyor, ya çıkmıyor.

KIRMIZI IŞIK

Kırmızı ışık, şehir trafiğinde sürücüleri

çileden çıkarır.

Hele trafiğin akışına göre düzenlenmemişse, adım başı karşımıza dikilen lambalarda kırmızı ışığa yakalanınca sinirleniriz.

Dur-kalk, az git yine dur, yine kalk...

Ancak, kırmızı ışıkta durmaktan memnuniyet duyanlar da var.

Acemi şoförler.

"Dinlenmek için fırsat olduğunu

düşünüyorum ve araba kullanırken kendimi kastığım için, kırmızı ışık yanınca seviniyorum ve rahat nefes alıyorum" demişti bir arkadaşım. "Hem biliyor musun, herkesle beraber dururken acemiliğim de belli olmuyor."

Bu arkadaşın da kim olduğunu sormayın.

Bazı konular muğlaktır, kırmızıda duran oğlaktır.


28 Ağustos 2004
Cumartesi
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED